Millete rağmen olmaz!
Ana muhalefetin milletin tümünü kucaklamak gibi bir sorumluluğu vardır. İktidar olmak isteyen partilerin millet nezdinde kabul edilecek ve millete güven verecek bir duruşu olmalıdır.
Bütün partilerin üst değerlere karşı tartışmasız samimiyet ve ferasetli olmak gibi bir kalite faktörüne ihtiyaçları vardır. Milletin milli değerler manzumesine tartışmasız olarak samimiyetle bağlı olduklarını gösteren göstergeler çok önemlidir. Hiçbir hizmet yapmadan kendini kavgaya adayarak ve bununla da yetinmeyip milleti dahi rahatsız eden bir anlayışla hedefe varılır mı?
Ne demek istediğimi açıklayayım; bir siyasi hareket düşünün ki milletin tarihiyle ilgisi yok ancak ilgisi olanları da "Turancılık"la suçluyor. Dünya üzerinde hiçbir millet soydaşlarının mağduriyetine asla göz yummaz.
Hafız Esed, Saddam, Teng, Mao gibi zalimlere bir söz etmeyenlerin bırakın kardeş, soydaş hakkını aramayı insan haklarına dahi yakın bir duruşları söz konusu değil.
Ülke içinde milli değerlere ve dini inançlara karşı söz ve eylemleriyle saygısızlık yapan ve saygısızca saldıranlara her zaman destek olan ve onları savunan bir zihniyetin milletin ekseriyeti tarafından kabul edilip iktidara davet etmesi söz konusu olmadığı gibi olsa dahi bunun kısa süreli ve konjonktürel olacağı açıktır.
Bu toprakların Türk vatanı olduğunu bu milletin dininin İslam ve halkının elhamdulillah "Müslüman" olduğunu içselleştirememiş ve kültür emperyalizminin bir ülkeyi kültürel yönde işgal etmesi için ne yapması gerekiyorsa onları gönüllü ve aşkla yapan bir zihniyet söz konusudur. Dil, din, inanç, tarih, edebiyat, kültür ve sanat anlayışında milletin değerlerine ve beklentilerine tamamen zıt olan bir anlayış eğitim, öğretim ve kültürümüzün önündeki en büyük problemdir.
Eğitimi içinden zehirleyen, yüksek öğretim ve üniversiteleri kültür emperyalizminin işgal ettiği bir alan haline getiren ve evrensel bilim anlayışına uzak, kamplaştıran bir anlayışla karşı karşıyayız. Yıllarca işçi hareketlerini hak arama bahanesiyle terörize eden bir anlayış.
Son günlerde gerek sözcülerinin gerekse taraftarları olan sözde sanatçıların hakaretleri ve savunmasız din görevlilerine yapılan yersiz ve haksız tazikler kabul edilemez noktaya gelmiştir.
Yaklaşık elli yıldan beri ülkemizi maddi ve manevi sıkıntılara sokan binlerce gencimizin şehadetine sebep olan terör örgütlerinin yuvalandığı, desteklendiği ve teröristlere karşı tavır ve davranışları ile bilinen bu zihniyet birçok açıdan huzursuzluğumuzun birinci müsebbibidir.
Bu zihniyetin bu durumu demokratik bir ülkede iktidar ve muhalefet dengesi ve sıhhatli bir demokratik anlayışın önündeki en büyük engeldir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.