Gezi olaylarının Kavala cezası...
Gezi olaylarının azmettirici sıfatıyla tutuklu yargılanan Osman Kavala’nın aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası bazı şer odakları tarafından şiddetle kınandı.
Neymiş efendim “Adam mı öldürmüş?”, Neymiş efendim “Yargı bağımsızlığımız yokmuş?” , Neymiş efendim “Reis bu kararın bedelini ödermiş.” Neymiş de neymiş…
Bu şer odaklı siyasiler, aklı sadece devletimizin temel taşlarını yıkmak olan bu zat-ı muhteremler, dış güçlerden aldıkları talimatlarla devletimize ve devletimizin başına hareket etmeye devam ediyorlar.
Mikrofonların karşısında “Aslan” kesiliyorlar. Bilmezler ki Reis onları da “Kedi” yavrusu yapabilir. Biz millet olarak geleneğimize ve göreneğimize bağlı bir milletiz. Devlet dediğimizde yediden yetmişe seferber oluruz. Bir karış toprağımız söz konusu oldu mu? Hiçbir güç hatta süper güç karşımızda duramaz. 15 Temmuz FETÖ kalkışım olaylarında F16’lara kafa tutan, tankların önüne tereddüt etmeden atlayan bu millet evladı değil midir? Sakın ha bu milletin aklıyla oynamaya kalkmayın. Her asır bir kurtuluş savaşı vermiş bir milletten bahsediyoruz. Malazgirt, İstanbul’un Fethi, Kurtuluş savaşı, Çanakkale ve en son 15 Temmuz…
Özgür Özel denen kişi bu ülkenin başını tehdit edercesine açıklamalar yapıyor. Sayın Özel; siz kimsiniz ki? Vasfınız ne ki? Devlet terbiyesi nerden almışsınız ki? Geleneğini ve göreneğini bilmeyen hatta nerde nasıl konuşacağını bilmeyen çaresiz bir şahsiyetsiniz. Biz kökleriyle dünyaya nam salmış bir milletiz. Bu milletin başı hiçbir zaman bu kadar ağır eleştirilmemiştir. Bu milletin başını ne tehdit edebilir siniz? Ne hakaret edebilirsiniz? Vekil olabilirsiniz? Parti genel sekreteri olabilirsiniz? İş adamı olabilirsiniz? Öncelikle insan olabilirsiniz? Bu ve buna benzer vasıflarınız da olabilir ama bu devletin hatta bu KADİM DEVLETİN başına hakaret edemezsiniz. Orası Türk Milletinin şerefli bir makamıdır. Siz de Türkiye Cumhuriyetinin çatısı altında siyaset yapan bir vekilsiniz.
Eleştirilmeyecek değil sözüm ama hakaret edilmeyecek… Bu ülkede Osman Kavalalar çok geldi gitti. Unutulup giderler ama bu ülkenin başı unutulamaz. Kayıtlarda hep olacak. Sevsen de sevmesen de sende ömür boyu bu isimle beraber yaşayacaksın. Yıllar sonra sana torunun sorarsa senin döneminde Cumhur Başkanı kimdi? Ne diyeceksin? Kısaca siyaseti öfke ile yapmayacaksın. Eleştireceksin ama hakaret etmeyeceksin?
Neden bu tepki, neden bu adam bu adam bu kadar önemli tepki verenler için? Devletimizin temel taşlarına dinamit koyacak kadar ileri giden bir insan için mesajlar verip tehdit edercesine haykırıyorlar. Vatanımın dışında sürgün yaşayamayan bir milletiz. Bir siyasi ideolojiye bu devlet peşkeş çekilemez. Kısacası Osman Kavala ve arkadaşları ülkemizin dinamikleriyle oynamaya çalışmışlardır. Osman Kavala dış güçlerden aldığı destekler ile gezi olayların bu kadar uzun sürmesine neden oldu. 100 milyar dolar civarın da ülke ekonomisine zararı olan gezi olaylarını masum gösterip durmayacaksınız.
