İsmail Hakkı PEKİN

İsmail Hakkı PEKİN

Türkiye'de tarz-ı siyaset bu mudur?

Türkiye'de tarz-ı siyaset bu mudur?

Eğer Tükiye’de siyaset böyle yapılıyorsa geçmişten, geçmiş tecrübelerimizden bir şey öğrenmemişiz demektir. Bir darbe söylentisidir gidiyor. Ne demek darbe yapmak ya da bunu seslendirmek. Son yapılan darbe teşebbüsünde milletimizin verdiği tepkiyi  varsa darbe heveslileri ve bütün dünya gördü. Bunun lafı bile edilmemelidir. Varsa bir söylenti veya tespit istihbarat , iç işleri bakanlığı ve yargı devreye girmeli ve gereken yapılmalıdır.

Muhalefet, muhalif yazarlar darbe ya da geçmiş darbeleri veya  o zamanki yapılanları çağrıştıran ifadeler ve resimlerle iktidarı, Cumhurbaşkanını veya herhangi bir şahıs, grup ve şahsı tehdit edemez. O zaman nerede kaldı demokratlığımız,yasalarımız.

Muhalefetten bazılarının yaptığı bu densizliğe karşı tepkilerin çok daha dikkatli olması gerekirken onlar da yangına körükle gittiler. Siyasette bu tür ifadeler maalesef ülkede kutuplaşmaya sebep oluyor ve vatandaşlar arasında kin ve düşmanlık  yaratıyor.

Birileri  muhalefeti hedef alarak silah gösteriyor, bazıları tüfek mermisi gösteriyor, başka biri televizyonda bizim aile kalabalık 50 kişiyi götürürüz, zaten liste yaptım, sitede 3-5 kişi var diyor. Bunlar yayın organlarında duyduklarımız ve gördüklerimiz. Görmediklerimiz, duymadıklarımız da var.


Mahallelerde, ilçelerde, köylerde kahvelerde söz konusu partilere oy veren vatandaşları düşünün acaba onlar bu ifadelerden nasıl etkileniyor. Söylenti çıkarılıyor bu iktidar seçimle gitmez deniyor. Başka bir söylenti iktidar yandaşlarını silahlandırıyor diyor. Buna karşılık iktidar partisine oy veren vatandaşlarda farklı bir söylem içine giriyor.Ne yaptığımızın farkında  mıyız?

27 Mayıs 1960 darbesine giden günlerde yüzlerce söylenti çıkmıştı. Bunlardan birisi Rahmetli Menderes’in üniversiteli gençleri iğneli fıçılara koyduğunu ifade ediyordu. Darbeden bir hafta önce  ilçede polis karakolu kurulmuştu. O zaman bu  konu iktidarın muhalifleri tutuklayacağı şeklinde yorumlanmıştı. Ayrıca ilçedeki kahvehaneler Demokrat Partililerin gittiği ve CHP'lilerin gittiği kahvehaneler diye ikiye ayrılmıştı. İnsanlar birbirine selam vermiyor, düşman gibi bakıyordu.Bu ülke böylesi ortamlardan geçti, Demek ki hala öğrenememişiz. 

Kutuplaşma  Türkiye için hele içinde bulunduğumuz ortamda  istemediğimiz bir şey. Kutuplaşma iç cepheyi böler. Ülkenin zayıf tarafını/taraflarını ortaya çıkarır . Birileri de bu zafiyetimizden istifade eder. Kutuplaşmayı önlememiz gerekiyor. İç cephe güçlü olmazsa Türkiye’nin Suriye, Irak, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ege, Libya’daki mücadelesi zarar görür. Uluslararası arenada gücü azalır. Dış politika, dış operasyonlar ve uluslararası teşkilatlardaki etkisi ve başarısı iç cephenin gücüyle doğrudan ilgilidir.

Umarım bu tür tartışmalar ve karşılıklı pazu göstermeler yerini, iktidarı yönlendiren eleştirilere ve iktidarın da bunlara yönelik cevaplarına bırakır.Eleştiri önemli bir etkinlik ama bir tehdit aracı değildir.

Türkiye’nin önünde yapacağı o kadar çok iş var ki , ülke olarak, iktidarı ve nuhalefetiyle bunlara odaklanmalıyız. Koranavirüs salgını var, ekonomik sorunlarımız var, geleceğe yönelik alacağımız tedbirler var. yapılması gereken projeler var. Bu salgından en az zararla nasıl çıkacağımız sorusu var. Bütün bunlardan dolayı odaklanmamız gereken husus güvenlik ve refahımızın sağlanması, salgınla başa çıkılması, tedarik ve üretim zincirinin devamlılığının sağlanmasıdır.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İsmail Hakkı PEKİN Arşivi