Herkesin bildiği gibi mâlum, dünyanın gündemi CORONA virüsü.

Bakış açımızı genişletirsek bir virüsden daha ötesi; hayatta kalma mücadalesi.

Çeşitli söylentiler, asparagas haberler ve olayın ciddiyetini anlamayanlar.

Salgın, kaos, karantinalar, ölümler, açlık, ve korku…

Filmlerden bir sahne anlatmadım sizlere, gerçekte dünyada olanlardan bahsediyorum.

İnanılmaz derecede, şaşırdığımız ve anlam veremediğimiz biçimde sürekli mutasyona uğrayan CORONA virüsünün, bu kadar mutasyona uğraması ise oldukça ilginç.

Resmen kuluçka süresi her geçen gün değişiyor.

Ben sizlere virüsten değilde, aslında bunun bir planlama olduğundan bahsetsem ne düşünürsünüz?

Az çok insanlar dünya nufusunu azaltma projesini biliyor. Üst akıl dediğimiz, illimunati dediğimiz, yada dünyayı yöneten aileler dediğimiz kişilerin.

İsimlerin önemi yok hepsi aynı kapıya çıkıyor zaten.

Sınırlı kaynaklar, hava kirliliği, yok olma eşiğindeki gezegen yüzünden
dünya nufusu azaltılmalı algısı ve bunun planı.

Bu planlarını filmler eşliğinde normalleştirdiler. Bilinç altına işlediler. Öyle Muazzam işlediler ki takdir etmemek mümkün değil.

'Avengers Infinity War' filminde 'Thanos' karakteri her seferinde kısıtlı kaynaklar, yok olacak gezegenler, kıtlık, açlıkdan ve yok oluştan bahsederek.

Sonsuzluk taşları ile gezegenlerin nüfusunu yarı yarıya indirerek
kurtuluşun bu olduğunu söyler. Hatta birkaç sahnede nüfus azaltma planının başarılı olduğu gezegenlerde refahı ve mutluluğu anlatır. Bunları zaten çoğu film sever biliyor.

Benim anlatmak istediğim ise algı boyutu!

Reklamını vermek istemiyorum mâlum çok moda olan bir digital plaltformda Avengers Infınity War filminin özetinde Nüfusun yarısını yok etmek isteyen Galaksiler arası sosyopat (Intergalactic Sociopath) der.

Dikkat ettiniz mi?

Sosyopat Thanos!

Buradaki amaç elbette Thanosun sosyopatlığını vurgu yapmak değil
filmin etkisini ölçmekti.

Ve başarılı olundu.

MCU (Marvel Sinematik Evreni) severler büyük bir tepki göstermiş ve sonradan digital platform tepkiler üzerine Sosyopat sıfatını Thanosdan kaldırmıştır.

Operasyon başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Nüfusun %50 sini yok
etmek isteyen Thanos insanlar üzerinde haklı ve mantıklı gözüküyordu. Kadrajı genişletip baktığımızda nasıl başarılı olduklarını daha iyi görebiliyoruz.

Ben bunu takdir ediyorum planlarını nakış gibi işliyorlar ve sonrada bunun nabzını güzel yokluyorlar.

Dünya Savaşı Z (World War Z) 2013 filmini hatırlayacak olur isek dünya zombi virüs salgını ve yok oluş eşiğindedir.(Bu tarz filmlerde virüsün nedeni ve çıkış kaynağı genellikle belli olmaz ve birden dünyayı sarar.)

Doktorun sarf etmiş olduğu sözler benim çok dikkatimi çekti.

'Doğa ana bir seri katildir. Kimse ondan daha iyi, daha yaratıcı değil. Ancak tüm seri katiller gibi yakalanma dürtüsüne engel olamıyor. Kimse üstlenmeyecekse tüm o parlak suçların ne yararı olur? Bu yüzden ekmek kırıntıları bırakıyor. Şimdi, asıl zor kısım, ...kırıntılardaki ipuçlarını görmek.'

