TERÖRLE MÜCADELEDE İSTİHBARATIMIZ!
TERÖRLE MÜCADELEDE İSTİHBARATIMIZ!
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’na (CIA) göre istihbarat, politika yapıcıların karar verme sürecini kolaylaştıracak bilgi veya yabancı devletlerin niyetlerini anlamaya yarayan gizli devlet faaliyetleridir.
Federal Araştırma Bürosu’na (FBI) göre ise, politika yapıcılara ve karar alıcılara ulusal güvenliği ilgilendiren tehditlere karşı doğru karar alabilmelerini sağlayan analiz edilmiş bilgidir.
Bu iki tanımı yapan ülkenin şu an dünyadaki gücü açık ortadadır.
İki tanımın genel özelliği ise geleneksel devlet yapısı istihbarat ağı ile ülkeyi zaman zaman yönetecek siyasi otoritelere yol gösterici olmasıdır.
Yani ülkeyi yönetim kime geçerse geçsin, devletin bel kemiği olan istihbarat birimlerinin çalışma prensipleri, devleti koruma, kollama prensipleri hiç değişmelektedir.
Bu istihbarat birimlerine seçilen elamanlar, çekirdekten yetiştirilir, gündelik siyasete kurban edilmez, yürütme organlarının insafına terk edilmezler.
Peki bizim istihbarat kendini nasıl tanımlar?
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) göre ise istihbarat, devlet tarafından belirlenen ihtiyaçlara karşılık olarak açık ya da kapalı kaynaklardan derlenen haber, bilgi ve dokümanların sürekli bir şekilde işleme tabi tutulması sonucu elde edilen ürün olarak tanımlamaktadır.
Dolayısı ile bu tanıma göre devlet denilen olgu o dönem kim ülkeyi yönetiyorsa onun emir ve direktiflerdir.
O direktif sahipleri istihbarata kendi müşavirlerini atar ve siyasi egolarına göre onların çalışmalarını tetiklerler.
Dolayısı ile istihbaratta liyakat sahibi uzmanlar yerine sadakat sahibi siyasiler görev almaktadır.
Yani istihbarat siyasete yardımcı olup, rapor sunmak yerine emir ve direktiflerine hizmet etmekten öteye geçmemektedir.
Bu yüzdendir ki işte ülkemizin başkentinde, hem de şahdamarına yakın bölgede kıytırıktan terör örgütleri bu kadar rahat eylem yapıp, onlarca vatandaşımızı şehit etmektedirler.
Eğer bizdeki istihbarat siyasi erkin iki dudağından çıkan söze göre çalışma prensiplerini geliştirme yerine, yabancı devletlerin, düşman veya muhtemel düşman kuvvetlerin ve onların sık sık kullandıkları terör örgütlerinin harekât alanları veya muhtemel harekât alanlarını önceden tespit edip, tedavisini gerçekleştire bilselerdi bugün yaşadığımız hiç bir zaafiyeti yaşıyor olmayacaktık.
Kısaca İstihbarat dediğiniz şey, belirli süreçler sonunda sahip olunan bir üründür.
Ülkemiz terör konusunda daha ne kadar belirgin süreç yaşayacak ki?
İşte kamuoyunda olayları seyreden biri olarak ben açık açık söylüyorum, Ankara`daki en son patlamamın sorumlusu meclis kürsülerinden bir haftadır ülkemizi tehtit eden PKK`nın uzantısı siyasilerdir.
İnanın bana onların ilişkileri üzerinden yola çıkın, bir çok faili meçhul terör cinayetini çözeceksiniz.
Terörizmle mücadele, kapsamlı bir stratejiyi ve askeri gücün ötesinde uzun soluklu bir yaklaşımı öngörmektedir.
Terörizmle mücadeledeki en kritik konulardan birisi, sahip olunan istihbaratın kapasitesidir.
Dolayısıyla ile bu açıdan biz oldukça eksiğiz.
Ve malesef siyaset üstü olması gereken bu kurumumuzun başında oldukça siyasi bir anlayış vardır.
İşte terör karşısında yaşadığımız büyük zaafiyetin ana kaynağıda budur.
Ben lafı uzattım, öznesini siz anlayın.
Bu vesile ile şehitlerimizi bir kez daha hüzünle yad ediyorum.
Ruhları Şad Olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.