KARABAĞ SAVAŞI VE BAHÇELİ'NİN PLANI
Azerbaycan 27 Eylül’de başlattığı topraklarını işgalden kurtarma harekatına 44 gün sonra sürpriz bir şeklide gece yarısı son verdi.
Putin ve Paşinyan ile anlaşma sağlandığını açıklayan Aliyev, kararı canlı yayınla duyurdu.
Aliyev’den önce Paşinyan sosyal medyadan açıklama yapmış, ancak bu açıklamanın doğruluğuna pek itibar edilmemişti. Çünkü Azerbaycan tam da Hankendi’ne girmek üzereyken neden anlaşma yapılsın ve ateşkes sağlansın?
Saatler ilerledikçe, Aliyev ve Putin’in ortak açıklamaları ile savaşın bittiği ve Azerbaycan’ın büyük bir zafer kazandığı ilan edildi. Tabii bu haber Bakü’de bayram havası estirdi. Sabahlara kadar kutlamalar yapıldı. Aliyev ilk günden beri “Karabağ Azerbaycan’dır” diyordu ve Karabağ’ı almadan kimse bizi durduramaz diye tekrarlıyordu.
30 yıldır Karabağ özlemi ile yaşayan Azerbaycan halkı ve Türk dünyası Karabağ’ın alındığını sandı.
Oysa, Karabağ’dan alınan yalnız Şuşa şehriydi.
Azerbaycan halkı Karabağ’ın alınmadığını, aksine Rus’ların Karabağ’a geleceğini ve Ermenilerin Karabağ’da yaşamaya devam edeceğini anlaşmanın detaylarına girince öğrendiler.
Bu bazı kesimlerde, Özellikle Rus zulmünün ve işgalciliğinin tarihsel sürecini bilenlerde büyük tepkiye neden oldu.
1990’da tanklar ile Bakü’ye giren Rus ordusuna göğsünü siper eden Azerbaycan, şimdi Rus askerini Karabağ’da konuşlandıracaktı!
Paşinyan ve sözde Karabağ Cumhuriyeti diye adlandırdıkları yerin sözde lideri Harutyunyan’ın “eğer savaş bu şekilde devam etseydi, 2-3 gün sonra Karabağ’ı tamamen kaybedecektik” ve yine Paşinyan, “ Hankendi’ni kurtarmak için bu kararı aldım” cümleleri ve yapılan anlaşmanın içeriği gösteriyor ki, Karabağ tamamen alınmadı.
Peki, Aliyev neden en kritik anda, Ermenilerin tamamen yok edileceği ve Karabağ’ın tamamının alınacağı anda savaşa son verdi?
Bu sorunun cevabını net olarak söylemek mümkün değil.
Ancak görünen o ki, bu başından planlanan bir süreçti ve Rusya ile varılan mutabakat bu yöndeydi.
Ermenistan’ın hamisi Rusya’nın bu kadar sessiz kalmasının sebebi ve son anda ortaya çıkması da bu iddiayı destekliyor.
Rusya, ABD-Fransa- Soros güdümündeki Paşinyan’a ders verecek, Ermenistan’da yeniden iktidarı kontrolüne alacak, Karabağ’da belirleyici güç olarak prestij sağlayacak ve tanklarla giremediği Azerbaycan’a “barış elçisi” adı ile askerlerini konuşlandıracak.
Azerbaycan ise, işgaldeki topraklarını geri alacak, Ermenilere tarihi bir ders verecek.
Ancak, Karabağ’da söz sahibi Rusya olacak…
Kim kazandı, kim kaybetti?
44 günlük savaşın sonunda hiç şüphesiz ki, her yönden kaybeden Ermenistan oldu. Ermenistan kurulduğu günden beri, Rus desteği olmadan, ilk defa tek başına girdiği savaşta her şeyini kaybetti. Orduları dağıldı, o kadar çok kayıp verdi ki, savaşacak askeri kalmadı. Ekonomik yönden zaten iflasta olan Ermenistan tamamen çöktü.
Azerbaycan ise efsanevi bir savaş ile güçlü bir devlet olduğunu ispatladı. 30 yıllık hasrete son verdi. Topraklarının tamamına yakınını işgalden kurtardı. Hocalı’nın intikamını aldı. En önemlisi, artık “bölgede bir Azerbaycan var”, gerçeğini kabul ettirdi. Halkın morali ve kendine güveni yükseldi. Asya’daki diğer Türk devletlerine ve Türk topluluklarına örnek olacak bir süreç başlattı.
Bahçeli faktörü
MHP Lideri devlet Bahçeli’nin bu savaştaki etkisini, stratejisini iyi değerlendirmek gerekir.
Savaşın başlamasından birkaç gün sonra Bahçeli’nin yaptığı açıklama ile savaş sonunda imzalanan anlaşma arsındaki benzerlik bir tesadüf olamaz.
Aliyev ve Erdoğan’ın savaş ile ilgili söylemlerinde vurguladıkları, Karabağ’ın ve işgal edilen diğer toprakların geri alınması yönündeydi ki, savaşın asıl görünen sebebi de buydu.
Fakat Bahçeli bunlara ilave olarak hiçbir siyasinin ve liderin söylemediği tarihi bir açıklama yapıyordu.
“Nahçivan Özerk Cumhuriyeti’nin Azerbaycan Cumhuriyeti’ne katılması şarttır, tarihi zorunluluktur, çok acil bir ihtiyaçtır, deyim yerindeyse hayat memat konusudur.”
Evet, Bahçeli’nin hayat memat konusudur dediği Nahçivan’ın Azerbaycan’a katılması için ilk adım atıldı.
Yapılan anlaşmanın bir maddesi, bence en önemli maddesi, Nahçivan ile Azerbaycan arasında Ermenistan topraklarından geçecek bir koridorun açılması yönündedir.
Türkiye’de siyasiler dahil, çoğunluğun adını bile bilmediği, haritada yerini göstermeyeceği bir yerden bahsediyordu Bahçeli.
O bölge Azerbaycan’dan kopartılmış “Zengezur” dur.
Bahçeli, Azerbaycan ile Nahçivan arasına bir hançer gibi yerleştirilmiş ve kadim Azerbaycan toprağı olan Zengezur’un alınmasını işaret ediyordu. Savaşın sonunda, Zengezur’da (şimdilik) bir koridor açılarak, Azerbaycan ile Nahçivan’ın birleşmesi anlaşma maddeleri arasına girmiştir.
Belki de savaşın başından beri hedeflenen amaçlardan birisi de bu maddeyi kabul ettirmekti.
Azerbaycan işgal altındaki topraklarını kurtaracak, Türkiye’de Türk dünyasına kara yolu ile bağlanacaktı.
Bunun için gerekli olan Zengezur’un alınması (veya şimdilik koridor açılması) Devlet aklının sahada hatasız uygulanmasının sonucudur.
Netice olarak, Ermeni işgalinden Türk topraklarının kurtarılması ve Azerbaycan ile Nahçivan’ın birleşmesi Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın ortak başarısıdır.
Kazan Türk milleti olmuştur.
Bu anlaşmanın gereği aksamadan yerine getirilirse, gelecek süreçte Azerbaycan ve Türkiye’nin birleşmesi gündeme gelebilir ve Turan hayalimiz gerçekleşir.
Bu vesile ile canları pahasına topraklarını işgalden kurtarmak için şehit olmayı seçen kahraman Azerbaycan askerlerine rahmet diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.