Irkçılık genel hatları ile ele alındığında, bir soyun diğer soylardan gelenleri aşağılaması gibi algılanır.

Toplumda ki genel kanının bu yönde olmasının asıl sebebi;  bir Milletin aidiyet duygusunu ve milli şuurunu zaafa uğratmak için kasıtlı olarak yapılan bilgi çarpıtma, yanıltma haber ve karşı propagandadır.

Irkını sevme, koruma, kollama duygusu İnsanın aidiyet duygusunun doğal tezahürüdür. Aileye duyulan aidiyet duygusu ne ise mensup olduğu Millete duyulan aidiyet duygusu da aynıdır.

Diğer soyları aşağılayan ve yaşam hakkı tanımayan bir düşünce ile Millet sevgisinden kaynaklanan Irkını koruma duygusunu aynı çerçevede değerlendirmek; doğal olarak kavramların yanlış algılanmasına, kafa karışıklığına ve nihai olarak da aidiyet duygusunun zedelenmesine yol açmıştır.

Türk Irkına karşı duyulan sevginin ve Türklük şuurunun kaybolmasının sebebi bu propagandaların neticesidir.

Türk Irkçılığı, Türk Milliyetçiliğidir. Öznesiz, yüklemsiz salt “Türk Milliyetçiliği”dir.

Türk Irkçılığı, Türk Milletine karşı duyulan sevgi ve bu sevginin getirdiği koruma kollama duygusu olduğuna göre, korumanın yollarını da elbette bu Irkın mensuplarının yapması en doğal haktır.

Kendi Irkını koruma isteği,  Irkının geleceğini, menfaatini ve refahını teminat altına alma çabası ancak aynı Irktan yöneticilerin varlığı ile mümkündür.

Etnik milliyetçilerin, azınlıkların ve mezhepçilerin koalisyonu ile yönetilmemiz “demokratik” yönetim olacak, Türk Milletinin kendi soyundan olanlar tarafından yönetilmesini istemesi Irkçılık diye adlandırılacak!

Türklerin Türk soylular tarafından yönetilmek istemesi en doğal haklarıdır. Buna Irkçılık diye karşı çıkanlar ise, Siyasal ümmetçiler, azınlıklar ve etnik milliyetçilik yapanlardır. Bu koalisyonun da arkasında Emperyalist güçler vardır.

Türkler Türk soylular tarafından yönetilmedikçe, ne ekonomik ne siyasi ne de bölgesel sorunlarımız bitmeyecektir.

İçeride uzun yıllardır yaşadığımız ve binlerce insanımızın canına mal olan terör de, açlık sınırında yaşayan milyonlarca insanın çilesi de son bulmayacaktır.

Tepemize çöreklenen Azınlık ve etnik kırıklar bu ülkeyi soymaya da bölmeye de devam edeceklerdir.

Tek çare; Türkiye’nin Türklük şuuru taşıyan Türk soylular tarafından yönetilmesidir.

Bunun adına ister Irkçılık deyin ister Türk Milliyetçiliği.

Bunun dışında üretilen bütün siyasi ve ekonomik reçeteler, kafa karıştıran suni kavramlar Türk Milletine yabancıdır, çare de olmayacaktır.

Türk Milliyetçiliğini değersiz kılmak ve mecrasından uzaklaştırmak için üretilen, Kültür Milliyetçiliği, mensubiyet milliyetçiliği, Türk-İslam milliyetçiliği gibi kavramlar siyasi sloganlardan ibarettir ve Türk Irkçılığının karşılığı değildir.

Türk Milliyetçiliğini iktidar yapma niyetinde ve söyleminde olan siyasi oluşumların yöneticileri öncelikle bu gafletten uyanmalı, Öncelikle genel merkezlerinin stratejik pozisyonlarına Türk soyluları getirmekle işe başlamalılar.

Etnik milliyetçilerin, mezhepçilerin ve siyasal ümmetçilerin yol arkadaşlığı ile Türk Milliyetçiliğini iktidara taşıyamazsınız.

Türk soyluların yönettiği Türkiye’de Türk Milliyetçiliği koruyucu bir çatı olur ve Ülkede yaşayan her ferdin can ve mal güvenliği Türk’ün yüksek adaleti ile korunur.

Aksi halde Türkler bu ülkede azınlık statüsünde işgal altında yaşamaya devam ederler.