Herkesi rahatlatacak açıklamayı ben yapayım: Merak etmeyin bir şey olmayacak. Rahat olun. Ne Üçüncü Dünya Savaşı çıkacak ne de ABD ile beraber Rusya’ya karşı savaşmak zorunda kalacağız. Çok şükür “kilit ülke” değiliz. Stratejik çatışmalara yön veremiyoruz.

Evet biliyorum; Erdoğan-Putin-Ruhani zirvesiyle batıya “biz buradayız” mesajı verdik. Aradan on gün geçmeden ABD-İngiltere-Fransa koalisyonu Suriye’yi vurdu. Ona da “yetmez ama evet” dedik ama korkmayın. Böyle açıklamalar Rusya’yı kızdırıp, İran’ı küstürmez. Biz bunu İkinci Dünya Savaşında da yaptık. 1941’in 25 Martında Sovyetlerle, 18 Haziranında da Nazi Almanyasıyla anlaşma imzaladık. Savaş sonuna kadar hem Nazileri hem Sovyetleri idare ettik. Trump’ı mı idare edemeyeceğiz!

Gerçi, günahı destekleyenlerin boynuna, füzeler Suriye’de etkili olmuşa da benzemiyor. Kimyasal tesis diye deterjan fabrikasını vurmuşlar. Zaten garibim Suriye’de yıkılmayan bir kaç bina kalmıştı. ABD sadece müttefiklerinin gönlünü almış benziyor. İsrail’i İran’a ve İngiltere’yi, Soğuk Savaştan kalan saplantısı, Rusya’ya karşı yalnız bırakmadığını gösterdi. Bu arada Trump’a o kadar para veren Suudilere de avunacak bir şey çıkar herhalde.

Füzeler ve kimyasal iddiaları havai fişekler gibi Suriye semalarında bir parlayıp söndü. Sonuçta herkes kendi işine döndü. Rusya durduğu yerde duruyor. ABD asıl derdi Çin’le nasıl baş edeceğine odaklanmış durumda. Suriye ordusu bile mevzilerini değiştirmedi. “Beyaz Baretliler” tiyatrosu yeni sezona kadar perdeyi kapadı. Artık bahtımıza bir dahaki oyunu Afrin’de mi Menbiç’te mi sergilerler. Onu da herhalde en büyük destekçileri İHH Başkanı bilir. Gelecek saldırıda biraz daha çok füze atarlarsa “içi serinler” umarız. Yoksa tepemizden füze eksik olmayacak.

ABD sonunda ıkına sıkıla “Suriye’den çıkmıyorum” dedi. Peki Fransa’yı niye çağırdı? Yoksa Vietnam’da yediği kazığın intikamını mı alacak? Malum Fransızlar 400 sene Vietnam’ı işgal edip halkı köle olarak kullanmıştı. Sonra Kuzey Vietnam bağımsızlığını kazanınca baş edemeyeceğini anlayıp Güney Vietnam’ı ABD’ye devredip kaçmıştı. Bir kaç yıl içinde ABD anyayı konyayı görüverdi.

Diğer yandan Fransa anlık bir fantezi peşine mi düşmüş yoksa nostalji mi yapıyor belli değil. Birinci Dünya Savaşında Ermenilere gazı verip ortada bırakan sanki kendisi değilmiş gibi davranıyor. Bu coğrafyada hiç kimse Fransa’ya güvenmez. Mitterand da Kürtlerin sırtını her fırsatta okşardı ama iş sıkıya gelince Fransız olaya fransız kalır.

Hükümet sonunda kendi gerçekliğini gördü. Nasılsa öyle de yapsak böyle de, büyük güçlerin pozisyonunda önemli bir değişiklik yaratamıyoruz. Zeytin Dalı’dır, Akkuyu’dur verdiğimiz ödünün, petrole gaza ödediğimiz paranın haddi hesabı yok; Üçlü zirvede Rusya’ya bir “PYD terör örgütüdür” dedirtemedik. İran zaten yakınında Şii yerleşimler olduğu için Tel Rıfat’da Türkiye’yi görmek istemiyor. Her iki ülke de zirve sonrası Afrin’nin en kısa zamanda Esad’a devrini beklediklerini açıkladı. Bizimkiler füzeye sevinmiş çok mu..

Rusya biraz da ABD ile karşı karşıya kalırız umuduyla Afrin harekatına göz yummuştu. İyi de Pentagon o kadar aptal mı? Yarım asırdan fazladır müttefiki olan Türkiye’yi tanımamış mı? Yarın Menbiç’i hatta Fırat’ın doğusunu bırakıyorum derse Rusya ile Türkiye karşı karşıya kalmaz mı?

Neyse biz yine de olumlu düşünelim. Rusya, Irak, İran, Suriye tüm komşularla iyi geçinmek şart. Türk’ü, Kürd’ü, Arab’ı barış içinde yaşasın artık. Bu coğrafyanın gülen, güzel milletleri aynı sofrada yesin, içsin, birlikte eğlensin. Biz kendi aramızda kavga eder barışırız. Lanet olsun bu insanları kendi yurdunda yaşayamaz hale getiren savaşa. ABD’ye bile fayda getirmeyen bu savaş bitsin artık!