Başta belirteyim: bu “Fransız Kuşağı” terimi bana aittir ve alıntı değildir.

2003-2004 yılında Fransa’nın Gürcistan Büyükelçiliğine bir bayan atanır. Ermeni asıllı ve Gürcistan vatandaşı bir anne babadan dünyaya gözlerini açıp Fransa vatandaşı olan bu başarılı diplomat Fransa ve Gürcistan arasındaki özel bir anlaşmayla Gürcistan vatandaşlığına geçip, 2004-2005 yılları arasında Gürcistan Dışişleri Bakanı olarak görev yaptıktan sonra, 2006 yılında görevinden ayrılıp “GÜRCİSTAN’IN YOLU PARTİSİ”ni kurarak siyaset atılmak için Fransız vatandaşlığından çıkmıştır.

2018 yılında yapılan seçimde yüzde 59,54 oy alarak Gürcistan’ın ilk kadın Devlet Başkanı olan, eski Fransız Diplomat Salome ZURABİŞVİLİ’den başkası değildir aslında. O tarihte konuyla ilgili GÜRCİSTAN SEÇİMLERİ başlığıyla yayınlanan değerlendirme yazımda; Fransa’nın bölgede, Ermenistan ve İran ve Gürcistan ile bir hat oluşturmaya çalıştığını bir yandan Ermenistan’a destek sağlarken Kafkasya’da aktör olmaya çalıştığını yazmıştım.

Sonrasında:

Azerbaycan Cumhurbaşkanının emriyle yine Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından; 2020 yılının Eylül ayının 27’sinde başlayan 44 günlük operasyonla, Azerbaycan ordusu Karabağ’da ermenilerin işgaline son verip, 10 Kasım anlaşmasına kadar yedi şehrin beşine Azerbaycan Bayrağını dikmiştir. 10 Kasımda yapılan anlaşmada, Laçın-Hankenti arasında bulunan koridora karşılık, Nahçivan Azerbaycan arasındaki Zengezur koridoru          -Rusya ve Türkiye’nin desteği ile- maddeler arasına alınıp kısa zamanda hayata geçirileceği duyurulmuştu. 

Gelelim şimdiye:

İran Molla rejimi Azerbaycan’ın hem 44 günlük bu zaferini, hem de Zengezur koridorunun açılmasını bir türlü hazmedememiş olacak ki; İran askeri unsurları Zengezur- İran sınırında ve işgalden kurtarılan Cebrayil bölgesinin karşısında Azerbaycan sınırında provokatif  bir tatbikata başladı. Dün yabancı ajanslara düşen bir haberde; ermeni tarafı Zengezurda İran’ın askeri üs kurmasını teklif ettiği yazıyordu, sonrasında Fransa Cumhurbaşkanı Macron Cezayir’in Türkiye mandasıyken esir olarak, kendi himayelerinde ise, ulus bilinciyle yaşadığı gibi bir açıklamayla Türkiye’ye kara propaganda yaptı. Fransızlar acayip megaloman bir ulus. Hepsi kendisini Napolyon sanıyor ama, dünya savaş tarihi sayfasında henüz, Türklere karşı kazanılmış bir zafer hikayeleri bulunmuyor. Neyse, daha öncesine gelirsek. Rusya’nın ve dünyanın dikkatini Özbekistan’a, Abd’nin dikkatini Çin’e çekmek için, İran Özbekistan'da kamu diplomasisi ile örgütlediği Tojakları (Tacikleri) ayaklandırıp olayların çıkmasına neden olmuştu.

Şimdi bunların ne anlama geldiğini soruyorsunuz tabi.

Avrupa Birliğinde önemli bir söze sahip olan Fransa. Güney Kafkasya’daki jeo-politik, jeo-termal, enerji kaynaklarının ve ticari potansiyelin farkına vardığı yetmişli yılların başından beri Ermenistan ve İran üzerinde hegamonya kurma çalışmaları başlatıp başarılı olmuş. Sonrasında, Gürcistan'da ABD ve Rusya arasındaki iktidar mücadelesinin yarattığı boşluktan faydalanıp Gürcistan yönetimine kendi diplomatlarını yerleştirmiş, Daha önce Azerbaycan ile yaptığı enerji ve işbirliği hacminin ve ortaklığının, tamamen Azerbaycan-Türkiye işbirliğine dönüşmesini engelleme amacı ve bölge ticaretinde var olan payını Türkiye’ye kaptırmamak için, boru hatlarının, ticari karayolunun açılacak Zengezur Koridoruyla Türkiye’ye direk gelmesi, Gürcistan’ın Transfer ağındaki önemini yitirmesine, İran ile Ermenistan arasındaki bağlantının kopmasına, dolayısıyla Fransa’nın bölgede zayıflamasına neden olacak. Bu yüzden, Türkiye ile Azerbaycan arasına gerçekte adını koymadığı bir “FRANSIZ KUŞAĞI” oluşturdu. İran molla yönetiminin perde ardından Fransa’ya hizmet, görünürde ermeni yanlısı tavrının nedeni ise, oluşan bu Fransız Kuşağında bir piyon olmasıdır aslında. 

ABD bu olayın neresinde? Diye soranlara şunu söyleyebilirim. Bölgeye devlet başkanlığı seçimlerine girmesi için gönderdiği Mihail SAAKAŞVİLİ Fransa’nın telkini ile Gürcistan polisi tarafından yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklandı. Seçimlerden sonra Ukrayna veya Polanya’ya gönderirler. Yani Fransa Abd ile de hem Gürcistan hem de İran üzerinden mücadele ediyor. Büyük bir olasılıkla Baydın yönetimi bölgede bir süre izleyici olacak daha sonra kazananın yanında yer alacaktır.

Hep söylerim, uluslar arası politika aslında geleceğe yönelik bir köşe kapmaca oyunudur. Ilık bir kış günü kar yağarken saçlarınıza, elleriniz ceplerinizde, dilinizde Sezen Aksu’dan gülümse şarkısını mırıldarken, geleceğe dair yaptığınız planların, geniş kitleleri etkileyen, uzun bir zaman dilimine yayılmış ve organize olanıdır böylesi projeler.

KALIN SAĞLICAKLA!