ERDOĞAN 'YEDİRMEZ'
Memleketin geldiği hali görünce insanın çıldırmaması, isyan etmemesi mümkün değil lakin hani AKP için sıklıkla kullanılan “Devleti belediye gibi yönetiyorlar” şeklindeki eleştiri sadece ağızlardaki bir klişe olarak dilimize yerleşmeyip, 1994 yılında olanları görebilseydik belki de bugün yaşananları hiç yaşamayacaktık…
Zira Erdoğan’ın meşhur “uzun ince” yolunun başladığı senedir 1994 ve Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması ile birlikte “en tepeye” kadar uzanacak o yolun taşları da döşenmeye başlanmıştır.
Dedik ya efendim Çarşamba’nın gelişi nasıl Perşembe’den belliyse 2019 Türkiyesi’nin artık arş-ı alemi sarmış,aleni ve cüretkarca yapılan yolsuzluk,usulsüzlük ve talan cenneti olma durumu da ta 1994’ten bellidir.
***
Mesela efendim hani bugün mesela yerel seçimler sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ortaya çıkan milyonluk “araç kiralama” vurgununu hepiniz biliyorsunuz.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde neredeyse tekerleği dönen el arabasını bile belediyeye kiralayan, sırf kendisine özel “adrese teslim” ihale şartnameleri ile milyonlarca liralık iş alan PLATFORM A.Ş kime aitti?
Yeni Şafak Gazetesi’nin sahibi olan Albayraklar Holding’in sahibi
Nuri Albayrak’ın damadı Adem Altunsoy’a ait…
Peki isterseniz dönelim Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 1994 yılı sonrasındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne…
O dönem damat yok ama Albayraklar yine sahnede hem de yine “ARAÇ KİRALAMA” işi ile…
Ama sadece “araç kiralama” ile bitmiyordu iş…
1995 arası araç kiralamadan,İstanbul metrosu elektro-mekanik alt yapısına,elektrik sayaçlarından,İETT otobüslerine,İBB’nin yemek ihalesinden,Halk Ekmek dağıtımına kadar tam 100 milyon dolarlık ihale aldı Albayraklar Grubu.
1991 yılında eski para ile 1 milyar TL (Bugünün parası ile 1000 TL) sermaye ile kurulan Albayraklar şirketi 1998’e gelindiğinde sermayesini eski para ile 1 milyona (yeni para ile 1 milyon TL’ye) çıkartmıştı.
Bu durum ve Erdoğan ile Akbayraklar arasındaki bu ilişki ayyuka çıkınca devlet yolsuzluk iddialarını araştırmak için Susurluk’tan Batman’daki kayıp silahlara, Kocaeli’nde üst rütbeli polislerin de içinde bulunduğu mazot kaçakçılığı çetesine kadar pek çok önemli dosyayı soruşturan Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren’i İBB’de araştırma yapması için belediyeye
gönderdi…
Candan Eren işe daldı dalmasına ama İBB’deki yolsuzluğun boyutu o kadar büyüktü ki tek başına altından kalkması mümkün değildi bu kadar yolsuzluğun…
Ve kendisine 2 yardımcı gönderildi bu soruşturma için…
Bu gönderilen “yardımcılar” konusu önemli,hem de çok çok önemli… O nedenle not edin şöyle bir kenara. Şimdilik bir virgül koyacağız yazımızın sonunda geri dönmek kaydı ile Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren’in yanına gönderilen bu çok önemli “yardımcılar” konusuna.
***
Biz devam edelim isterseniz…
Efendim mesela Erdoğan’ın bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı vardı:Adem Baştürk…
Adı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Erdoğan’ın Genel Sekreter Yardımcılığı yaptığı dönemde pek çok yolsuzluğa karıştı, Erdoğan ile birlikte yargılandı. Baştürk hakkında “zimmet,ihaleye fesat ve görevi ihmalden” dava açıldı…
Peki ne oldu dersiniz Adem Baştürk’e?
Adem Baştürk 2002 seçimlerinde AKP’den Kayseri Milletvekili yapıldı.