Kılıçdaroğlu twit atıyor ve diyor ki; “Gezi direnişi; dayanışmaya, barışa, kardeşliğe ve demokrasiye adanmış bir millet hareketiydi…” diye devam ediyor. Destek veriyor, masummuş gibi göstermeye çalışıyor Kavala’yı. Demokrasinin nimetlerinden yararlanmaya çalışan Kılıçdaroğlu bu ülkede bu kadar rahat siyaset yapabiliyor. Kavala’nın sadece devlet politikalarını protesto etti imajı içerisinde hareket ediyorlar. Bu millet CHP zihniyetini de görmüş geçirmiş. Mecliste, devlet dairelerinde, üniversitelerde Türban protestoları olduğunda hangi taraftaydınız Kılıçdaroğlu. Merve Kabakçı meclise girdiğinde “Çık dışarı” diye haykırmalarınız insanların kulaklarında hala. Şimdilerde sesleri Kavala diye bağırıyor. Yargının verdiği karar doğrudur eğridir o insanların vicdanları ile ölçülür. Tabi ki herkesin bir görüşü olacaktır. Saygı duymak lazım. Ama devletimin temel değerleriyle uğraşan PKK nasılsa, darbe yapmaya kalkan nasılsa benim içinde Kavala davası aynı çerçevededir.
Hükümetler seçimle kurulur seçimle gider. Demokrasi bunu gerektirir Sayın Kılıçdaroğlu. Ama senin zaten hükümet olma gibi bir derdin olmayacağı gibi bunu düşünmen bile zor gelir sana. Sayın Kılıçdaroğlu seçimsiz bir parti lideridir ve herkes o koltuğa nasıl geldiğini iyi bilir. Onun için demokrasi ifadesi bir şey anlam ifade etmez. Birileri ona koltuk verecek oda o koltukta oturacak. Yoksa girdiği hangi seçimde başarılı olmuş bir liderdir. Hazır koltuk evde var Sayın Kılıçdaroğlu…
Akşener’de aynı desteği verip gürlemeye devam ediyor. İktidar olduk mu bunu yapacağız, bunu yıkacağız deyip duruyor. Bu ülkeye hizmet etme şerefine nail olmuş bir bakan konumunda ki siyasetçinin, devletimizin temel değerlerini yıkmaya çalışan Kavala’ya destek vermesi çok elim bir durumdur. Akşener’de fetonun gemisinin bir tarafına tutunmuş, ülkesi için menfaatleri ön planda olan bir siyasetçi konumuna erişmiştir. Bu zihniyetlerin vatanıma katkısı olmamıştır ve olmayacaktır.
Kimse devletimizin bekası için mücadele edenleri karalayamaz. Ama devletimizin temel taşlarını yıkmaya çalışanlarının da sonu Kavala gibi olmalıdır. Sadece basit bir olaymış gibi gösterilmeye çalışılan gezi olayları aslında siyasal bir harekettir. Direk hükümeti yıkmaya ve ülkemde iç karışıklığa sürükleme vakasıdır. Bu ülke eskisi gibi birilerinin isyan çıkararak yıkılacak konumunu artık kaybetmiştir. Ne olursa olsun seçimle gelen seçimle gitmelidir. Darbe ve kalkışımlar hem ülkemi hem de milletimi çok gerilere getirmektedir. Kavala kararı ağır olabilir veya fazla gelmiş de olabilir. Devletin yargı sistemi var gider oralara itirazını eder tekrar yargılanmayı istersin. Sonuç olarak Kavala ve Demirtaş ülke dinamiklerine dinamit koymaya çalışmıştır ve gerekli cezaları alıp gerekli yerlerde istirahate geçmiştirler. Bunlar siyasetçilerin ve bu gibi olaylara kalkışanlara güzel bir örnek olarak dikkat çekmelidirler.
Ne kavala ne de Demirtaş Türk siyasetine yön verebilecek konumda olamazlar. Özellikle Kavala iş adamı kimliği ile karşımıza çıkmışsa da hayatı incelendiğinde nerelerde ve kimlerle hareket ettiği görülmektedir. Bir önceki Kavala yazımda gerekli açıklamaları yapmış bulunmaktayım.
Bu cennet vatanımın hiçbir kademesine hakaret etme yetkisi olamaması gerekmektedir. Şimdi Özgül Özel ve diğerleri basının önünden eksik olmayacaklardır. Kısaca devlet geleneğimiz bize saygıyı ve seviyeyi öğretmiştir. Bu saygı ve seviye daha ileri demokrasi ile bağdaştırılan bir müessese konumuna gelecektir. Özel ve Şer odakları her defasında Demokrasi kılıcına sığınırken ilk ihlal eden konumuna bürünmüşlerdir.
Yargının bağımsız olmadığına dikkat çeken Reis karşıtı Şer odakları aldıkları talimatları uygulamaya devam ediyorlar. İktidar ortağı olduğunuzda da bu yargı organları vardı ve aynı uygulamalarda sesiniz çıkmıyordu. Ne demişler “Keser döner sap döner gün gelir hesap döner” mesele bu kadar basit. Allah yar ve yardımcımız olsun…
Hayırlı BAYRAMLAR...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.