KARAR VERMEKTEN KORKUYORUZ ÇÜNKÜ HATA YAPMAKTAN KORKUYORUZ
Hayat her zaman en az iki seçenek karşımıza çıkarır; iki sevgili, iki yol, iki kısmet... Bunu mu seçmeli, yoksa onu mu? Zamanımızın büyük bir kısmını bu seçenekler arasında dolaşıp iyi olanını seçmeye çalışarak geçiririz. Sorun, karar veremediğimiz durumda ortaya çıkar. İçine düştüğümüz çelişki ise huzursuzlukla sonuçlanır. Çareyi, o konuyla ilgili düşüncelerimizi zihnimizden uzaklaştırmakta ararız, fakat doğru yöntem bu değildir. Bu sorundan ve yarattığı huzursuzluktan kurtulmanın tek çaresi, karar vermektir
Bugün sizlere kararsızlıklarınızdan kurtulabilmeniz için bir yöntem/formül sunacağım. Eğer bu formülü anlayıp yaşantınızın değişik köşelerinde uygularsanız, elinizde bazı kapıları açabilen marifetli bir anahtar tutuyor olduğunuzu göreceksiniz.
Karar verin!
İşte formül: Çok önemli iki seçenek arasında kaldığınızda iki tarafın da ayrı ayrı olumlu ve olumsuz yönlerini sıralayın. Her iki seçeneğin de mutlaka avantajları ve dezavantajları vardır. Hangi taraf daha ağır basarsa, onu seçin. Bunu iyi tespit etmelisiniz. İki seçenek arasında 1kg gibi bariz bir fark olduğunda karar vermesi tabii ki de daha kolaydır. Bir çocuk bile hangi tarafın daha ağır olduğunu kolaylıkla görebilir. Kararsızlığımız genelde 1 gram gibi küçük farklar olduğunda ortaya çıkar. Bunu iyi tespit etmeli ve korkmadan kararınızı vermelisiniz.
Sonucu düşünmeyin!
Bizi karar vermekten alıkoyan, tedirgin eden ya da korkutan "ya hata yaparsam" düşüncesidir. Karar verirken, "yanlış karar verirsem acaba insanlar ne der?”, “yanlış seçim yaparsam yine her şeye sıfırdan başlamam gerekecek, artık kaybedecek zamanım yok..." gibi düşünceler zihnimizde dolaşır. Bu tür düşünceler, ilerlemenize engel olur. Hep dört yol ağızlarında bekliyor ve hangi yolda ilerlemeniz gerektiğine karar vermekten kaçıyorsunuz, çünkü bu farklı yolların sizi nereye götüreceğini doğal olarak bilmiyorsunuz. Fakat ilerlemek için karar vermeli ve o doğrultuda hareket etmelisiniz. Ama zihniniz sizi ilerlemekten alıkoyup çelişkili bir pozisyona düşürüyor. Bir tarafınız karar verirken, diğer tarafınız kararınızın doğruluğundan şüphe duyuyor. Sizi durduran da işte bu!
Tembel, iradesiz, mutsuz olmamızın nedenlerinden bir tanesi de kararsızlığımızdan ötürü zihnimizin bizi içine soktuğu çelişkili haldir.
Hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz!
Farz edelim ki, karar verdiğiniz ve ilerlediğiniz yol sizi istediğiniz yere götürmedi. Başladığınız noktaya geri dönüp her şeye sıfırdan başlamanız gerektiğini düşünüyorsunuz. Üstüne üstelik tüm çabalarınızın boşuna gittiğini zannediyorsunuz. İşte hataya düştüğünüz nokta da bu. Biliniz ki, şimdiye kadar seçtiğiniz yanlış yolların hiçbirinde, hiçbir kaybınız olmadı. İlerideki seçimlerinizin sonuçlarında da bir kaybınız olmayacak. Çünkü karar verdiğiniz yolda ilerlerken, o yol hakkında bilgi sahibi olur, tecrübe kazanır ve olgunlaşırsınız. Hayatın kendisi zaten tecrübe değil midir? Doğa bizim öğretmenimizdir ve bizi hatalarımızı kullanarak eğitir. Yani hata yapmamıza müsaade eder. İnsanoğlunun bir özelliği de hata yapmaktır. Bizler hata yaparak öğrenir ve ilerleriz. Bu nedenle hata yapmaktan çekinmeyin ve korkmayın.
