Bölge ile ilgili ilk yazıyı, 2018 yılında Gürcistan seçimleri üzerine kaleme almıştım. Bir yıl sonrasında Rusya bölgede gerekli olan hegomonik çalışmaları Gürcistan üzerinde başlattı. Günümüzde, Gürcistan Avrupa Birliğine yakın ama Rusya ile kesinlikle düşman olmak istemeyen bir devlet olarak köşesinde izleyici olarak duruyor.

    Ortadoğu engelini Türkiye yardımıyla aşan ve Suriye’de kalıcı askeri üsler kuran ve Rusya sınırlarını SSCB sınırlarına genişletme çalışması başlatan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. 2021 Mart ayının son haftasında kendisinin 2036 yılına kadar Rusya Devlet Başkanı olarak kalmasını sağlayan yasanın Duma’dan (Rusya Devleti Üst Meclisi) geçmesi ile, Modern Çağın Rus Çarı oldu diyebiliriz. İzlediği strateji ve yaptığı planlarla Ortadoğu ve Güney Kafkasya’daki Amerika tehlikesini bertaraf eden bay Putin için sırada şimdi Doğu Avrupa cephesi var. SSCB dağıldıktan sonra bağımsızlığını kazanan bazı ülkeleri yumuşak bir şekilde hegemonya altına almak isteyen Putin Ukrayna’da zorlanacağa benziyor.

Hafızamızı tazelemek için 2014 yılına geri dönecek olursak:

21 Şubat 2014 tarihinde Ukrayna cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç aylar süren gösteriler sonrası Rusya'ya kaçmış, Ukrayna hükûmeti değişmiş ve Batı yanlısı bir hükûmet gelmişti.Rusya, yeni hükûmeti tanımamış ve bu olayı darbe girişimi olarak nitelendirmişti.

16 Mart 2014 tarihinde referandum yapılmış, %83 oranında katılım oranının olduğu referandum sonucunda; Kırım'da %96.77, Sivastopol'de ise %95.6 oranında Rusya'ya bağlanmak yönünde oy kullanılmış, Bir gün sonra Kırım parlamentosu resmen Rusya'ya bağlanma talebini iletmişti. İlerleyen günlerde Obama, 11 Ukraynalı ve Rus yetkiliye yaptırım kararını açıklamış, ayrıca Rusya'nın üyeliği de askıya alınmıştı.

17 Mart 2014 tarihinde Rusya devlet başkanı Vladimir Putin" Rusya'nın Kırım'ı ilhakını onaylayan imzayı atmış ve Kırım resmen Rusya'ya katılmıştır.

27 Mart'ta BM Güvenlik Konseyi Kırım referandumunun yasal olmadığını belirten bir karar çıkarmıştı.

Tüm bu yaşananlardan sonra Avrupa Birliği ve Amerika Rusya’ya ekonomik savaş açmış, Rus Rublesi 2014 yılı dünya para piyasalarında 1994 yılındaki seviyesine kadar gerilemişti.

Yıllardır kamu diplomasisi yaptığı Dombas’ta Ukrayna’ya karşı ayrılıkçı bir taraftar grubu yaratan Rusya’nın bu hamlesi: 1925 Locarno antlaşması ile silahsızlandırılan 1936 yılında yatıştırma politikası ve  oldu-bitti ile Renn bölgesini işgal eden Almanya’yı  hatırlatıyor. Gerçi şimdi durum farklı Ukrayna’nın çimeninde fillerin savaşı var. Umarım Ukrayna ikinci dünya savaşında Çekoslovakya’nın akıbetine uğramaz. Takip ettiğim kadarıyla; 2014 yılında yaşananların öfkesi ve Avrupa Birliği’ne katılma olasılığının verdiği heyecan Ukrayna Kamuoyunda Rusya karşıtlığını daha da alevlendiriyor.

Gelecek günlerde; Çin Devletiyle yaptığı ticari ve stratejik ortaklık anlaşmaları ile Doğu sınırı güvence altına alan Rusya. Bölgesine Amerika’nın bu denli müdahil olmasına karşılık olarak, yine Amerika’nın kıtasında veya bölgesinde bir hamleyle karşılık verecek. Bu hamle Amerika’yı, Ukrayna’yı desteklemekten vazgeçirecek ve Ukrayna’nın Rusya’ya bağlanması kaçınılmaz olacak.

Diğer yandan, Kara ve deniz taşımacılığında alternatif koridorlar üretmekte gecikmeyip. Ticaret yaptığı ülkeleri: Süveyş kanalını kullanmayıp, Kuzey deniz koridorunu ve ortak hat olarak bilinen şimdiki BTK (Bakü-Tiflis-Kars) raylı ulaşım ticaret yoluna ek olarak yapımında son aşamalara gelen 2021 yılının sonlarına doğru veya 2022 başlarında faaliyete geçmesi beklenen, merak edenler için yazayım: Zengezur’da  40 km’si Rus Barış gücü kontrolünde olan BZNI (Bakü-Zengezur-Nahçivan-Iğdır) karayolunu tercih etmeleri konusunda teşvik ediyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Harici politika belirleyicilerini bir defa daha kutlamak isterim. 1935-1940’larda İkinci dünya savaşının başlarında olduğu gibi, günümüzde de gergin bir ortamda olunabilecek en iyi pozisyonda izleme ve bekleme sürecindeyiz şu anda.

KALIN SAĞLICAKLA!