KILIÇDAROĞLU GİT (ME)…
Dilek olay 22 Mayıs 2010’da CHP Genel Başkanlığı’na seçilen Kılıçdaroğlu, girmiş olduğu tüm seçimleri kaybeden Lider olarak siyaset arenasında yerini almış bulunmaktadır.
Adam girmiş olduğu tüm seçimleri kaybettiği halde partisinin başında dimdik durmaktadır. Her kaybettiği seçim sonrası da ben kazandım demekten çekinmeyen pişkin bir yapıya bürünmektedir.
Parti içinde kimsede onu koltuğundan indirmedi hatta indiremedi. Kazandığı tek seçimler ise parti içi kurultay seçimleri olmuştur. CHP kurulduğundan buyana bu kadar aciz ve çaresiz bir duruş sergilememiştir. İlkelerini kaybetmiş, ideallerinden vazgeçmiş, Kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal’in altı okunun anlamsızlaştırılması ve yok edilmesine parti içinde seyirci kalınması en acı meseledir. Kim ne derse desin CHP ideallerinden yoksunlaştırılmış, hedeflerinden uzaklaştırılmış, çaresiz bir parti haline dönüştürülmüştür.
Bu süreç tabi ki Ak Parti ve ekibine yaramış bulunmaktadır. Her dönem karşısında bulduğu Kılıçdaroğlu’nu yenmekten zevk alan bir lider vasfında olan Sayın Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun siyasetten çekilmesini tabi ki istemez. En son seçimlerde gösterdi ki kazanan yine Erdoğan ve Ak Parti oldu.
Kaybedilen seçimlerden sonra CHP’nin içi cadı kazanı gibi kaynamaktadır. Birçok gazeteci ve siyasetçi İmamoğlu’nun söylemi ile DEĞİŞİM istemektedir.
Kaset ile gelen proje Kılıçdaroğlu koltuğu bırakmaya niyetli görünmüyor. Her defasında demokrasi dersi vermeye çalışan Kılıçdaroğlu’nun bu sefer çark etmiş durumda. Proje olan Kılıçdaroğlu’nun o koltuktan kalması için aynı yerden emir alması gerekmektedir. Kısacası ne İmamoğlu ne de CHP kurultayı onu o koltuktan indiremez. Kimler getirmişse onların emirleri doğrultusunda hareket etmeye devam edecektir.
İşin çirkin tarafı da demokrasi ve koltuk sevdalısı diye hep Reis’i suçlayan ve bu aşamada o koltuktan kalmayanlar için söylemde bulunduğu sözler aslında kendisini bağlamaktadır. Dünyanın hiçbir ülkesinde seçimlerde bu kadar çok yenilgi alan bir genel başkanın koltuğuna sıkı sıkıya bağlanması çok manidardır. Azıcık gurur ve dik duruşu olsa idi gereğini yapardı. Ama dediğimiz gibi proje olan Sayın Kılıçdaroğlu’nu kimseler o koltuktan indiremez. Ancak emir aldığı yerden indirilebilir.
Kılıçdaroğlu CHP’nin başına gelmiş geçmiş en büyük bela iken Ak Partinin başına da konan talih kuşudur. Yapmış olduğu gaflar ve açıklamalar her daim Sayın Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmüştür. Mesela Çorum ve Konya’yı ülke yapan Kılıçdaroğlu’nu Sayın Erdoğan seçimlerde kurtarmış ve buraları il yaparak giriş çıkışlarda vize uygulamalarına kaldırmıştır. Yine Gaziantep’teki toplantısında; “Şanlıurfa’da olmaktan son derece mutluyum” demesi salonda buz etkisi yaratmıştır.
O zaman Kılıçdaroğlu’nun gaflarından kesitler sunalım azıcık…
• Konya ve Çorum Ülke oldu,
• Gaziantep’de konuşurken Şanlıurfa’da olmaktan gurur duydu,
• Konfüçyüs’un sözlerini Mevlana’nın diye söyledi,
• Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in “şair galiba” demesi,
• Hak gelecek batıl zail olacak sözlerini Sayın Erbakan Hoca’ya bağlaması,
• Millet ittifakı diyeceğine Cumhur ittifakı demesi,
• Temiz para dediği Uyuşturucuların parası ifadesi gibi uzayıp gidiyor…
Hiçbir iktidar böyle bir muhalefet liderinin gitmesini istemez. Ak Parti ve Reis’de aynı görüşte olduğuna inananlardanım. Reis meydanlara çıkmasa bile Kılıçdaroğlu ona yeter.
CHP’de en son yapılan Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden mağlup ayrılması sonucunda yeni bir değişim süreci başlamış gibi görünüyor.
Kılıçdaroğlu önlem almaya çalışsa da çatlak seslerin ayyuka çıktığını duymaktayız. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Fatih Portakal, Sözcü gazetesi yazarı Necati Doğru, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Zülal Kalkandelen, Sözcü Yazarı Uğur Dündar, Yeniçağ Gazetesi Yazarı Mehmet Faraç, Ekrem İmamoğlu, gibi birçok ses Değişim diye bağırmaktadır. Ne kadar etkili olacaktır bilinmez ama CHP seçmeni de aynı değişim sürecini desteklemektedirler. Şimdi şablona dönersek Değişim diyen ilk siyasi İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu’dur. Bu seçim zamanı da beklenen bir durumdu. İmamoğlu Trabzon’lunun verdiği bir özgüven patlamasıyla o koltuğa en büyük aday konumundadır. Ancak mahkemenin vereceği kararda kendisini korkutmaktadır. Bu aşamada Kılıçdaroğlu’nun elini güçlendiren süreç başlamaktadır. Ne ederseniz edin bu koltuğu siyasi yasak gelecek birine bırakamam demesi gündemde bomba gibi düşecektir. Bu mahkeme kararı CHP’nin üst kurullarında gizli kapılar ardında konuşulan bir konudur. Burada Proje adamı Sayın Kılıçdaroğlu siyasi manevra ile olayı kendine döndürme çabasındadır. Bu aşamada eli de çok güçlü görülmektedir. İmamoğlu olmaz ise partinin başına geçecek ve partiyi ileriye taşıyacak, heyecanlandıracak biri de olmadığı için yine Kılıçdaroğlu devam diyecek. Görünen o ki CHP’nin gizli kapılar ardında kavgalar yapılıyor ama dillendiremiyorlar. Bugün ellerinden Kılıçdaroğlu’ndan başkası yok. Yoksa projeyi yapan insanlar ondan da çok memnun değiller ama yapacak bir şey yok. Kazan kaynamaya devam ederken hükümet kanadı da elinden geldiği kadar bu konuyu takip etmektedirler.
Kılıçdaroğlu’nun koltuğu bırakıp gitmesinden yana olmayan Reis ve ekibi sonucu da beklemeye başlamışlardır. Yapılacak erken kongrede aday olacak ilk kişinin baskılar dolayı Sayın İmamoğlu olması kesin gözüyle bakılmaktadır. Ama işin içinde seçildikten hemen sonra cezası onanıp 5 yıl da siyasi yasak gelirse CHP’de kazanlar kaynamaya değil fokurdamaya başlayacaktır. Bekleyip görelim ama ne olursa olsun kazanan Ak Parti ve Reis olacaktır. Görelim bakalım Mevla’m neylerse güzel eyler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.