Birilerinde hiçbir değişiklik olmadığını ve kaldıkları yerde işbaşı yapmak için gün saydıklarını görüyorum. Maalesef ülkemizi aydınlık günler değil kargaşa bekliyor psikolojisi ben dahil toplumun büyük kesiminde endişe yaratıyor.

Belli anlayışa yönetim imkanı verecek her yanlış davranışa da kızıyorum. Milletin doğrudan iktidar etmediği bir çağdışı, baskıcı, yaptıklarından asla pişman olmayan, milletin çok acı çekmesine sebep olmuş ve en az altmış yıldan beri huzursuzluğa sebep olmuş, ıslahı kabil olmayan bir zihniyetin tekrar yönetime gelme ihtimali dahi eski günler gelir korkusuyla mağduriyet yaşamışların uykusunu kaçırıyor. Bu ihtimalin doğmasına sebep olan, katkı sağlayan kim varsa büyük vebal altında olduklarını, hata ve yanlışlarının faturasını kimlerin çekeceğini şimdiden tahmini kolay bir durum olduğunu düşünüyorum.

Özellikle son elli yıl dünya genelinde katı ideolojilerin modasını kaybettiği, bilim ve teknolojinin baş döndürücü bir hızla ilerlediği, üretimin artırılması için sektörel olarak en hassas teknolojilerin kullanıldığı, işsizlikle mücadele, istihdamı ve üretimi arttıracak faaliyetler ileri devletlerin birinci hedefi iken ideolojik saplantılarından kurtulamayanların bu topluma verecekleri bir şey yoktur.

Bugün itibariyle siyasi partilerin üstesinde gelmesi gereken problemlerin çözümleri hakkında geliştirdikleri fikir, düşünce ve projelerini seçime doğru gittiğimiz bugünlerde açıklamaları gerekmez mi?

Örneğin üniversiteler hususunda ne düşünüyorlar?

Üniversitelerin ve bütün eğitim sistemimizin sıkıntılarını tespit etmişler midir?

İdeolojik anlayışlardan kendini arındırabilecekler mi? Geçmişte çok radikal rektörleri görevleri bittikten sonra vekil veya belediye başkanlığıyla taltif etmişlerdi, bu icraatlerle karşılaşma ihtimalimiz var mıdır?

Libya, Karabağ, Ege ve Akdeniz'deki milli menfaatlerimiz hususunda ne kadar içten davranacaklar, terör örgütü ve uzantısına ne kadar taviz verecekler, toplumda inançlara saygılı bir yönetim anlayışını önemseyecekler mi?

Bütün bu konularda ketum bir davranışla karşı karşıyayız, yeni mağduriyetlerin olmayacağı bir gelecek talebimiz var. Her ne kadar bazı temsilciler ılımlı söylemlerde bulunuyorlarsa da genelde bir diş bileyen, görürsünüz diyen kesimlerin varlığı söz konusudur.