Zeki KILIÇ

Zeki KILIÇ

BALGAT HAVARİLERİNE SUALLER

BALGAT HAVARİLERİNE SUALLER

Son on dokuz yılının neredeyse tamamını, taban ile tavan arasındaki derin boşluğu görmezden gelmek için gözlerini hiç açmamacasına, sımsıkı kapayanların hareketinin adı mı  olmuştur gayrı Ülkücülük?


Son on dokuz yılının neredeyse tamamını, sokakta haykırdığı hakikatin hilafına söz söyleyen yukarıdakilerin söylediklerini bazen teville, çoğu zaman da duymamak için kulaklarını tıkamakla geçirenlerin adı mı olmuştur Ülkücülük?


Son on dokuz yılının neredeyse tamamını, Balgat Derebeylerinin hareketin hilafına söylediklerini kabul için, adı gibi bildiği hakikatleri bilmezden gelmekle geçirenlerin hareketinin adı mıdır Ülkücülük?


 Kendi işini görmekle müftehir kurdun,  el işine maraba tutulduğu, başkalarının işlerinin –kendinden zannettiği büyük başlar tarafından- kendisine yaptırıldığını görmezden gelmek için üç maymunu oynayan kurtların adı mı olmuştur Ülkücü?


“Derinlik kavramının metafizik anlamlarından sıyrılıp salt bir ölçü kavramı haline geldiği, bütün kelimelerin ciklet niyetine söylene çiğnene anlam değeri bakımından dip yaptığı bu çağda, özden uzak kabuğa yakın dava adamcıklarının konuşlandıkları tepeleri kendilerine bahşetti diye, Divan şiirinin Kaside şairlerini bile utandıracak bir mübalağa ile velinimetlerine “Bilge” unvanı vermeleri ne denli ironi taşıyorsa, gerçek bilgelerin, tart olmamak için, bir köşede süt dökmüş kedi kıvamında yalanmaları o denli utanç vericidir.” demek isteyip de diyemeyenlerin adı mıdır Ülkücü?


Daha birkaç ay önce parti genel başkanının , “Anayasal yetki ve sorumluluklarını inat ve ısrarla çiğneyen, hiçbir kural tanımayan Cumhurbaşkanı'nın, görevinin gerektirdiği meşru ve hukuki zeminde bulunmasının yanı sıra kuvvetler ayrılığı prensibinin parlamenter demokrasiyle muhafazası, sağlıklı bir koalisyon için aradığımız temel kriterdir.” sözlerinden ötürü parlamentarizmin yüceliklerinden bahsedip, Türk Tarihinde parlamenter yapının bir şekilde hep var olduğunu ispat için Uzak Türk Tarihindeki kurultayların yetkilerinden dem vuranların, bu gün çark edip beş bin yıllık tarihin dört bin dokuz yüz yılı – hem de en şaşaalı olanları- başkanlık sistemi benzer hanlık/ sultanlıkla geçmiştir, yine geçebilir diyecek kadar ağzından çıkanı kulağı işitmeyen adamlara Eyvallah edenlerin adı mıdır Ülkücü?


19 yılda Dokuz Işık’tan dokuz kere bahsedilmeyen, Türkeş öğretilerinin seminer konusu bile yapılmadığı, sırf Başbuğ’dan hatıra diye Erciyes ve Türk Dünyası Kurultaylarının iptal edildiği, parti genel başkanının konuşmalarında kendisinden “Başbuğ” yerine herhangi bir şahıstan bahsediyormuşçasına “Türkeş Bey” diye hitap edilen bir siyasi yapının gittikçe karanlıklaşan kalesinin duvarlarındaki Başbuğ Türkeş’in fotoğrafının hükmünün Seattle’daki Lenin heykeli kadar olduğunu bildiği halde bunu sorun etmeyenlerin adı mıdır Ülkücü?


İdeolojik çerçeve içerisinde genel merkez politikalarını eleştirenleri hain –son günlerin modası olmak üzere bir de fetöcü-  ilan edecek kadar densiz, on beş yıllık kaybetme geleneğini bozmadığı için, artık kaybetmeyi zafer zannettiğinden olsa gerek “Oylarımız düşmüş olabilir ama biz yenilmedik.” diyebilecek pişkinliğe prim verip “Kürşad ve Kırk Çerisi” şişirmelerinin aksine “Ali Baba ve Kırk Haramiler” gibi davranıldığını, menzili kestirilmeyen ve pek de hayırlı olmayacağı kuvvetli zannının oluştuğu bu yolculukta züccaciye dükkanındaki toy fil yavrusu gibi, değerleri  kıra döke ilerleyenleri görmezden gelmenin adı mıdır Ülkücülük? (Sırf mevcudu savunmak için “Türkeş de seçim kazanmadı” diyen öküzler yazımızın konusu dışındadır.)


Yoksa Ülkücü, “ataları doğrulamak milliyetçiliğin gereğidir”den yola çıkıp “Kol kırılır yen içinde kalır” atalar sözüne uyarak yen’i yamamaktan kolu tedavi etmeye vakit bulamayan mıdır?


Bütün bu sorulara cevabınız “evet” ise o zaman Pehlivanoğlu kimdir ve Türkeş nedir?


Yok, bu yazdıkların yanlış, bu saydıkların senin sayıklamaların diyorsanız, söyleyin Allah aşkına:


O Ülkücü nerededir?


Ya da


Senin orada ne işin var?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zeki KILIÇ Arşivi