Romantizm Gölgesinde Politik Flörtler Ve Tepede Karadeniz Çekişmesi!
Bernard Shaw "Demokrasi telaffuzu ve yazılması kolay, oynanması zor bir oyundur" der.
Sonra da ekler:
“Onunla fazla oynarsanız, sokakta bedenini başkalarının şehveti ve zevki için kiralayan bireyden farkı kalmaz.”
Bir önceki genel ve yerel seçimde Dem partisi ile yol yürüyenler bugün yalnız bırakıldılar. Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: "Öcalan, 100 yıllık inkârcı sistemi feshediyor."
-Yani, Cumhuriyet'i kastediyor.
Yetkililer suç duyurunda bulunur sanırım. Bulunmazlarsa da kendileri bilir.
Dem partisinin etnik ayrılıkçı ve faşist bir politika izlediğini görmeyen ve bu partiyi hala sol uçta gören varsa bir psikiyatriste görünebilir.
Siyasi taraflarla ilgili yapmış olduğum tespitlerin ve yazdıklarımın arkasındayım.
ABD’nin kendisinden başka diğer ülkelere dayattığı “liberal demokrasi” adı altında Neo-liberalizmi savunup, Amerika dayattığı politikalarını uygulamayı, durumuna ve günün siyasi gündemine göre: katı solculuk, sağlam sağcılık, sadık İslamcılık ve hatta ateşli milliyetçilik sananlar var.
Ülkemizde yaşayan insanların kafası öylesine karışık ki bütün politikasını etnisite ve ayrışma, bölücülük üzerine kurmuş.
Terörizme ve onun kurucularına fütursuzca methiyeler düzen bir partinin temsilcilerinin devletin üst düzey yönetimi ve yıllarca insanları ocu-bucu-şucu diye ayrıştırıp, milliyetçilikten taviz vermeyen pasif radikal hareket eden bir partinin üst yöneticilerinin; yanında elinde binlerce kahraman şehit güvenlik güçleri ve masum vatandaşlarımızın kanı olan terörist başına çiçekli böcekli saygı sözcükleri kullanmalarına ses çıkarmamasına bile olumlu bahane bulabiliyorlar.
Bunun aykırılık olarak dini tarifi, pazar günü kilisenin birinde cuma namazı kılmaya. Medeni tarifi, Green Parkta kabile savaşı yapmaya veya Londra’nın kalbi Hyde Parkta çizgili pijama ile yere halı sererek mangal yapmaya ekonomik tarifi ise ülkemizin FED bankasına kredi vermesine benzer.
Dünyanın nüfus bakımından 28. Güzellik bakımından ilk 10, şanssızlık bakımından ilk sıradaki şehrinin seçilmiş belediye başkanı göz altına alınırken ülke ekonomisinin zor atlatacağı bir devalüasyon tehlikesi geçirmesi, takip ettiğim kadarıyla iktidara yakın farklı kurumlardan nemalanan, yalakalık olsun diye zafer naraları atan boşboğaz yandaş gazetecilerin hiç umurlarında değildi.
Diğer yandan gözaltına alınan belediye başkanına Cumhurbaşkanı ol! Diye yazılarında ve programlarında yoğun baskı ve Dem güzellemesi yapan bazı muhalif basın yazarları şimdi Dem partisi tarafından kalelerine atılan golün şaşkınlığı ve şişkinliği içindeler.
Dem parti yönetimi, Cumhur ittifakıyla yaşadıkları romantik sürecin bozulmaması için teşkilatlarına yazılı olarak “protesto eylemlerine katılmayın” talimatı gönderdi. Bizim samimi hislerle demokrasi taraftarı olan duygusal, her mağdur görünenin hakkını savunan sol kesim, seçimde kurulan ittifakı sokakta göremedi.
Hatta birçok bölücü terör örgütü yandaşı sosyal medya hesaplarından kendileri ile dalga geçti. Birçok ilde protesto ve gösteriler yasaklandı ama Dem partinin nevruz kutlama programları serbest bırakıldı.
Vallahi bunun adı flörttür, romantizmdir. Ben yıllarca yakın takip ettiğim hatta bazı seçimlerde oy verdiğim o partiyi böylesine yumuşak huylu, romantik ve flörtöz bilmezdim yanılmışım yazık!
Terörizmle kıran kırana mücadele edilip taviz verilmeyen zamanlarda, vatani görevimi yaptığım Bolu 2. Komando Tugayı kantin ve yemekhaneler bölgesindeki en büyük duvara ve büyük harflerle Atsızın şu dizeleri yazardı.
“YUFKA YÜREKLİLERLE ÇETİN YOLLAR AŞILMAZ, BU YOL KUTLUDUR GİDER TANRI DAĞINA. YOLDAŞINI BIRAKIP DÖNENLERİN, TOPU DEĞİŞİLİR BİR SOKAK KALTAĞINA!”
Kim derdi ki otuz yıl sonra yaşanan olaylar bana bu yazıyı hatırlatsın.
Büyük resme bakacak olursak Cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem beyin diploması usulsüz olduğu için kanunen olması gerektiği gibi ama, aynı usulsüzlüğü yapmış olan diğer binlerce insana imtiyaz tanınarak haksızca iptal edildi.
