Kısas Hakkı
KISAS HAKKI
Öğrencilerinden biri Mevlana’ya sormuş;
-“Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?” Mevlana;
-“Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım.”
Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat atmış.
Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokat atmış.
İkinciye de bir tokat atmış.
O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.
Üçüncüye de bir tokat atmış.
Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.
Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.
Öğrenci Mevlana’ya dönmüş, olanları anlatmış. Mevlana;
-“İşte senin örneklerin..
- Birinci, şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.
- İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, “Sana kötülük yapana bile iyilik yap”. İlkesi ile döndü, oturdu.
- Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradan’dan geldiğini bilir, inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.
- Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile...
Hz. Mevlana'nın günümüzde yaşam felsefemizi oluşturabilecek güzel hikayelerinden birisini sizlerle paylaştım. Son günlerde Ülkücü harekette yaşanan olaylara bakınca temsil noktasında bulunanların Hakikat kapısını geçmiş olanlardan olması gerektiğine, o olamıyorsa en azında Marifet kapısından veyahut Tarikat kapısından geçmiş olmasını arzu ederdim.
Yoksa maazallah önüne gelen ŞERİATTA KISAS kapısını uygulamaya başlar;
Tabana karşı uygulanan bu ötekileştirme,
Yok sayma,
Her şeyi biz biliriz modunda davranma,
Sizin için en iyisini biz düşünürüz yeisine kapılma hallerine...
Demedi demeyin;
Konuşan, ifade beyan eden, irade ortaya koyan her ülkücüyü Hain-ajan-paralel ilan ediyorsunuz ya,
Ülkücüler kırk kapıdan geçen, kırklar yediler dergahında pişen, hak yolu hakikat yolu ALLAH yolunda mücadele eden insan olmayı bir tarafa bırakır ve bu kadar saldırıya, bu kadar hakarete hak edilen ölçüde cevabını verirler...
Aslının vekaletini alarak aslına bu kadar ayrıştırıcı bir üslup ile saldırmak neticenin kötü bitmesine sebep olur.
Sabır taşları çatlar, her önüne gelen ahkam kesmeye başlar.
Ülküdaşlık hukuku sadece sizin tarafınızdan değil ülkücüler tarafından da unutulur.
Teşkilat adabı içinde susanlar, adap perdesini yırtarak aynı minvalde cevap verirler.
Mevlana'nın kıssasında geçen 4 ermiş gibi, size dört kapıyı gösterir sanmayın.
Artık bıçak kemiğe dayandı.
Bu kadar hakaret ve iftiradan sonra Ne Hakikat, ne Marifet, ne Tarikat kapısı der yaptıklarınıza ŞERİATTA KISAS kapısı penceresinden cevap verirler.
Benden söylemesi...
Yaptıklarınız, yapılacaklara YOL OLUR sonra...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.