Celal Eren ÇELİK

Celal Eren ÇELİK

Dışarıdaki NATO zirvesinin içerideki yansımaları

Dışarıdaki NATO zirvesinin içerideki yansımaları

AKP iktidarı ve daha da özele indirgeyecek olursak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen NATO Zirvesi “Hayati” önem taşımaktaydı. Zirve belki Türkiye “Devleti” açısından bir kader zirvesi değildi ancak AKP’nin yolun sonuna geldiğini her geçen gün daha net gördüğü kendi iktidarı açısından yaşamsal bir önem taşımaktaydı.

Zira bu toplantıya kadar yeni ABD Başkanı Biden Erdoğan’a bırakın ziyareti telefon dahi açmamış,ABD Başkanlık seçimleri öncesi sıklıkla dile getirdiği Erdoğan karşıtı politikalarını “Eğer istedikleri olmazsa” sert biçimde uygulayacağının sinyallerini vermişti.

İşte o “İstedikleri olmazsa” kısmı son derece önem taşımakta. NATO Zirvesinde gerçekleştirilen Erdoğan-Biden görüşmesinin ana odak konusu Biden’in “İstekleri” oldu.

 

Erdoğan iç kamuoyuna “Esip gürlediği” ve Biden görüşmesinde mutlaka masaya getireceği SÖZDE Ermeni Soykırımı’nın ABD Başkanı tarafından bizzat 24 Nisan konuşmasında anılmasını ağzına dahi alamadı.

Ancak son günlerde yaşanan bazı gelişmeler,yapılan bazı açıklamalar bu görüşmede Biden’in “İstekleri” ve Erdoğan’ın bu “İsteklere” verdiği yanıtlar açısından bize ipucu vermekte.

Hatırlayacak olursanız 104 emekli amiralin imzaladığı “Montrö Bildirisi” iktidara yakın medya tarafından “Darbe girişimi” olarak lanse edilip bazı yandaş gazetecilerin “Tüm emekli amiraller hapse atılmalı,rütbeleri de sökülmeli” hezeyanları ile feveran etmelerine yol açmışken Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisinden beklenenden daha yumuşak bir tepki göstermişti.

Ancak NATO Zirvesi sonrasında enteresan gelişmeler yaşanmaya başlandı…

Önce Ergenekon-Balyoz kumpası ile yıllarca Silivri zindanlarına mahkum edilen bazı askerlerin beraat kararı bozuldu. Hemen bu esnada Kobani davasında önemli isimler tahliye edildi. Bu isimler arasında HDP’ye alternatif bir Kürt partisi kuracağı iddia edilen ve hatta bazı çevrelerin bu partinin finansmanını AKP’nin sağlayacağını öne sürdüğü Ayhan Bilgen’in olması dikkat çekti.

Öte yandan Erdoğan dün partisinin Antalya İl Teşkilatı toplantısında durup dururken “Emekli amirallerden hesap soruluyor ve sorulacak” çıkışını yaptı…

Yine dün bugüne kadar aransa da yakalanamayan Sezgin Baran Korkmaz Avusturya’da “ABD’NİN TALEBİ ÜZERİNE” yakalanarak tutuklandı.

Şimdi şöyle durup bir adım geriye çekilerek tabloya bir bakalım…

Emekli Amirallerin yayınladığı “Montrö Bildirisi”nde hassasiyet gösterilen konu neydi? AKP ve Erdoğan’ın son günlerde kamuoyu ve bilim insanlarının tüm tepkisine ve karşı çıkmalarına rağmen yapılacağını söyledikleri KANAL İSTANBUL PROJESİ.

Kanal İstanbul Projesi Montrö Anlaşmasını tartışmalı hale getirebilecek ve Türkiye’nin boğazlar üzerindeki tam egemenliği ve kontrolünü riske atabilecek bir proje.

Böyle bir projenin Türkiye’nin işine gelmediği açık ancak bu proje ABD’nin tam da istediği şeyi sağlıyor. Yani ABD’nin Dünya’da istediği gibi cirit atamadığı tek deniz olan Karadeniz’e savaş gemilerini istediği gibi sokabilmesini.

Zira şu an yürürlükte olan Montrö Anlaşması ve Boğazların kontrol mekanizmasına göre bu mümkün olamıyor.

Ancak bu yapılırken ABD en az kamuoyu kadar ordudan emekli de olsalar ordu içerisine etki edebileceğini düşündüğü Kemalist-Milli subayları -Başta da amiralleri” engel olarak görüyor…

Erdoğan’ın “Amirallerden hesap sorulacak” açıklaması ile Ergenekon-Balyoz’dan beraat eden bazı isimlerin beraat kararlarının bozulması tam da bu noktada bu emekli askerlere ve halen ordu içinde muvazzaf olarak görev başında olup bu emekli askerler gibi düşündüğü için ABD’nin “İşine gelmeyen” üst düzey komutanlara mesaj.

Öte yandan Kobani Davası’nda serbest bırakılan isimler ile de ABD’nin “Kürdistan” projeleri için hiçbir engel çıkarılmayacağının, Irak ve Suriye’de ABD’nin isteklerinin kabul edileceğinin sinyali de verilmiş oldu.

Dün Sezgin Baran Korkmaz’ın yakalanması da ilginç zira Korkmaz ABD Hazinesi’nden dolandırılan yaklaşık 500 milyon Dolar’ın 120 milyon Dolar’ını aklayan isim olmakla bizzat ABD mercilerince suçlanıyor, bu işteki 3 ortağından 2’si 30’ar yıl bir diğeri 120 yıl hapis cezası aldı.

Ve birden bire yıllardır yakalanamayan Sezgin Baran Korkmaz dün yakalandı.Zira üzerindeki “Koruma” kalkanı kaldırıldı.

Kısa ve net biçimde söylemek gerekirse ABD Korkmaz’ı “İstedi ve aldı”…

NATO Zirvesi’nde Korkmaz’ın masadaki en önemli gündem maddelerinden birisi olduğunu düşünüyorum ki zirveden hemen sonra değil aradan geçen birkaç günlük süre zarfında yakalanmasının nedeni ardında bıraktığı bazı “İzlerin” silinmesi içindir muhtemelen…

Yani ABD istediklerini almış gözüküyor…

Ancak ABD’nin istekleri bunlarla sınırlı mı, yoksa bu görüşmede AKP iktidarının devamı için “Şartlı ve kısıtlı” da olsa bir destek sağlanması için çok daha fazla taviz verildi mi onu da bize zaman gösterecek…

Şahsen ben “İstekler bunlarla sınırlı değildi ve çok daha fazlaydı” diyenlerdenim…

Göreceğiz…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Celal Eren ÇELİK Arşivi