İdlib'te ne işimiz var?
Çatlak sesler Devlet ile hükümet arasında fark gözetmeksizin fütursuzca saldırıyor.
Türkiye ne zaman sınır ötesi bir harekata kalksa, ne zaman teröre karşı askeri güç kullansa aynı sesler koro halinde “savaşa hayır” teranesini tekrarlıyor. Hepsi birer barış güvercini kesiliyor. Sözde aydınlar, gazeteciler yazdıkları ihanet bildirilerini imzaya açıyor. İnsan haklarından dem vuruyor. Ama PKK’nın katliamları için ağızlarını açmıyorlar. Hendeklere teröristleri gömerken de bildiri yayınladılar, Türk askeri Suriye’de savaşırken de. İmza atanlara bakıyorsun, TKP’sinden sözde muhalif gazetecilere kadar Türkiye leyhine tek kelime söz etmemiş bir güruh.
İdlib’te ne işimiz var?
Bu soruyu sormak için ya çok cahil ya da hain olmanız gerekir. Sayın Kılıçdaroğlu için her ikisini de söylemek mümkün değil. Ama maalesef başta CHP’nin genel başkanı dahil tamamı aynı görüşte. Muhalefet etmek adına ulusal güvenlik meselesini bile politize etmenin adı olsa olsa partizanlık olur.
Türkiye, İdlib’te, Arfin’de,Menbiç’te verdiği mücadeleyi dün kendi topraklarında veriyordu. Şehirler, ilçeler işgal edilmişti. AK Parti eliyle yürütülen barış süreci ülkeyi uçurumun kenarına getirmiş, PKK’nın özerklik ilan etmesine ramak kalmıştı.
Bu yanlıştan dönüldü. PKK imha edildi, kalanlar da sınır dışına sürüldü. Şimdi Suriye’nin kuzeyinde konuşlanan PKK /PYD teröristlerinin ve Suriyeli göçmenlerin tekrar ülkeye girmesini önlemek için bir güvenli hat oluşturma çabası var. Bu kısmen başarıldı.
Eğer siz İdlib’te olmazsanız, Rusya ve rejim bombalarından kaçan yüz binlerce göçmen Türkiye’ye gelecek. Şu an 1 milyon göçmen sınırımızın sıfır noktasında bekliyor. İdlib’ten gelecekler ile bu sayının 3 milyon olacağı söyleniyor.
Türkiye sınır ötesi güvenliğini sağlamak, gelecek göçmen ve terörist unsurları önlemek için Suriye’nin kuzeyinde operasyon yapıyorsa bunu ancak desteklemek gerekir. Muhalefet de olsanız da bu gerçeği görmelisiniz. Eğer bunu göremiyorsanız siz de bir sorun var demektir!
Siz idlib’te gerekli tedbiri almazsanız yarın Hatay’da almak zorunda kalırsınız!
ABD’nin, Rusya’nın, İran’ın bulunduğu Suriye’de Türkiye’nin olmasından rahatsızlık duymak nasıl bir mantıktır? Kaldı ki, Türkiye’nin orada bulunma sebebi ile diğerlerinin sebebi arasındaki fark da çok açıktır.
Göçmen meselesi
Türkiye uzun zamandır alması gereken bir kararı geç de olsa aldı ve sınır kapılarını açtı.
Milyonlarca Suriyeli Türkiye’nin hem demografik yapısı hem ekonomisi hem de kültürü için tehlike oluşturuyor. Şu ana kadar yüz bin göçmen Türkiye’yi terk etti. Umarız bu sayı yüz binleri bulur.
Ancak, dün her fırsatta Suriyeli göçmenlerin ülkedeki varlığını haklı olarak eleştiren CHP, bugün bu karara bile karşı çıkıyor. Anlamak mümkün değil. CHP’li Özgür Özel aynen şu cümleleri kullanıyor: “Yeni Aylan bebekleri o tarafa sürmek en ağır insan hakları ayıbıdır. Türkiye’nin mültecilere karşı takınması gereken tutumla bağdaşmamaktadır”
CHP’nin bu tavrı da tamamen politik. Kaldı ki, bir sürgün söz konusu değil, “Kapıları açtık isteyen gider, isteyen kalır” açıklamasına rağmen bu cümleleri kullanmak iktidara talip bir parti için çok büyük bir talihsizlik.
CHP’nin bu tutarsız ve gayri milli tutumunun sebebi tamamen Atatürkçü çizgiden çıkmış olmasıdır.
Şehitler tepesi
Türk devletleri tarihsel süreç içerisinde hep şehit vermiştir. Şehit vermiş zulmü durdurmuş, şehit vermiş fetih yapmış, şehit vermiş toprağını,vatanını korumuş,şehit vermiş barışı sağlamıştır.
Ebediyete intikal eden vatan evlatlarımız elbette yüreğimizi dağlamıştır. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.
Ancak ve maalesef ki bu ne ilktir ne de son olacaktır.
Siz ne kadar barışçıl, ne kadar hümanist takılırsanız takılın emperyalist güçlere, Türk düşmanlarına yem olmaktan kurtulamazsınız.
Şehit vermemek için Ordu’yu mu terhis edeceksiniz, yoksa herhangi bir süper gücün hegomanyası altına mı gireceksiniz?
Eğer bu topraklarda yaşıyorsanız ve Türk’seniz düşmanlarınız hiç bitmeyecektir. Siz gitmeseniz de onlar gelecektir. Ordunuzu terhis etmiş bile olsanız sivilleriniz şehit olacaktır.
Hiç şehit vermeyeceğiz demek, savaşmayacağız demektir. Toprağımızı, devletimizi korumayacağız demektir.
Sn. Kılıçdaroğlu, ittifak yaptığınız HDP’nin askeri uzantısı olan PKK saldırılarına karşı ne yapacaksınız? Teslim mi olacaksınız?
Ermeniler Kars ve Ağrı’yı, Suriye Hatay’ı, Yunan İzmir ve İstanbul’u, PKK bütün Güneydoğu’yu, ABD ve AB ise bütün Türkiye’yi istiyor.
Ne yapacaksınız?
Eğer bu kafayla iktidar olursanız Türkiye’ye yazık olur.
CHP Atatürk çizgisine dönmedikçe Türkiye’de iktidar ve muhalefet sorunu bitmeyecektir.
CHP Türkiye’nin meselelerine, Atatürk’ün gösterdiği “Türk Milliyetçiliği” fikri ile bakmadıkça umut olmayacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.