İsmail Hakkı PEKİN

İsmail Hakkı PEKİN

YPG/PKK Devletçiği ne durumda?

YPG/PKK Devletçiği ne durumda?

Bir önceki yazımda YPG/PKK devletçiğinin fiilen kurulduğunu ve bunun arkasında ABD, İsrail, Fransa, Almanya vb. ülkelerin bulunduğunu belirtmiştim. Bir devletin tesisi için toprak parçası,halk( üstelik demografik düzenleme,etnik temizlik yapılmış),silahlı güç ve ekonomi ya da kaynak gerekiyor. ABD Türkiye’nin Barış Pınarı harekatı bölgesinin (tabii ki Fırat’ın doğusunda) doğu,batı ve güneyinde başka bir ifade ile Suriye’nin kuzey doğusundaki topraklarda ağırlığını YPG’nin teşkil ettiği SDG ile özerk bir yönetim inşa ediyor.65000 kişilik bir ordu tesis etmiş. Bunu silahlandırmış,teçhiz etmiş gereken mühimmatı ve lojistik desteği sağlamış. Söz konusu orduyu 100000 mevcuda çıkarmaya çalışıyor. Bunların da silah,teçhizat ve mühimmatları tamam.Kaynak konusu da bölgedeki petrol kuyularının çalıştırılması için bir ABD petrol şirketiyle anlaşma yapılarak halledildi. Geriye söz konusu otonom bölgenin resmen ilanı kaldı. Onun için de uygun konjonktür bekleniyor. YPG’nin meşrulaştırılması gerekiyor.

Otonom bölge konusunda Rusya ve Suriye rejimi sesini çıkarmıyor. Bu konuda İran’ın da söylediği bir şey yok. Türkiye, Rusya, İran, Rejim Suriye’nin toprak ve siyasi bütünlüğü konusunda kararlılık ifade etmelerine rağmen Suriye fiilen parçalanıyor. En önemlisi de Türkiye sınırlarının güneyinde bir terör devletçiği kuruluyor. Türkiye’nin AB ülkelerini ve ABD’yi devamlı ikaz etmesine rağmen terör devletçiği konusunda bu devletler üzerinde yeterince etkili olamadık. ABD, DEAŞ ile mücadele örtüsü altında İsrail’in güvenliğini sağlamak ve İran’ı çevrelemek için YPG/PKK devletçiğini tesis emekte kararlı görünüyor.

BAE ile İsrail arasında yapılan barış anlaşması sonucu, Ortadoğu’da var olan Türkiye karşıtı cephe daha da güçlenecektir. Bu bakımdan YPG/PKK devletçiğinin/özerk bölgesinin tesisi bir şekilde önlenmelidir.

Peki hemen güneyinde ülkenin bekasına tehdit teşkil edecek bir terör devletçiğinin tesisini Türkiye nasıl önleyecek ya da önlemeli? Türkiye bu konuda iki önemli harekat yaptı. Afrin ve Fırat’ın doğusuda Barış Pınarı Harekatıydı. Bunlarla önlem aldı ancak bu yeterli değil. ABD’nin ve Rusya’nın girişimleriyle farklı bir boyuta çıktı söz konusu tehdit.

Türkiye bu arada ilgili ülkelerle diplomatik görüşmelere devam ederken kendi hududunda gereken tedbirleri alıyor ve Irak’ta terör örgütüne yönelik operasyonları yapıyor. Tabii Türkiye içinde de terör örgütüne yönelik çok yönlü operasyonlar yapılıyor. Buraya kadar tamam. Peki YPG/PKK devletçiği veya otonom bölgesinin tesisini önlelemek için yapmamız gereken başka neler olabilir.

Türkiye söz konusu bölgedeki Arab Aşiretlerini desteklemeli ve onlarla görüşerek onların topraklarında YPG/PKK devletçiği tesis etme girişimi konusunda aşiretleri uyarmalıdır. Kendilerine savaşmaları için her türlü desteğin verileceğini belirtmeli ve istenen desteği vermelidir. Zaten şu anda Arab Aşiretleri bazı şeyhlerinin ve liderlerinin öldürülmesi,bazı topraklarına ve mallarına el konulması konusuda YPG/PKK’ya, ABD’ye ve onların kurduğu yerel yönetim teşkilatına karşı protesto faaliyetlerinde bulunmaktadır. Üstelik Suriye rejimi Arap Aşiretlerine sahip çıkmamakta ve bölgeye herhangi bir devlet memuru ataması yapmamaktadır.

Bu durum Arab Aşiretlerini yönlendirmesi, desteklemesi ve yapacakları silahlı mücadeleye yardım etmeleri için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bunu yapacak, başlatacak, sevk ve idare edecek birimleri vardır. Söz konusu bölgede Arab Aşiretlerinin çıkaracağı bir silahlı ayaklanma, terör devletçiğinin tesisini önleyebilir. Arabların kendi topraklarına sahip çıkmalarını sağlar. ABD’ye,Türkiye’nin bekasına yönelik bu tehdit konusunu önemsemeden faaliyetine devam etmesine karşı asimetrik bir yöntemle cevap verilecektir. Bu cevabın çok etkili olacağını ve ABD’ye karşı Irak’ta da söz konusu aşiretlerin ayaklanabileceğini değerlendiriyorum. Türkiye bu tür asimetrik mücadeleyi yürütecek yeteneğe ve insan gücüne sahiptir.

Oyunu kurallarına göre oynamak zorundayız. Eğer bazı sorunlar görüşülerek halledilemiyor, karşımızdakiler yeterli duyarlılığı göstermiyorlarsa onların anladığı dilden konuşmak her zaman yeterince etkili olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Hakkı PEKİN Arşivi