DEPREM VE ÜLKÜCÜLER!
“Türkiye’nin ve hatta dünyanın en genç ve organize örgütlenmesi kimde vardır? diye bir soru sorsak karşımıza çıkacak en güçlü teşkilat Ülkü Ocakları çıkacaktır.
Yarım asırlık bir yapılanmasıyla, maziden atiye giden millet yolunda hiçbir canlının ödeyemeyeceği bedelleri ödemesiyle ve adeta rütbeleri verilmemiş, maaşları ödenmemiş tabiri caizse bir askeri yapısı ile disiplinin ve organizasyonun da merkezi durumundadır.
Hal böyle iken bu muazzam yapı neredeyse yarım asırdır (haklı olarak) tüm enerjisini Türkiye’nin ve Türk Dünyasının bekası için içte ve dışta tüm düşmanlara karşı harcamış ve harcamaktadır.
Bu kutsal yolculuk elbette önemli ama ülkemiz de meydana gelen son deprem de gördük ki, bu yapı elinden gelen bütün katkıları ortaya koymasına rağmen sahada ne kadar eksik olduğuyla da yüzleşmiş durumdadır.
Deprem bölgesindeki yetersizlikleri düşünürsek bu yapının yani Ülkücülerin, Ülkü Ocaklarının bu tür hadiselere karşı önceden hazırlaması, teşkilat mensuplarına bu konuda eğitim verilmiş olması Türkiye'nin en büyük afetlerinde askerden sonra en büyük mücadele birliği olurlar.
Belki şu an yine öyle ama bu konuya yatırım olmadığı için sahada etkisi az.
Bu konuya iyi edinilse, lojistik destek sağlansa, teknik ve teçhizat donanımı geliştirilse inanın bana meydanda PR peşinde koşan Ahbap, İHH gibi kuruluşların esamesi okunmaz.
Şu an bile onların imkânlarının yüzde biri olmadan onların yaptıklarının kanını yapıyor bizim gençler.
Camiaya yabancı olmadığımız için yapılanlardan haberdarız.
Yukarıda anlatmaya çalıştıklarımın alt yapısı teşkilatlarda var;
-Bir defa her yerde teşkilat olduğundan olay yerine en hızlı intikal edenlerden biri bizim çocuklar.
-Bundan daha önemlisi en kötü kriz zamanında bile üç beş ülkücü bir araya geldiğinde birisi kendiliğinden başkan oluyor ve inisiyatif alıyor. Bu bizim kültürümüzde var. Herkesin elinin ayağının birbirine karıştığı yerde biz organize olabiliyoruz.
Valinin cumhurbaşkanından, diğer kamu görevlilerinin validen emir beklediği, STK'ların bağış peşinde PR peşinde koştuğu yerde bizimkiler kendi organizasyonunu yapıp hiç beklemeden müdahale ediyor.
Ülkenin her yerinden her il teşkilatının en az 40 kişilik “AKURT “ timi olsa eder sana 81 ekip.
Her ilçede teşkilat olduğunu düşünürsek işin boyutunu düşünün.
Bu yapı ciddi derecede lojistik destekle organize edilir ve eğitime tabi tutulursa devletin yükünün en azından arma kurtarmadan %70 hafifleyeceğine eminim.
Ayrıca her teşkilatın üye yapısının profesyonel enerjiye dönüştüğünü düşünürsek olay yerinde yardım ve organizenin düzenli olacağı, yağma ve hırsızlığa cesaret edeceklerin kiminle karşılaşacağı da aşikardır.
Bir başka ve belki de en büyük tehlike afet anında ülke işgali fantezileri kuran emperyalizme karşı “kurt kaya elini çöz” diyen bir yapı hazır kıta bekleyecektir.
Saygılarımla …
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.