Süleyman Demirel'in sosyalist yanı
Geçmiş yazılarımdan birinde soğuk savaş döneminde Türk Dış Politikasından ve özellikle 1950 yıllarının sonunda iki kutuplu dünyada güç ekseninin uzay teknolojisine kayması ve 1957 yılında Rusların uzaya Sputnik isimli uyduyu göndermesi ardından Küba devrimi; Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye hakkındaki tutumunun farklılaşmasına ve ülkemizin SSCB tehdidine karşı garanti olarak gördüğü Jüpiter orta menzilli füzelerin, değişen güç dengesi ile Sovyetlere koz olarak kullanmasını imkansız kılmıştı. 1950’li yılların sonlarına doğru ABD ve Türkiye arasındaki gerilim Kıbrıs konusu ve ardından hükümette olan Demokrat Partinin Dışişleri Bakanı’nın Sovyet yöneticileriyle görüşmeye başlaması özellikle Amerika gizli servisi tarafından ilgiyle takip ediliyordu. SSCB’nin Ortadoğu’ya inmesini engellemek için ellerinden gelebilecek her şeyi yapmayı göze almışlardı. Bazı çevrelerin iddialarına göre 27 Mayıs 1960 Askeri darbesi de bunlardan birisidir. Bu darbe olmasaydı Başbakan MENDERES, Haziran ayında Moskova’yı ziyaret edecekti. 1964 yılına gelindiğinde Kıbrıs için ABD’den yardım isteyen İsmet İNÖNÜ’ ye Başkan Johnson tarafından, diplomatik terbiye ve nezaketten uzak olarak yazılan bir mektup Türk dış Politikasının çok yönlü olmasının önünü açmıştı.
1964 yılında Demokrat partinin başına genç bir mühendis olan Süleyman DEMİREL seçilmişti. Türkiye’deki sol kesim O’na, Harry Morrison ile Morris Knudsen’in 1905’te ABD’de kurduğu inşaat firmasının Ereğli Demir-Çelik Fabrikası’nı inşa ederken orada çalışması yüzünden Morrison Süleyman lakabını takmıştı ki aslın da benim için Kosigin Süleyman söylemi daha yerinde olur.
Neden mi?
İsmet İNÖNÜ’nün Johnson mektubu sonrası ‘‘Yeni Bir Dünya Kurulur ve Türkiye Yerini Alır.’’ Sözünü hazmedemeyen bazı çevreler İnönü Hükümetini 20 Şubat 1965’te güven oylamasında düşürecek ve sonrasında kurulacak ara hükümetten sonra 10 Ekim 1965’te Türkiye’de yapılacak genel seçimlerde yüzde 52 oy oranıyla Başbakan DEMİREL seçilecekti. Yeni seçilen hükümet dış siyaseti farklı bir yöne çekti. Dönemin SSCB Başbakanı Aleksi KOSİGİN ve Nikolay PODGORNİ ile olan ilişkisi O’nu sıradışı yapıyordu. İddiaya ve iddia sahibinin verdiği bilgiye göre, Dağıstan’ın kuzeyinde bir kaplıca ve safiye bölgesi olan Yasin Tuku’da yayınlanan bir gazetede; 1964 yılında Demokrat Parti Başkanı seçilen ve bir yıl sonra güçlü bir rakip karşısında genel seçimlere girecek olan Süleyman DEMİREL’in sosyalistlerle ilişkisinin daha derin olduğu, dönemin SSCB bakanlar kurulu ile gizli yakın ilişkiler kurduğu, ve Sovyetlerden hatırı sayılır bir seçim yardımı kabul ettiği sözü edilen gazetede yayımlanan iddialar arasında bulunuyor. Zira 1965 yılının ocak ayında SSCB Prezidyum Başkanı PODGORNİ, ardından mayıs ayında Sovyet Dışişleri Bakanı GROMİKO Ankara’yı ziyaret edip ve DEMİRELLE görüşmüşlerdi.
Nitekim, 20 Aralık 1966 tarihinde SSCB Başbakanı Türkiye’yi yedi gün gibi uzun bir süreliğine ziyaret etmek için Ankara Esenboğa Havaalanında Askeri törenle karşılanmıştı. Ziyaret sonucu yapılan anlaşmalarla, Sovyet kredisi ile finanse edilmek üzere ön projeleri hazırlanan 7 sınai tesise ait anlaşma, 25 Mart 1967 tarihinde imzalandı. İskenderun Demir Çelik Tesisleri, İzmir Aliağa Rafinerisi, 200 bin ton kapasiteli Seydişehir Alüminyum Tesisleri, Bandırma Sülfürik Asit Fabrikası, Artvin Lif Levha Fabrikası, Seyyid Ömer Transmisyon Hattı, Paşabahçe Cam Sanayiini de içeren bu 7 proje için Sovyet Hükümeti Türkiye’ye yüzde 2.5 faizli ve 15 sene vadeli 200 milyon dolarlık kredi açtı. Anlaşmanın önemli yanı, kredilerin Türkiye’den yapılacak ihracatla ödenmesinin ve bu ihracatın yüzde 60’ının da Türkiye’nin geleneksel tarım ürünleriyle yapılmasının öngörülmüş olmasıydı.
Biz yine dönelim iddia sahibinin önemli sayılan diğer bir iddiasına göre; Başbakan DEMİREL’in, 1964-1965 yılında yapılan ziyaretlerde yakın dostluk kurup, sonraki yıllarda ‘’ Kardeşim’’ diye hitap ettiği ve Türk Dünyasının etkili ve önemli liderlerinden olan Sovyet devlet adamı Demirel’in sosyalist yanını tamamlıyordu.
Bir hatırlatma daha Rusya Devlet Başkanı Vladimir PUTİN, 19-20 yaşlarında 1971-72 yıllarında, KGB stajyer ajanı olarak Aliağa Tesislerinin inşasında çalışırken yakalanıp sınır dışı edilmiştir.
KALIN SAĞLICAKLA!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.