Azerbaycan Ve KKTC!
Türk Cihan Hâkimiyeti sekteye uğrayınca Türkler yaşadıkları bölgelerde acılarla baş başa kaldılar ve bütün Türklerin yaşadıkları acılar hemen hemen benzerlik gösteriyordu.
Bu yazımda Azerbaycan ve Kıbrıs Türklerinin var olma mücadelelerindeki benzerliklere kısaca değineceğim…
-Kıbrıs Türkleri 1878-1960 yılları arasında İngiltere’nin,
-Azerbaycan Türkleri ise 1801-1991 yılları arasında Çarlık Rusya’sı ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB)'nin yönetimi altında yaşamaya mahkum oldular.
-Bu yıllar içinde Kıbrıs Türkleri kısmen de olsa İngilizlerin ama ağırlıklı olarak Rum-Yunan ikilisinin, Azerbaycan Türkleri ise Rusların ve Ermenilerin baskılarına uğramışlar, katledilmişler, binlerce şehit vermişler ve yaşadıkları bölgeleri terk ederek göç etmek zorunda kalmışlardır.
Her iki devletin de yaşadıkları bu ortak kader Türkiye Cumhuriyeti’nin müdahaleleri ile son bulmuştur.
Osmanlı Devleti, Azerbaycan Türklerinin çektikleri acılara Kafkas İslam Ordusu vasıtasıyla 1918 yılında; Kıbrıs Türklerinin çektiği acılara ise 1974 yılında gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı ile son vermiştir.
Yapılan her iki müdahalenin de uluslararası hukuk açısından meşru temelleri mevcut olup, Türkiye Bakü’ye 1918 Batum Antlaşması, Kıbrıs’a ise 1959 Garanti Antlaşması ile müdahale etmiştir.
Aynı millete mensup her iki halkın acılarına son verilmesinde en büyük desteği veren Türkiye, 15 Kasım 1983’de ilan edilen KKTC’ni ve 18 Ekim 1991’de bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan’ı da tanıyan ilk ülke olmuştur.
Ve bu tanıma ve sonraki kader birlikteliği bölgede adına artık “bir millet ,üç devlet “dediğimiz yeni bir yapıyı oluşturmuştur.
Bu yapı Türk Cihan Mefkuresinin ayak sesleridir.
Bu yapı Türk Devletler teşkilatının temel taşlarıdır.
Bu yapının içerinde hep olan fakat adı konulmamış olan KKTC artık en yüksek perdeden alan resmi giriş yapmıştır.
Azerbaycan’da toplanan Türk Devletler Teşkilatının toplantısında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev o sesin ta kendisi olmuştur.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türk Devletleri Teşkilatının küresel ölçekte büyük güç merkezi haline geleceğini söyleyerek, "Gün gelecek dünyanın tüm sorunları Türk Devletleri Teşkilatı ile istişare yoluyla çözülecektir" de ve ekledi “Azerbaycan olarak KKTC'nin Türk Devletleri Teşkilatına asil üye olmasını destekliyoruz. Bu çok doğaldır. Çünkü tarihsel açıdan KKTC Türk dünyasının bir parçasıdır. Orada yaşayan Türkler bizim kardeşimizdir."
Bu heyecan dolu sözleri en son ANNA PLANI döneminde verdiğimiz mücadelede çaresizliğe düştüğümüz o zamanlarda Azerbaycan-KKTC arasında doğrudan uçuşlar için uçak kaldırılmasında yaşamıştık biz.
Hatırlayalım!
Dönemin KKTC Dışişleri Bakanı S.Denktaş’ın başkanlığında yapılan ve aralarında kurucu cumhurbaşkanı R.R. Denktaş’ın da bulunduğu 93 kişilik bir heyet Ercan’dan kalkarak Bakü’ye bir uçak indirmişti ve bu iniş Ercan’dan Türkiye dışında bir ülkeye ilk doğrudan uçuş da gerçekleştirilmişti.
Bu olaydan sonra yapılan en büyük diplomatik manevradır Aliyev’in mesajları.
Sonrası…
Artık beklemenin manası da kalmadı, hazır Karabağ’da azad olmuşken Azerban’ın KKTC’yi tanıması zamanı da gelmiştir.
Artık daha hızlı hareket etmek gerekir, tarih bizi çağırıyor Aliyev’in dediği gibi, "Gün gelecek dünyanın tüm sorunları Türk Devletleri Teşkilatı ile istişare yoluyla çözülecektir."
O güce ulaşmanın ilk adımlarında biridir KKTC’yi tanımak .
Hadi bismillah diyelim o zaman…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.