Böylece dokunulmazlık zırhına bürünen Baştürk hakkındaki yargılama durdu. Vekilliği sona erdiğinde dava “zaman aşımına uğradı”
Yetmedi Adem Baştürk 2009 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bu kez Genel Sekreter olarak döndü, bu görevden emekli oldu.Şimdi emekliliğin keyfini çıkartıyor…
Aynı Adem Baştürk’ün oğulları Ahmet Harun Baştürk ve Fazıl Baştürk 2014-2018 yılları arasında, sahibi oldukları DERYA MÜHENDİSLİK ve RAST MÜHENDİSLİK şirketleri ile tam 6 milyon 407 bin 254 TL’lik ihale aldılar.
Yetmedi oğul Ahmet Harun Baştürk THY’ye Satış Müdürü oldu,Adem Baştürk’ün kardeşi Hilmi Baştürk ise ağabeyi vekil iken önce TCDD’de müdürlüğe terfi, edip oradan TEMSAN’a Genel Müdür yapıldı!
***
Erdoğan İstanbul Belediye Başkanlığı yaparken kendisinin bir İŞTİRAKLER DAİRE BAŞKANI vardı: Necmi Kadıoğlu…
Necmi Kadıoğlu, İstanbul için uygun olmayan on binlerce ağacın İtalya’dan alınması ile gerçekleşen “anlaşmalı” vurgunun mimarıydı. Hatta o dönem kendisini uyaran Park ve Bahçeler Müdürü Ali Karakoç’a” Sen bu tip ufak işlere ses etme.Biz burada geleceğin Başbakanı’nı hazırlıyoruz.Ben de Maliye Bakanı olacağım.Sen de bu tip işleri görmezsen Tarım Bakanı olabilirsin” demişliği bile vardı.
Necmi Kadıoğlu’nun adının karıştığı yolsuzluklar bununla kalmadı Erdoğan’ın yargılandığı meşhur AKBİL yolsuzluğu davasında Necmi Kadıoğlu da yargılandı…
Peki sonra Necmi Kadıoğlu’na ne mi oldu efendim?
Necmi Kadıoğlu, belki hayalindeki gibi Maliye Bakanı olamadı ama 2004 senesinde AKP’den Esenyurt Belediye Başkanlığı’na seçildi.2017 yılında “istifa ettirilinceye” kadar da da bu göreviyerine getirdi…
Dava mı dediniz? Tabii ki kapandı gitti!
***
İstanbul malumunuz “ulaşım” konusunun sıkıntılı olduğu bir şehir hatta Türkiye’de bu konuda en fazla sıkıntıyı yaşayan şehir…
Hal böyle olunca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ULAŞIM A.Ş isimli şirketi de daha bir önem kazanıyor değil mi…
Tabii Erdoğan bunu bildiğinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçilir seçilmez ULAŞIM A.Ş’yi çok “maharetli” ellere teslim ediyor ve bu şirketin başına Abdurrahman Gündoğdu getiriliyor.
Abdurrahman Gündoğdu ne yapıyor? İstanbul’un ulaşımı ile ilgileneceğine Müslüman Kardeşler Teşkilatı Türkiye’ye geldiği zaman İstanbul’da konakladığında kaldığı otel paralarını belediyenin kasasından ödeyerek “hizmette sınır yok” lafını tescilliyor adeta… Bununla da kalmıyor tabii bu maharetli” bürokratımız… Görev süresi boyunca geçirdiği
soruşturmalarda ihalelerde yolsuzluk yapıldığı,fazla ödemelerin yapıldığı resmi kayıtlara
giriyor ve Abdurrahman Gündoğdu hakkında davalar açılıyor.
Ancak efendim ne oluyorsa AKP iktidara geldikten sonra oluyor bu davalar falan gündemden düşüyor…
Sonra ne mi oluyor dersiniz? Ahmet Gündoğdu Türk Hava Yolları Genel Müdürü olarak atanıyor!
