Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in oldukça kapsamlı görünen ziyaretinin tuhaflığı ilkin İstanbul’u ziyaret etmesiyle başlıyor.

Ülkelerin cumhurbaşkanı -başbakanı ya da dışişleri bakanı-başka bir ülkeye ziyareti sırasında o ülkede istediği kente gidip kişiyle görüşebiliyor mu?

Bizim bildiğimiz, önce ülkenin başkentine inilir. Ülke cumhurbaşkanınca törenle karşılanır, vali tarafından değil! Sonra ikinci kentlere belli bir ‘prosedür’ doğrultusunda ve ziyaret edilen ülkenin bilgisi dahilinde gidilir.

Diyeceksiniz ki adam ne yapsın Erdoğan Irak’a ziyarete gitmişti.

Bu ziyaretler aylar öncesinden bellidir, çakışmaması için plan yapmalıydı. Yani ertelemeyi ziyaret edecek ülke yapmalıydı.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, üç günlük Türkiye ziyaretinin ilk durağı İstanbul'a geldi. İstanbul valisi tarafından karşılandı. 63 yıl önce Almanya'ya iş gücü göçünün başladığı nokta olan Fatih'teki Sirkeci Tren Garı'nı ziyaret etti, Demiryolu Müzesi'ni de gezdi.

Birinci ilginç ziyaret buydu: Hani 50. yılı olur 75. Yılı olur ama 63. yılda gar ziyareti biraz tuhaf kaçtı. Hele Abdullah Gül gibi artık resmi sıfatı olmayan siyasi mefta biriyle samimi pozlar vermesi…

Steinmeier ve Almanya Federal Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu JohannesRegenbrecht, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile tarihi Orient Express Lokantası'nda basına kapalı bir toplantı yaptı.

Yabancı bir ülke cumhurbaşkanı böyle elini kolunu sallayarak gezip tozup üstelik gizli/kapa(k)lı görüşmeler yapabilir mi?

Yabancı bir ülkenin cumhurbaşkanı ülkesindeki dönercilerden birini getirip İstanbul’da konuklarına kendi eliyle döner kesebilir mi? Bir cumhurbaşkanı bir başka ülke topraklarını panayır yerine çevirebilir mi?

ALMANYA İLE İLİŞKİLER

Almanya ile köklü tarihi ve diplomatik ilişkilerimiz Osmanlı Devleti dönemine dayanmakla birlikte modern Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya arasında imzalanan 1961 tarihli iş gücü anlaşması bir dönüm noktası oldu. Almanya’ya göç eden Türkler, diline, kültürüne, sosyolojisine yabancı oldukları bir toplum içinde çok kısa sürede tutunarak hayatın her alanında önemli başarı hikayeleri yazdılar.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren’in verdiği bilgilere göre, “Bugün artık Avrupa’da toplamda 6 milyon Almanya’da 4 milyona yaklaşan bir millet varlığımız”dan bahsedebiliyoruz.

Almanya’da doğup büyüyen, orada okuyan, her iki dile ve kültüre de hakim nesillerimiz, diğer toplumlara nazaran kıyas götürmeyecek düzeyde bir entegrasyon örneği sergiledi.”

Türk toplumu, vaktiyle iş gücü ihtiyacını takviye etmek için göç ettiği Almanya’da bugün işverenolarak500 bin kişiye istihdam sağlıyor. Almanya’daki Türk işverenler yıllık 52 milyar dolar ciro ve 80 binin üzerine işletme ile ülke ekonomisinin gelecek vadeden dinamik bir unsuru. Öte yandan ülkemizin yetiştirdiği parlak beyinler, nitelikli ve uzman gençler, Türkiye’de edindikleri mesleki tecrübeleri ve çok yönlü eğitimleri ile uluslararası vasıflı iş gücü piyasasında özellikle tercih edilir hale geldi.

Ama ne yazık ki Almanya'da örgütlü ve kurumsal ırkçılık ve ayrımcılık tavan yapmış durumda. Çifte vatandaşlıkla bunun önüne geçmeye çalışıyorlar, Steinmeier gibi Cumhurbaşkanlarıyla yumuşak yüz gösteriyorlar.

AB’yle müzakerelerimizde aslında önümüzdeki en büyük engel hep Almanya oldu. Okul tarih kitaplarında 1. Dünya Savaşı’nda Türklerle ittifaklarından bile söz etmiyorlar.

Steinmeier’in her yıl Türkiye’ye gelen ‘5 milyon Alman turist’ten söz etmesi de aslında bir zorlama, 80 milyonluk Almanya’da 5 milyon nedir?

Steinmeier'in Eminönü Arabalı Vapur İskelesi'ne yürüyerek gelmesi, kendileri için özel tahsis edilen vapura binerek, vapurda Almanya Maliye Bakanı ChristianLindner'in de katıldığı İstanbul’un patronlarıyla toplantı yapılması…
Ya bir samimiyeti zorlama isteği ya da açıkçası sanki babasının devletinde geziyor ciddiyetsizliği… Ankara’yı by-pas etme çabası mı?

Alman Cumhurbaşkanı, Sultan Abdülhamid 1880 yılında, Tarabya'da bağışladığı rezidansın, Türkler ve Almanlar arasındaki yakın ilişkinin ne kadar eskiye dayandığını da gösterdiğine işaret etti.

AA’nın haberine göre Steinmeier, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 100. yılı dolayısıyla Türkiye'ye yaptığı bu ilk ziyarette İstanbul’dan sonra Gaziantep ve Ankara'yı ziyaret edecek.

Steinmeier'in iş, bilim, sanat, edebiyat, spor çevreleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelmesi planlanıyor.

Kavala’yı sağ yanına oturtmasıyla bilinen Steinmeier’ın yanındaki o koltuk kuşkusuz şimdilik boş kalacak. Ama dönüşünde ardından Kavala seslerinin yükseleceğini şimdiden söyleyebiliriz.

Gezisinin ikinci gününde Gaziantep'te depremzedeler için sığınma evi ile inşasını Almanya'nın desteklediği bir okulu ziyaret edecek, 23 Nisan kutlamalarına katılacak.

Steinmeier'in 24 Nisan'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da bir araya gelmesi bekleniyor.

Ankara Üniversitesi'ni de ziyaret etmesi planlanan Steinmeier,nihayet, gezisinin son günü Anıtkabir'e ziyarette bulunacak, Atatürk'ün mozolesine çelenk bırakacak!

NEREDEN BAKSAK TUHAF

Steinmeier’le Almanya, Türkiye’ye imzalarının atıldığı gün gelerek ve bizzat tren garını ziyaret ederek sonrasında yine Kalkınma Yolu Projesi üstündeki Gaziantep’i ziyaret ederek bir mesaj mı vermek istiyor.

Steinmeier, Sirkeci Garı'ndaki konuşmasında, Bu gar “bilinmeyene doğru yola çıkışın simgesidir,” demiş ve ekemişti: "Bu tren istasyonu, iki ülke arasındaki yakın bağı simgelemektedir. Alman mimar AugustJachmund tarafından tasarlanan gar, Doğu ile Batı'yı birbirine bağlayan Orient Express'in son durağıydı."

Türkiye Almanya’nın elinden kayıyor mu? Yoksa ‘Bağdat Demiryolu’ zamanları felaketlerini örmek için apar topar Türkiye’ye yakınlaşma ihtiyacı mı duyuyorlar.

Bunu zaman gösterecek.