LİDER-BAŞKAN

İster kabul edin,  ister etmeyin AK Parti`deki süreç bir hakikati net ortaya koyuyor onun adına da kısaca: LİDER diyebiliriz.

Yani hiç tartışmasız, yorumsuz mahalle teşkilatından, parti genel merkezine kadar Cumhurbaşkanı bütün teşkilatlarına hakimdir.

Başbakanından, ilçe başkanlarına kadar bütün ekibine ağzından çıkan söz kanun hükmünde kararnamedir…

Nitekim Cumhurbaşkanı Başbakan`a `dinlen` demiştir, mevzu bitmiştir.

Göreceksiniz AK Parti bu süreçten daha da kemikleşmiş, daha da güçlü çıkacak.

Bu sürecin siyasette kendilerine yol açacağını düşünen muhalefet partileri ise, mevcut konumlarından asla bir adım öteye gidemeyeceklerdir.

Her şey çok ne ortada değil mi, AK Parti kendi muhalefetini bile kendi içinden yaratıyor..

Niye?

Liderin etrafında daha kenetlenilsin diye.

Siyaset bir sabır, sebat ve halk işidir.

Halk içinden gelmeyen asla siyasette başarılı olamaz.

Halkın içine katılmayan asla siyasette kalıcı olmaz.

İnanın bana 6 kere gidip, 7 kere geri dönen Süleyman Demirel bile Sayın Erdoğan`ın yanında siyaset biliminde stajyer kalır.

Zira ikisinin arasındaki fark çok net ortadadır.

Süleyman Demirel`in hedefleri yoktu, günü kurtarma peşinde idi…

Sayın Erdoğan ise siyasete girdiği andan itibaren hedef endeksli ilerleyen bir anlayışa sahip.

Sabırlı, sorun tanımaz, engel tanımaz, dolayısı ile hedefine ulaşmak için aslında kimseyi de acımaz bir durumda işine bakmaktadır.

Bu durumu kınamamak lazım, zira tarihi çevirin bakın bu durum babaların oğullarını bile katletmesini sağlayan bir devlet anlayışı halidir.

Dolayısı ile Erdoğan`ın 40 yıllık yol arkadaşlarını 40 dakikada oyun dışı bırakması normaldir.

Lider olmasının başka bir delili ise, dinlenin dediği insanların muhalefet yaparken bile seçtiği cümlelerdir.

Başta Arınç olmak üzere bütün dinlenenler “sayın cumhurbaşkanımız” diyerek söze başlar ve eleştirilerini de onu incitmemeye, onun gözüne tekrar girmek üzere yaparlar…

Diğer kendini lider zanneden partilerin başkanları ve taraftarlarının birbirleri hakkında kurdukları cümlelere bakın ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Evet, tüm bu sürecin ne özeti vardır oda; LİDER

O lider de tartışmasız Erdoğan`dır..

Dolayısı ile Türkiye`deki problem; mevcut sistemin böyle bir liderin beklentilerine cevap arama çabasıdır.

Görünen o ki süreç;  o lidere dar gelen çift başlılık sorununu Başbakan değiştirmekle çözemez…

Dolayısı ile, hadi Başkanlık sistemi ülkemize hayırlı olsun…

Bu arada tekrar edeyim, ben başkanlık sistemine karşı değilim.

Nasıl bir başkan ve ne tür bir başkanlığın olmasını isteğim ise dünya görüşümde saklıdır.

Karşı olanlara da yeni döneme bir an önce adapte olmalarını ve sisteme başkan bulmalarını tavsiye ederim.