***
İstanbul ve “ulaşım” demişken tabii İETT’yi atlamak olmaz efendim…
Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı seçildikten sonra İETT’ye Genel Müdür Yardımcısı olarak atanan bir isim var: Süleyman Karaman…
Süleyman Karaman bu görevce getirildikten sonra Albayraklar ile can ciğer kuzu sarması oluyor. E tabii Albayraklar boşa kazanmıyor değil mi onca yıl İETT araç ihalelerini…
Sonra bu yakınlık ALBAYRAKLAR Raporu ile belgeleniyor yolsuzluk ve usulsüzlük kayıtlara geçiyor ve İETT Genel Müdür Yardımcısı Süleyman Karaman kendisini ALBAYRAKLAR davasında sanık sandalyesinde buluyor.
Tam Karaman’ın hayatına hapis cezası kara basan gibi çökmüşken AKP iktidara geldi…
Sonrasında karabasanlar gören, hapis korkusu ile yaşayan Süleyman Karaman TCDD’ye Genel Müdür olarak atandı.
TCDD Genel Müdürlüğü esnasında Türk halkı kendisini yaşanan trajik tren kazası faciaları ile hatırlıyor…
Karaman’ın döneminde Pamukova’da yaşanan tren kazasında 41 kişi hayatını kaybederken,Kütahya’da yaşanan kazada ise 9 kişi hayata gözlerini yummuştu.
Ama yetmedi, AKP bu “üstün başarısını” (!) görerek Süleyman Karamanı bir de Erzincan’dan vekil yaptı!
Tabii vekil olunca kazalarda ölen ailelerin hakkında açacakları “görevi ihmal” davalarından da kurtuldu…
Süleyman Karaman şimdilerde konuşma bile yapmadan vekillik yapma başarısı göstermekle meşgul…
1994-1999 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesinde “Genel Sekreterlik” makamına oturarak Erdoğan’dan sonra 2 numara olan ve en üst düzey bürokrat olan 2 isim var.
Bunlardan ilki 1994-1995 yılları arasında 1 yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreterlik yapan Kahraman Emmioğlu. Karaman Emmioğlu 1995 yılında Refah Partisi’nden 20.Dönem Gaziantep Milletvekili oluyor. Ancak 1 yıllık Genel Sekreterlik hakkında “yolsuzluk” suçlaması için yeterli olmuş. Dokunulmazlığı kaldırılan Emmioğlu “Yüce Divan” da yargılandı.
Sonrasında ise AKP iktidarı ile birlikte Kahraman Emmioğlu TÜPRAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı’na atandı!
İkinci Genel Sekreter Mehmet Mustafa Açıkalın.
Mehmet Mustafa Açıkalın o dönemde İstanbul Belediyesi’nde Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra 2 numaralı isim,en üst düzey bürokrat…
Ve tabii ki Mehmet Mustafa Açıkalın da Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte AKBİL davasından ve ALBAYRAKLAR davasında yargılandı. Adının karıştığı yolsuzluklar çok büyük rakamlar… Ama bir bakıyoruz AKP iktidarı ile birlikte önce İstanbul’dan vekil oluyor, sonra bir dönem de Sivas’tan milletvekili seçilip tam 10 yıl vekillik yapıyor!
Nasıl güzel mi?
O dönemde Erdoğan ile birlikte AKBİL,BİLBOARD,İGDAŞ gibi davalardan yargılananların bazılarını ise çok yakından tanıyorsunuz…
Mesela dönemin İstanbul Deniz Otobüsleri .AŞ Genel Müdürü Binali Yıldırım Billboard Davası’ndan yargılandı…
Önce vekil,sonra Ulaştırma Bakanı,sonrasında AKP Genel Başkanı ve Başbakan,en son TBMM Başkanı oldu..
Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Yardımcısı İdrim Naim Şahin…
Hem AKBİL hem ALBAYRAK davalarından yargılandı.
Önce vekil oldu.
Ardından ise İçişleri Bakanı sonrasında ise AKP’den ayrılıp parti kurdu.
Dönemin İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu… İGDAŞ ve ALBAYRAKLAR yolsuzluk davalarında sanık sandalyesindeyken AKP iktidarı ile birlikte önce DSİ Genel Müdür,ardından vekil,ardından Orman ve Su İşleri Bakanı oldu.
