Bir konferansın düşündürdükleri
İstanbul seçimlerinin yinelendiği gün Avrupa’da AKP’nin en büyük örgütlenmesinin düzenlediği bir konferanstaydık. Adını vermeyeyim. Kimseyi etiketlemek istemem. Zira bu “Birlik” Türk vatandaşları için yararlı işler yapan bir cemiyet.
Davetiyede konferansın konusu “Alevilik” olarak belirtilmişti ama başladıktan sonra bunun “azınlıklar üzerine” bir tür imaj çalışması olduğunu fark ettik. Doğrusu biz de şaşırdık: Birliğin genel başkan yardımcısı yaptığı sunumda; yanlarına Türkiye’den Ezidi, Süryani ve Zaza alarak İngiltere’de Lordlar Kamarası’na gittiklerinden bahsetti. Çok memnun olmuş İngiliz Lordları. “Ne güzel Türkiye böyle hoşgörülü bir ülke miydi?” demişler. Vatikan’ın temsilcisi bir bey de yanlarındaymış. Hatta ziyareti haber alan İstanbul’daki Fener Rum Patrikliği telefon edip “bizi niye çağırmadınız” diye sitem etmiş.
Sayın genel başkan yardımcısı, projelerini anlatırken benim zihnim 25 sene geriye gitti. Vatikan, Lordlar Kamarası, Patrikhane falan derken birilerinin dinlerin birliği ve Türkiye’de etnik yapılar üzerine projeler ürettiği hatırıma geldi. Kendisine sordum “neden böyle şeyler yapıyorsunuz”? Amaçlarının dinler ve milletler arasında barışı sağlamak olduğunu söyledi. “Mesela bakın Türkiye’de Yahudilere düşmanlık artıyor” dedi. Şaşırdım, içimden “sorumlusu kim ola ki acep” dedim.
Konferans başladıktan sonra meseleyi anladık. Bu arkadaşlara göre Türkiye’de etnik ve dini unsurların birbirine ve özellikle halkın büyük çoğunluğunun azınlıklara yönelik hoşgörüsü yoktu. Konuşmacılardan, Diyarbakır üniversitesinden bir profesör de bu tezi desteklemek için çocukluğunda gördüğü bir muameleden bahsetti. Kürt kökenli bu hocamız ilkokula başladığı Konya Ereğli’de diğer çocukların onun önlüğünü kaldırıp kuyruğunun olup olmadığına baktığını söyledi. Ve gururla ekledi; “Ama bu işi de hallettik. Okul bitene kadar amcaoğluyla beraber hepsini tek tek dövdük”.
Şeyh Sait’in torunu olarak tanıtılan bir avukat bey ise Avrupa’nın etnik ve dini sorunu çözdüğünü söyleyince oradaki vatandaşlardan tepki aldı. “Siz ne diyorsunuz asimilasyonun alası burada var” dediler. Sonra konuşmalar Kuran’dan ayetler, hadisler katılarak “aslında herkes iyi olursa dünya da iyi bir yer olur” manasında sürdü ve bitti.
sırada AKP İstanbul’da muhalefetten milyonluk fark yemekteydi. Üzülerek söylemeliyim ki durumları Fatih’in İstanbul’u fethettiği sırada meleklerin cinsiyetini tartışanlardan farksızdı. Seçim hiç kimsenin umurunda değildi. Tutarlı bir tek fikirleri, gerçekçi tek bir çözümleri yoktu. Doğrusu HDP bir konferans yapsaydı bundan farkı olmazdı. Fakat HDP’nin politikalarıyla hedefleri arasında tutarlı bir bağ var. Peki iktidar partisi ne yapmaya çalışıyor? Eğer gerçekten de Türkiye’de halkın barış içinde bir arada yaşama kültürü yoksa neden bu sorunun çözümünü Avrupa’da arıyorlar?
İktidar partisi 2014’ten bu yana bir dönüşüm içindeydi. 15 Temmuz darbesi bu dönüşümü kadro ve politika düzeyinde hızlandırdı. Ancak bir türlü program ve ideolojik yenilenmeyi sağlayamadı. Gelinen noktada muhalefet net bir batıcı program altında birleşti ve üstünlüğü ele geçirdi. Şimdi soru şudur: AKP bu sürece direnebilecek mi?
AKP güçlü bir liderlik altında ve disiplinli bir örgütle bugünlere geldi. Ama hiçbir krizde ideolojik bir duruş gösteremedi. Milli politikaları var fakat milli programa asla sahip olmadı. Vatan savaşına mehteran bölüğüyle gitti. İçindeki çıkar gruplarından, cüppeli şarlatanlardan kendini arındıramadı. Suriye’ye girmek için yığınak yaptığı sırada ordu komutanını görevden aldı. Yinelenen seçimleri kazanmak için “Kürdistan” söyleminden, Apo mektubuna, Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılmasına kadar vahim hatalar yaptı. Bu yüzden kimseyi “Vatan Savaşı”na ve “Türkiye Gemisi”ne ikna edemedi.
AKP’nin en zayıf yanı programı ve ideolojisi. Bu nedenle politikaları tutarsız. Eğer Türkiye’yi yöneten bir parti olmasaydı bu tutarsızlıklar önemsiz sayılabilirdi. Fakat Türkiye tarihinin en büyük krizini yaşarken iktidarda olmanın sorumluluğu bu hataları affetmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.