Fevkalede bir yaklaşım. Planı yapan bu kirli eller, filmlerle bu planlarını bize kırıntılar bırakarak sunuyorlar. Ya müslüman kötülüyorlar yada planladıkları olayları gizleyerek filmlerle anlatıyorlar.( Tek din, Tek dünya düzeni, tek cinsiyet, eş cinsellik ve planlamış oldukları saldırı, hastalık, kaos ve terör olayları gibi)

2012 yılında yayınlanan 'I, Pet Goat II' kısa animasyon filmi 'Notre Dame katedrali' yangınından sonra insanların dikkatini çekti ve çok popüler oldu.

Bunun sebebi 2012 yılında çıkan I Pet Goat animasyonundaki bir sahnede 2019 yılındaki katedral yangınının birebir aynı sahnesi var. Fransa itfaiyesinden bir personelin vermiş olduğu raporda yangının kasten çıkarıldığını yazmıştır. Fakat bu rapor kabul edilmeyip ört pas edilmiştir.

Geçmişte ve gelecekte planlamış oldukları olayları bu animasyon filmi ile göstermişler.

Bizim için Esas duruma ise bırakmış oldukları 'kırıntıları' bulabilmek!!! Herkesin bildiği şeyleri değilde bilinmeyen bir detaya göz atalım.

’I, Pet Goat II’’ dan bir kare ve kara veba salgınında doktorların kullandığı maske. Bakış açınızı genişletip, dikkatli incelediğinizde göreceksiniz CORONA virüsünü nasıl planladıklarını. İzlediğinizde ayrıntılara dikkat edecek olursanız bu sahne ağır çekim (slow motion) gösterilerek vurgulanıyor. Bu maskeden sonra; bir ışık, bir huzur, bir mavili ambiyans oluyor sahnede. Geçmişdeki Kara Veba salgını neredeyse 50 milyon kişinin hayatına mâl olmuştur. CORONA virüsü ise hiç iç açıcı durmuyor ve git gide ölümler artıyor.

Benim ön görüm ve tespitim CORONA bu hızda devam eder ve kontrol altına alınmazsa.

Dünya genelinde toplamda milyonlar hayatını kaybedecek. Ve sonrasında ise artık açlık ve kıtlık baş gösterecek. Yiyecek ve su savaşları çıkabilir. Ne olur ne olmaz evinize makarna, bulgur, konserve, kuru yiyecek stoğu yapınız.

Çünkü müslüman tevekkül eder takdiri ise ALLAH’ındır. İnşaALLAH ben yanılırım bu korkunç senaryo olmaz. Filmlerin gizli mesajlarının yanı sıra, iyi taraflarını da ele almak lazım. Bazı filmlerde bilinçsizliğin ve fazla duygusallığın hastalık yayılması ve bulaşmasına neden olduğu
gösterilir.(Ülkemizde korkunç bir bilinçsizlik hakim sokakda yere tüküren insanlar, öksürüphapşurunca ağzını kapamayan insanlar, ellerini bile yıkamayan insanlar. Böyle bir ortamda virüs yayılma hızı nasıl olur sizce?)

Sizlere birkaç salgın filmi önereceğim ki; oradaki alınması gereken şeylerden kendimize ders çıkarmalıyız. İzlediğinizde zaten günümüzdeki
olaylar ile nasıl bağdaştığını göreceksiniz ve bakış açınızın değişeceğini düşünüyorum.

Salgın (Contagion) 2011, Dünya Savaşı Z (World War Z) 2013, Grip (The Flu) 2013,

28 gün sonra (28 Days Later...) 2002, The Last Ship (2014 - 2018) Dizisi,

Zombi Ekspresi (Train To Busan) 2016, Kar Küreyici (Snowpiercer) 2013,

Yıldızlararası – Interstellar (2014) ve Yol (The Road) 2009.

Filmler günümüzün en büyük silahlarından ve savaşlarından birisidir. Algı,
psikolojik, ahlaksızlaştırma, normalleştirme, din, kendi benliğinden uzaklaştırma ve beyin uyuşturma.

Bu silahı iyi kullanan savaşı kazanır. Bu yüzden filmlerle olan savaş boyutuna bizde dahil olmalıyız.

Yerli filmlerimizde, dizilerimizde köklü bir değişime gitmeli ve bu
sinema savaşında var olmalıyız. Kendi benliğimizi ve gerçek tarihimizi anlatmalıyız.

Karşı tarafı ise iyi analiz etmeliyiz ve onları iyi tanımalıyız.