Sosyal Fobi
“Sadece bir saniye için gözlerinizi kapatın ve bir odaya girdiğinizi ve orada bazı arkadaşlarınızı ve meslektaşlarınızı gördüğünüzü düşünün, birden yere doğru bakıyorsunuz ve üzerinizde hiçbir giysinin olmadığının farkına varıyorsunuz”.
Bu çok anlattığımız sosyal fobisi olan kişilerde sıklıkla vermiş olduğumuz bir örnektir. Sosyal fobisi olan kişilerin bir toplumsal ve ya kurumsal, sunumlar, kongreler, gibi durumla karşılaştıklarında neler hissettiklerini bu senaryo çok iyi anlatmaktadır. “
Büyük bir utanç duyarsınız, odadan kaçıp gitmek istersiniz, sanki ölecekmiş gibi olduğunuzu hissederseniz, hiç kimseyi yeniden görmek istemezseniz”. Bunun yanında işin bir de fiziksel görünümü yüz kızarması, et titremesi gibi işte tam olarak tanımladıkları durum budur.
Birey başkaları tarafında yargılanabileceği kaygısını taşıdığı toplumsal ortamlarda mahcup ya da rezil olacağı konusunda belirgin ve sürekli korkusunun olduğu bir kaygı bozukluğudur.
Fiziksel olarak ellerinin titrediğini, sesinin titrediğini, yüzünün kızardığını düşünerek kaygı seviyeleri gittikçe yükselir ve sonrasında motivasyon düşüklüğü ile baş başa kalıp kendilerine acımasızca yüklenebilirler. Şimdi önemli bir ayrıntı ile devam etmek istiyorum sosyal fobi genelde çekingenlik ile karıştırılabilir. Her zaman söylediğim gibi ailenin, eşin ve ya yakınında olan çevrenin gözlemi çok önemlidir. Toplulukta konuşma, sosyal ortamlarda kendini ifade edebilme gibi konularda çekingenlik sık görülen bir durumdur. Özellikle hep ifade edilir ‘çocukken de böyleydi’. Acaba bu kişilik örüntüsü mü yoksa sosyal fobi mi? Utangaçlık mı yoksa kaçınma davranışı mı?
Bunların birçoğu hastalık kapsamında değildir. Sosyal fobi demek için; acaba yapabilir miyim korku düşüncesinin yanı sıra kaçınma davranışlarının olması gerekmektedir. Eğer gerçekten korku duyulabilmesi için anlamlı bir olay varsa, tanı sosyal fobi değildir. Korkularının çok şiddetli olduğunu ve anlamsız olduğunu bilir. Bunun üzerine kaçınma davranışı sergiler. Örneğin sunum yapacak olsun onu ertelemek için uğraşır, önceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sunmaktansa sözel olarak sunabilir, toplum içerisinde yemek yemektense gün boyu aç kalıp evde yemek yiyebilir gibi örnekleri çoğaltabiliriz.
Sosyal fobiye neler neden olur derseniz; kalıtımın rolü çok güçlü olmasa da ailede sosyal fobik birey varsa bu hastalığa yakalanma riski yüksektir. Bunun yanında yetiştirilme tarzı çok önemlidir. ‘Sen yapamazsın, sen sus büyüğün konuşsun, sen bu işi beceremezsin’. Gibi olumsuz negatif söylemler kişi de özgüven kaybına yol açar. Bu da davranış olarak iletişim kuramamayı getirir. Her an, rezil olurum ben bunu yapamam düşüncesini doğurur. Çok baskıcı anne baba tutumu çok etkin rol oynamaktadır. Örseleyici bir hayat standartlarında yaşamış bireylerde görülme olasılığı çok yüksektir.
Peki, tedavisi var mıdır? Evet, tedavisi mümkündür. Diğer yazılarımda belirttiğim gibi uzmanın çekingen kişilik örüntüsü mü yoksa sosyal fobi tanısı mı çok iyi gözlemlemelidir. Sosyal beceri eğitimi gibi her hastada farklı uygulanabilecek yöntemler vardır. Aile ve grup terapisi de uygulanabilir. Uygun görüldüğü takdirde ilaç desteğini alabilir. Yanlış inanışları, hatalı davranış ve düşünceleri doğru ve olumlu yöne doğru çevirmek gerekiyor. Yazımı bitirmeden söylemek istediğim; hatasız çocuk yetiştirme kavramı ileriki yaşamlarını çok daha ciddi bir rahatsızlık olarak geri dönüş yapabilir. Ve ya sen sus büyüğün konuşsun, aşırı saygı itemli sözler kişilerde kendini ifade edememe özelliği kazandırır.
Sevgiler
Merve ALKAN
Uzman Klinik Psikolog
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.