Türkiye, Kazakistan'a asker göndermelidir!
Kazakistan!
2.724.900 km2’lik yüzölçümüyle Türk Dünyasının en büyüğü, dünyanın 9. Büyük devletidir.
Zengin yer altı kaynaklara sahiptir.
Enerji kaynakları ekonomik kalkınma stratejisinin temel eksenini oluşturmaktadır.
Dünyanın önde gelen hububat ve un ihracatçı ülkesidir.
Sovyet sonrası yeni kurulan cumhuriyetler içinde en başarılı ülke olmuştur.
Kazakistan ayrıca son yüz yılda Türk Dünyasına bir aksakal yetiştirmiş ve bu günkü Türk Dünyasının mimarlarından birisi Nazarbayev olmuştur.
Ülke ayrıca Türk Devletleri Teşkilatının üyesi olunca bir anda karışması normal.
Normal olmayan bu karışıklıktaki Türk Dünyasının gücü!
Kazakistan’da 2 Ocak’tan itibaren LPG’ye yapılan zamlara karşı başlatılan protestolar ülkenin diğer kesimlerine de yayılarak ülkede büyük bir kargaşa ortamı oluştu.
Evet Türk Devletleri Teşkilatı ilan edildikten kısa bir süre sonra Kazakistan karıştı!..
Adlarına 'direnişçiler' dedikleri guruplar zamları protesto ederek her yerde asker ve polislere saldırdı ve hükümet binalarını ele geçirdiler.
Bu durumda en zayıf devlet bile kolluk kuvvetleri ile olaya müdahale edebilirken, Kazakistan bunu yapamadı ve Cumhurbaşkanı garip bir açıklamayla Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nden yardım istedi!..
Yani?
Yani si Rusya’yı ve onun yancısı Ermeni ve Tacikleri ülkeye davet etti.
Yani?
Manda ve himaye kabul edilir dedi.
Oysa!...
Kazakistan'ın şuan 110 bin askeri var.
Bu sayının 3-4 katı da polis var.
Ayrıca özel harekât birlikleri ve polis gücü var.
Şimdi bu yüzbinlerce kolluk kuvvetinin yapamadığını 3600 Rus, 2000 Tacik ve 70 tanecik Ermeni askeri mi yapacak!
Eeee…
Türk Birliği Teşkilatı kurulurken, Rusya ve Çin’in doğal üye kapsamında sürece dahil edilmesinin sonucudur bu.
Yazıyı daha fazla uzatmayayım!
Burada yapılması gerek bu saatten sonra şudur;
Bugün Suriye'de, Libya’da , Mavi Vatan Doğu Akdeniz’de, Afganistan’da ne için var isek Kazakistan’da onun için bir an önce olmak Türk Devletlerinin özelikle Türkiye’nin namus borcudur.
Ayrıca bu durum Türkiye’nin direk beka sonunu da ilgilendirmektedir.
Kazakistan’daki olayların sosyolojik boyutu ve sonuçta geldiği nokta incelenirse “dış güçler” söylemlerinin ne denli gerçek olduğu aşikardır.
Kazakistan!
Orta Asya’daki toplam doğrudan yabancı yatırımların %80’den fazlasını ülkesine çekmiş durumdadır.
Ülkeye gelen yabancı sermayenin önemli kısmı Batı (Hollanda, ABD, İsviçre, Fransa, Belçika ve İngiltere) kaynaklıdır.
Türk Devletler Teşkilatı harekete geçince bu sömürge devletleri de rahatsız olmuştur.
Dolayısı ile Kazakistan’daki olaylarda sadece Rusya’ya bakmak yersizdir.
Sonuç olarak bu protestoyu bir bütün olarak ele alındığımızda Türk Dünyasının sözde değil özde birliği ve gücü ortaya çıkmaktadır.
Bu durum acı gerçekleri yüzümüze vursa da aslında bir imkânı da bize sunmaktadır.
Türkiye Kazakistan’a her ne pahasına olursa yardım etmeli ve müdahale ekibi göndermelidir.
Bu müdahale için TBMM’den asker gönderme tezkeresi çıkarılmalıdır.
Bu olursa Türk Dünyası yeni bir bahara uyanacaktır.
Bu durumda “Kazakistan’da ne işimiz var?” diyeceklerinde Allah belasını versin.
Ayrıca, Karabağ’da hezimete uğramış bir Ermenistan oraya 70 asker gönderebiliyorsa ve Türk Dünyasının kalesi Türkiye orada olamayacaksa batsın bu Turan, böyle olacaksa gerçekleşmesin hayallerimiz.
Bizim hayalimiz tam bağımsız Türk Dünyasıdır, gerisi yalan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.