Madem böyle bir uygulama yapacaksınız 1990’dan başlayıp sistemi tarayarak denkliği olmadığı halde yurtdışından devlet üniversitesine sınavsız ve usulsüz yatay geçiş yapmış bütün diplomaları iptal edelim.
Parayla diploma alma olayı o kadar ayağa düştü, öylesine sıradanlaştı ki yurtdışından parayla aldığı diplomalarla bir iş adamı Kocaeli’nde iftara davet ettiği bir belediye başkanı ve biri milletvekili iki tıp profesörünün yanında doktor cübbesiyle poz verdi.
Neyse, cumhurbaşkanlığı yarışına diplomasızlık nedeniyle belki erken veda eden Ekrem beyin bu iptal olayı bana geçmişte yaşadığım bir halı saha maçını hatırlattı anlatayım:
Gençliğimizde gazozuna gece maçları yapmaktan büyük keyif alırdık, karşı takımda yine arkadaşlarımız olurdu. Bu maçlardan birisinde karşı takımda oynayan ve gözünde “tavuk karası (gece körlüğü) hastalığı” olan bir arkadaşımız, rahatsızlığından dolayı topu görmekte zorlanıp şartları eşitlemek için sahanın ışıklarını kapattırıp maçı karanlıkta yapmamızı teklif etmişti.
Bu diploma iptaliyle, şartlar eşitlenmiş midir acaba?
Bir kesimin sürekli kurtarıcı olarak gördüğü, güneydoğu Anadolu bölgesinde, Diyarbakırspor’a Amed spor güzellemesi, Van’da zafer işareti tamlaması, İstanbul’da eşinin yaptığı kibir dolu açıklamayla emeklinin kendileri sayesinde et gördüğünü iddia ettiği, Ekrem İmamoğlu’nun hakkında ortaya atılan iddialar gerçek değilse ve sırf Cumhurbaşkanlığı yarışından çekilmesini sağlamak için gözaltına alındıysa demokrasinin ayıbıdır.
Partisi tarafından ısrarla Cumhurbaşkanlığı adayı gösterilmesine, bir ulusalcı ve Atatürk milliyetçisi olarak ben karşıyım, partilerinin politikaları kendilerini ilgilendirir, seçmen olarak ben üzerime düşeni oy vermemekle, bir yazar ve politolog olarak kişisel politikasını ve söylemlerini değiştirmezse adaylığının yanlış olduğunu yazıp siz okurlarımla paylaşmakla mükellefim.
Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi gerçek anlamda sağduyulu davranıp sokakların karışmasını istemiyor konuyu hukuken çözmek istiyorlar. Fakat, artık yarı hukuk yarı kanun devletinde olduğumuz için bu süreç biraz uzayacak gibi görünüyor.
Bu sürecin sonunu merak edenler için ne olur?
Sayın Ekrem İmamoğlu ile bir şekilde anlaşılır kendi rızasıyla adaylıktan çekilir.
Yerine Sayın Mansur Yavaş aday olur ki zaten sonraki en kuvvetli aday o!
Kuvvetli bir olasılıkla 2026 yılında önümüze konulacak sandıkta, Dem parti seçmeni Cumhur ittifakını destekler. Ama kurulan yeni blok, millet ittifakının oy oranını yine de yakalayamaz. Çünkü kararsızlar, samimi dindarlar, orta sağ ve ulusalcı kesim millet ittifakından yana oy kullanır.
Özellikle Sayın Ümit Özdağ’ın iddianamesi yokken içeride tutulması ve son yaşananlardan sonra Cumhur ittifakı adayının oy oranı %40-42 bandını ancak yakalamaktadır. Millet ittifakı ise %52-54 bandı aralığında görünmekte ki özellikle gençlerin Sayın Ümit Özdağ’a olan ilgisini katarsak bu oranın %55-57 bandına yaklaşacağını öngörüyorum. Ak parti Karadeniz oylarını İmamoğlu’ndan sonra %50-55 kaybetti gibi görünüyor.
Çünkü Sayın Recep Tayyip Erdoğan onlar için önemli bir hemşeriydi ama emekliliğe yaklaştı artık, kendilerinden olan yeni bir siyasi aktör olan İmamoğlu ile tekrar ülke yönetiminde ve kamuda birçok alanda söz sahibi olma çoğunluğunu almak istiyorlar. Kürt oylarının kendilerine doğru yön değiştirdiğini hesap ederek, Karadeniz bölgesinin oy oranının erdiğini takip eden AK parti kurmaylarının Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı yarışından çekilmesinin kendilerine yarayacağını düşünmeleri ters tepebilir. Anadolu insanı hoşgörülüdür ama altta yatan bir deve kinine sahiptir.
Hele ki kuzey Anadolu insanı iklim ve coğrafi şartlardan dolayı Kafkasya bölgesi karakterinden dolayı daha farklı bir stratejik kine sahiptir. Yaşadıklarımdan ve dostlarımdan edindiğim tecrübe ile şu kanıya varabilirim. Kuzey insanı affetmez ve unutmaz!
Umarım ülkemizde huzur sükûnet kazanır. Gerçek suçlular ceza alır ve hukuksuz yapılan bütün işlemler iptal edilir.
KALIN SAĞLICAKLA!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.