Ulaştığınız yerden devam edeceksiniz!
Korkmayın, kesinlikle ve kesinlikle geriye dönüp sıfırdan başlamayacaksınız; bulunduğunuz yerden yolunuza devam edeceksiniz. Tıpkı bir trenin ray değiştirmesi gibi, sizler de yol değiştirecek ve kaldığınız yerden adım atmaya devam edeceksiniz.
Verdiğiniz ve vereceğiniz tüm kararlar her zaman mükemmeldir!
Diyelim ki karşılaştığınız seçeneklerden biri, 1 gr. daha ağır bastı. Kararınızı verin ama içiniz rahat olsun çünkü bilin ki sizin kapasiteniz, görüşünüz, bilinciniz, her şeyiniz bu seçtiğiniz kararın seviyesindedir. Neyi değiştirmek istiyorsunuz ki? Seçimleriniz kapasiteniz doğrultusunda gerçekleşir. Kapasiteniz ne ise, seçiminiz de o seviyeye göredir. "Buraya gitmem gerekir”, “bu noktaya ulaşmam gerekir” gibi hedefler belirliyorsunuz. Peki “oraya” nasıl ulaşacaksınız? Tabii ki tecrübe alarak. Zorlayacak bir şey yok. Bunlar sizin için büyük birer tecrübedir. Bu nedenle onlardan haz alın ve kararlarınızın getirdiklerini keyif alarak yaşayın. Ancak yaşadıktan sonra yolunuzun bu olmadığını görebilirsiniz. Bu konuda tecrübe sahibi oldunuz. Ama o duruma düşmüş olmasaydınız ve o tecrübeyi yaşamamış olsaydınız, o yolun sizin için iyi olmadığını nasıl bilebilirdiniz ki? Onun için deneyin, yaşayın ve hiçbir zaman korkmayın.
Konuyu başka bir açıdan ele alalım. Bizler neden bu dünyadayız? Tanrı mıyız? Hayır. Bizler hata yapanız. Dört özelliğimizden bir tanesi hata yapmaktır. Doğa bizi sadece bu şekilde eğitir, hata yaparak öğrenme iznini bize vererek... Bu nedenle hata yapmaktan korkmayın, çünkü evrenin kuralı budur.
Ermişler bile hata yapar. Hata yapmıyor olsalardı, birden fazla Tanrı olurdu. Aydınlanmaya, nirvana'ya, samadhi’ye ulaşan kişiler bile, bulundukları yüksek mertebeye rağmen hata yapıyorlarsa, o zaman sıradan insanlar için ne diyebiliriz ki? Biliniz ki, sadece Tanrı hata yapmaz.
Hata yapmaktan çekinmeyin. Bizler hata yaparak tecrübe alır ve olgunlaşırız. Hatalarınızdan ders alamadığınız zamanlarda, biliniz ki şu an kapasiteniz bu kadar. Aynı hatayı tekrarlaya tekrarlaya, bir gün, söz konusu konuyu anlayacak ve sınıf atlayacaksınız. Doyum noktasına ulaşmadan, suyun şekere ihtiyaç duyması gibi, sizler de o konuda olgunlaşmak için aynı hatayı tekrarlamaya ihtiyaç duyarsınız. Hata yapmaktan nefret etmeyin. Tecrübe alın ve tekrarlamamaya çalışın, ama tekrarlıyorsanız da biliniz ki şu anki kapasiteniz bu seviyede. Kendinize kızmayın! Fakat burada hassas bir nokta daha var. "Benim kapasitem bu kadar", deyip yan yatmayın. İlerlemeli ve olgunlaşmalısınız.
Ramaray (HakdanAgun)
Ramaray Yoga Merkezi
+90 (312) 441 58 57
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.