***
Şimdi tabii başta Erdoğan’ın ve bu saydığımız isimlerin bu davalardan kurtulmalarının “kırılma” noktasına geleceğiz . Hani yazımızın başında Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren’in 30 klasörden fazla rapor tuttuğunu ve “Yolsuzluk “iddialarını devlet kayıtlarına resmi raporlar olarak geçirdiğini belirtmiştik ve eklemiştik “Zaman içerisinde Candan Eren’e yardımcılar geldi” diye ve bu yardımcıların çok önemli olduğunu belirtmiştik.
Şimdi efendim Candan Eren’e “yardımcı” olarak gelen o 2 isim o dönem mülkiye müfettişi olan Hüseyin Avni Coş ve Enver Salihoğlu’ydu…
İşte bu 2 isim, Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren’in emniyet ile işbirliği yapıp üzerine ses dinleme sistemi yerleştirip gizli ses ve görüntü kayıtları ile belgelediği, sonra da rapor haline getirdiği yolsuzluklara belediyedeki dönemin üst düzey bürokratları hakkında yolsuzluk iddialarının gerçeği yansıtmadığı, bu nedenle de adli işleme gerek olmadığı yönünde görüş
bildirdi.
Ve sonra ne oldu?
Erdoğan bu davalardan AKP iktidara geldikten yani Başbakan olduktan sonra beraat etti…
Bu beraatte bildirdiği “yolsuzluk yoktur” şeklindeki görüş ile en büyük paya sahip olan Hüseyin Vali Coş daha sonra Bingöl valisi yapıldı ve sonrasında sırayla Aksaray, Kırklareli, Aydın, Adana ve Sakarya valisi olarak görev yaptı. Kamuoyu ise kendisini Adana Valisi iken vatandaşları “Gavat” diyerek azarlaması ile hatırlıyor.
“İstanbul Büyükşehir Belediyesinde yolsuzluk yok” diye görüş belirten ikinci mülkiye müfettişi Enver Salihoğlu da AKP iktidarı sonrasında, Rize’ye vali olarak atandı. Enver Salihoğlu daha sonra Gümüşhane,Tekirdağ gibi illerde de valilik yaptı.
Erdoğan için yargılandığı davalardan en önemlisi olan AKBİL Davasında ise “Beraat” kararını veren isim ise Üsküdar 2.Ağır Ceza Mahkmesi Başkanı olarak o dönem yeni göreve gelmiş olan ve baktığı ilk davalardan birisi de Erdoğan’ın davası olan İsmail Rüştü Cirit’ti.
İsmail Rüştü Cirit bu kararı vermesinin hemen ardında önce 2004 yılında Yargıtay Üyesi ,2011 yılında ise Yargıtay 13.Ceza Dairesi Başkanı oldu…
Ama kariyerindeki bu yükseliş hız kesmedi.
Ve nihayet 2015 yılında İsmail Rüştü Cirit Yargıtay Başkanı seçildi.Cirit bu göreve 2019 yılında bir kez daha seçildi…
***
Peki o yolsuzluk dosyasını hazırlayan “efsane” Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren’e ne mi oldu?
Candan Eren bu raporu hazırladıktan sonra başta ALBAYRAK Grubu’na ait Yeni Şafak Gazetesi olmak üzere “Yandaş” medya hakkında asılsız iftiralar ile manşetler attı,itibar suikastına uğradı yetmedi yine başta Albayrak Grubu olmak üzere kendisine yüksek miktarda tazminat cezaları açılarak hayatı zindana çevrildi.
Belki bu davaların hiç birisinden ceza almadı pek çoğu “temelsiz ve yasal dayanağı olmayan suçlamalar” olarak nitelendirilerek işleme dahi konulmadı ama bu Candan Eren’in hayatının kabusa çevrildiği gerçeğini değiştirmedi.
Ve neticede o dosyayı hazırlayan bu efsane müfettişin bugün adını anan yok, ama dosyadakilerin hepsi bir “koltukta” oturuyor ve memleketi yönetiyor…
Zira söz konusu “adamı” olunca; “Erdoğan yedirmez”…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.