Şuşa'ya okul ve kütüphane
MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli Azerbaycan’ın Karabağ zaferi ve özelikle ŞUŞA şehri için bir açıklama yaptı.
Açıklamanın özetinde şunları vurguladı “Özellikle ifade ediyorum, Şuşa’nın susadığı eğitim ve öğretime destek vermek bizim fikir ve inanç vecibemizdir. Azerbaycan sanat ve düşünce hayatının kaynaklarından birisi olan Şuşa’nın gelişmesi ve burada yaşayan Türk çocuklarının geleceği hepimizin manevi sorumluluğudur. Bilhassa bu kadim Türk şehrinin eğitim-öğretim hayatına destek vermek ihmal edilemeyecek boyun borcumuzdur.
Şayet Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın müsaadeleri olursa, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev de uygun bulursa, bizatihi talimatımla Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından Şuşa’da dokuz derslik bir ilkokulun yapılması hedefimizdir.’
Bu oldukça devlet adabı içerisinde ela alınmış cümlelerin yaşamsal kaynağı elbette ülkü denen o muazzam dünya görüşünün yansımasıdır.
O dünya görüşünün ne denli önemli bir konuya parmak bastığı, Türk dünyası ile ilgili neleri hayal ettiğinin de tarifidir.
Devlet Bey açmak istedikleri okulun adının da “Üzeyir Hacıbeyli” olacağını vurguladı.
Peki kimdir Üzeyir Hacıbeyli?
Modern Azerbaycan müziğinin öncüsü, 1908'de bestelediği "Leyla ile Mecnun" operasıyla "Doğu'nun ilk opera bestecisi" unvanını elde eden ünlü bestecisi Üzeyir Hacıbeyli, 18 Eylül 1885'te Azerbaycan'ın Şuşa şehrinde doğdu.
Bu yüzden mi adı kurulacak okula verilecek?
Evet ama Hacıbeyli sadece oralı olması ile değil dünyada ender olan bir sanatçı olmasıyla da önem taşıyor.
Yaptıklarını, eserlerini saymakla ve övmekle bitiremeyiz.
Bu yüzden buradan hepsini tek tek yazmaya kalksam uzunluktan dolayı eleyebileceğim eserlerine haksızlık etmiş olurum.
Ama onu kısaca şöyle özetleyebilirim; Eğer Türk milletine milli bir eğitim programı uygulanmış olsaydı Şekspir yerine Hacıbeyli anılacaktı.
Türk Genci Leyla-Mecnun aşkı varken Romeo – Julyet hikayesiyle asla büyümeyecekti.
Magda Neyman isimli bir Alman gazetecinin Rusya'da çıkan "Peterburgskie Vedemosti" gazetesinde Türkleri "barbar" olarak tanımlamasına Hacıbeyli, Hayat gazetesinde "Türkler barbar olsaydı okul açar mı, eşit hukuki haklar talep eder miydi? Görünen o ki bu bayan gazetecinin kalemi boş." şeklinde yanıt vermişti.
Hacıbeyli Türklerin dünyaya medeniyet dersi verdiği bir muazzam sanatçıydı.
Dolayısı ile, MHP Lideri mefkuresine ne kadar hâkim biri olduğunu gösterircesine önemli hamle yapmış, belgenin ilk ihtiyacının milli bir eğitim hamlesi olması gerektiğini de adeta vurgulamıştır.
Şûra’nın yeniden işgal edilmemesin yolu sadece askeri güçle değil, milli bir ruh ile mümkündür.
Türk Milleti Şekpir’den önce Hacıbeyli’yi, Romeo ve Julyet’ten önce Leyla ile Mecnun’u bilirse hiçbir güç bizi hiçbir şekilde işgal edemez.
Devlet Bey’e okul projesi ve seçtiği isimden dolaydı ne kadar teşekkür etsek azdır.
Hem ne demişti Gazi Mustafa Kemal ““Türk Çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” -
Son olarak!
ŞUŞA bir de HAPİSHANESİ ile ünlüdür.
O hapishaneye Ermeni işgali sırasında düşüp de sağ çıkan Türk çok azdır.
Eğer sesimiz bir iradeye ulaşırsa ŞUŞA hapishanesinin KÜTÜPHANE olması muradımızdır.
Kütüphanenin adı da Ahmet Ağaoğlu olsun.
Bilen bilir ama bilmeyenler için Ağaoğlu’nu başka bir yazımda özetlerim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.