Karakter kalpazanlarının Popüler ve ünlü olma çabası uğruna, şuursuz ve cahilce ataklar yaparak toplum içinde kendilerini göstermelerini yerel yöneticiler ile reklam uğruna fotoğraflar çekilip  ve gecekuşu bar sanatçılarını kıskandıracak şekilde sosyal medya, görsel ve yazılı medyayı kullanmalarını kahkahalar atarak izlerken aklıma şu hikayeler geldi:

Bir gün Yugoslavya devlet başkanına bir telefon gelir. Arayan kişi  güvensiz bir şekilde kendisini takdim eder.

"Efendim ben; Don Juan De Borbon! İspanya kralı!" der.

Yugoslavya devlet başkanı buna karşılık kendinden emin bir şekilde
 "Ben de TİTO!" der.

Yine başka bir örnek vermek gerekirse,

Dünya spor ayakkabı piyasasına büyük yatırım yapacak olan global bir şirket Nıke'ın logosunu tasarlayan reklam şirketine büyük para önererek kendilerine, Nıke'ın logosu gibi bir logo talep etmişlerdir.

Aldıkları yanıt şaşırtıcıdır:
Aynı değere sahip logo için;
Uzun yıllar!
Milyon dolarlar!
Kullanıcı toplumda sağlamlık, dayanıklılık ve kurumsal kimlikle kendini kabul ettirmek!

Her şekilde İlişki içinde bulunulan çevre ile olumlu dialog!
Ve her şeyden önemlisi
GÜVEN!! 
Kazanmanız gerekirdir.

Kısacası;
Kişisel gelişimin ve toplumda kimlik sahibi olmanın ilk adımı, kişinin isminin marka olmasıdır. Bu konuda kişisel gelişim uzmanlarının ve psikologların önerisi; toplum içinde sizi temsil eden en önemli şeyin isminiz olduğu, isminizin marka olabilmesi için önemli unsurun da davranış ve karakterinizin olduğudur.

İsminin itibarını kaybetmiş olanların kendilerini takdim ederken şuranın veya buranın şu'su diyerek takdim etmeleri, "benim ismimin ilişki içinde olduğum toplumda marka değeri olmayan zayıf karakterli ve kimliksiz birisiyim. Kendimi ünvanlar ve mevkiler arkasına sığınarak maskeliyorum!."dur.

Bu konuda gözlem ve verilere dayalı köşe yazımı sıkılmadan okuduğunuz için Teşekkür ederim.

KALIN SAĞLICAKLA!