Yorgun aktör Zelensky ve ABD Başkanının dili
Rusya Ukrayna operasyonu başlayacak derken başladı. Bu arada bizim Tv şovmenlerine Gündoğdu. Edebiyatçısı, anayasacısı, çevrecisi, çaycısı doğru yanlış, bilimsellikten uzak hepsi bildiklerini anlatıyor.
Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, ABD hiçbir şekilde Rusya ile sıcak temas kurmayacaktı. ABD’nin tavrını merak edenler ve ilgi duyanlar, daha önce kaleme aldığım “Rus satrancı-Amerikan bilardosu” başlıklı yazımı okuyabilirler.
Zelensky ve basın sözcüleri kullandıkları savaş materyallerini sayarken bu gerilimin içine çekmek istercesine satın aldıkları SİHA’lar konusunda sürekli Türkiye’den söz ediyorlar. Oysa, ordusunu başta ABD, Fransa ve Almanya olmak üzere batılı devletlerden aldıkları konvensiyonel silahlarla modernize ettiler
Kendisine muhalif olan gazetecileri özgürlüklerinden mahrum bırakmakla tehdit eden, uygulamalarına karşı gelen devlet yöneticilerinin faili meçhule kurban olduğu ve bir iddiaya göre!? Yaklaşık üç bin Donbass vatandaşının hava bombardımanı ile öldürülmesinden sorumlu Zelensky!
Muhteşem bir aktör, kameralar karşısında belki fedakar bir insan rolü yapıyor ama, kesinlikle iyi bir devlet adamı ve lider değil.
Seçimleri nasıl kazandığını biliyoruz.
Bilmediğimiz şey!
Nasıl oluyor da hala başta kalabiliyor?
Toplumsal algı karar alma noktasında duyguları ve istekleri böyle yönlendiriyor işte. Kitlesel iletişim araçlarıyla bilinçsiz topluma istediğinizi yaptırabilirsiniz. Bu noktada kullandığınız iletişim aracının popülerliğine, iletişim kanalının takip edilme oranına ve buna bağlı olarak reklama çok iş düşüyor. Özellikle ülkemizde Zelensky yanlıları fazlaca var.
Geçen gazeteci bir arkadaşımız kişisel sayfasında; “Komedyen diye dalga geçiyorlar, O’nun Hukuk Diploması var. Nasıl kötü bir lider olur” yazmıştı. İnsanoğlunu hep bu önyargı perişan etti.
Bakın Ukraynalılara, kendilerini kaybedecekleri belli olan savaşa sürükleyen bir lidere, sadece Tv dizisinde iyi bir devlet başkanı profili çizdiği için hayranlık beslerler. Gerçekler kimsenin umurunda olmaz. Devlet aklı, kurum ahlakı, diplomasi bilgisi, muharebe egzersizi yapmamış birisinin Fransa başta olmak üzere, AB ülkelerinin gazına gelip yanı başındaki Rusya’ya rağmen, ülkesine NATO üssü kurmayı kabul etmesi tamamen ya cahillikten, yada bilinçli yapılmış pasif agresif bir harekettir.
Tarihte yaşanan krizlere bakacak olursak, aynı olayın tersi 1962 yılında Küba’da yaşanmıştır. SSCB’nin Orta menzilli ve nükleer başlıklı füzelerinin adaya yerleşmesini devam eden 13 günlük sürede iki süper güç arasında yaşanan kriz boyunca, Fidel Castro’nun şiddetle istemesine rağmen, Kennedy ve Kruşçev’in 3. Dünya savaşından kaçındıkları. 28 Ekim1962 tarihinden sonra kesin uzlaşı sağlanması sonrasında yapılan anlaşmalar gereği iki ülke birbirlerinin hareket alanlarına müdahale etmeyeceği gibi, liderler arasında tercümeden ve basından kaynaklı yanlış anlamaları önlemek için hala aktif olduğunu düşündüğüm direkt telefon hattı bağlanması kararı verilmişti.
Günümüzdeki bu suni kriz başladığından bu yana sürekli ABD ile Rusya arasında sıcak temas yaşanmayacağını önemle belirten birisi olarak, krizin arkasında Avrupa Birliği’nin horozu Fransa ve Ukrayna’nın birbirine fazla yakınlaşması var. ABD ve Rusya böylesi bir yakınlaşmadan oldukça rahatsız oldu. Ukrayna savunma bakanının ve ABD dışişleri bakanının son günlerde yaptığı açıklama bu düşüncemi destekler niteliktedir. Aksi halde ABD başkanı istese bu krizi engelleyebilirdi. Sadece “Ukrayna’yı NATO’ya almıyoruz.” Açıklaması bu krizi engellerdi fakat ABD savaş endüstrisi için bu bulunmaz bir fırsat oldu. Ayrıca iki kutuplu bir dünyada kontrol altındaki bir rakip her zaman yeni güçlerin çıkmasına engeldir. Doğuda var olan bir düşman Avrupa ülkelerini hep tedirgin etmiştir. Bu durumda NATO üslerinin varlığı Avrupa’ya hep güven sağlamıştır.
Diğer bir noktada Çin ve İngiltere var ki, Çin Pasifik Okyanusundaki pozisyonunu korumaya çalışırken 2013 yılında ortaya attığı “İnci Dizisi” stratejisini uygulamak için uygun zemin beklemesi gözden kaçmamaktadır. Ayrıca bu inci dizisi stratejisi Türkiye ve Hindistan aleyhine işleyen bir ön çalışmadır. İngiltere ise, Çin’in bu stratejisinden kısmen faydalanma planı yaptığı ve alttan alta işlettiği eski hakimiyet alanlarına geri dönme çalışmaları artık açığa çıktığı için olacak ki Ukrayna’ya yardım göndermekte sakınca bulmamaktadır.
Biden ve eşinin dilinin sürçmesine değinecek olursak. ABD başkanının dili sürçmesi çok gülünç (komik geldi demek hafif kalır) geldi bana. Amerika Başkanlarının basın toplantılarında kullanılan teknoloji, olası dil sürçmesi ve kelime hataları için önlem alacak seviyede. Biden döneminde olmasa da, ABD’nin hedefinde bundan sonra İran var. Çünkü İran’ın Fransa ile stratejik ortak olmasının yanı sıra, jeopolitik ve jeostratejik olarak düşündükleri yenidünya düzeni için, Çin ve İngiltere’nin iştahını kabartıyor. Yalnız İran harekatı tek taraflı olmayacak ikinci dünya savaşında olduğu gibi kuzeyden ve güneyden girilecek. Kuzey Doğusundaki Taliban güçlerini unutmamak gerekir tabi. Şimdilik bu operasyon Kamala HARRİS’in başkanlığını bekliyor. Çünkü geleceğin süper gücünün başkanlığını yapacak hanımefendinin de bir şekilde Amerikan tarihinde yerini alması gerekiyor.
Saygıdeğer okurlarım! Yazılarımda anlam kayması yaşanmadan, kısmen yazım ve imla hataları olabiliyor. Affınıza ve hoşgörünüze sığınıyorum.
KALIN SAĞLICAKLA!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.