ABD'nin uluslararası alanda zor günler geçirdiği bir döneme tanık oluyoruz hep birlikte.

Özellikle 19. yy’in sonlarında İngiliz varlığının ve yumuşak siyasetinin hâkim olduğu coğrafyalarda, Amerikan silahlı kuvvetlerinin sert politika izlemesi ve İngiltere'nin yeniden sahaya inmesi, ABD yöneticilerini panik havası içine soktu. İtiraf etmeliyim ki, İngiliz siyasetinin soğukkanlılığı Amerikan politikacılarının acemiliğini gün yüzüne çıkardı.

Özellikle, ABD'de Son başkanlık seçimini kazanan Biden'ın yaptığı hatalar, Yardımcısı ve yakın bir zamanda Biden'ın başkanlık koltuğuna oturması beklenen Kamala Harris’e kamuoyu önünde ve farklı yerlerde iki defa "Sayın Başkan" diye hitap etmesi Baydın'ın yeniden Rusya ile soğuk savaşı başlatan Başkan olarak tarihe geçip belki önümüzdeki yüzyılda günah keçisi olarak anılmasını sağlayacaktır.

Bu arada Nevruz tebriki için Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’e mektup yazan Biden'ın verdiği mesajlardan Amerika’nın bölgedeki durumu anlaşılıyor:

"Sayın Cumhurbaşkanı, sizlere ve Azerbaycan halkına mutlu ve bereketli bir Nevruz bayramı dilerim. Bu yenilenme çağı, iş birliğimiz ve barışa olan bağlılığımızı yeniden teyit etmek için bir fırsattır. Yönetimim, ortak güvenlik endişelerini ve bölgesel uzlaşmayı ele almak için Azerbaycan ile birlikte çalışacak.

AGİT Minsk Grubu eş başkanı olarak, taraflara Karabağ sorununun kalıcı ve barışçıl çözüme ulaşması için yardım etmeye ve müreffeh ve barışçıl bir gelecek için Azerbaycan ile Ermenistan arasında uzlaşmayı teşvik etmeye kararlıyız. Hazar Denizi'nde ekonominizi çeşitlendirme ve enerji fırsatlarını geliştirme çabalarınızı da destekliyoruz. Amerika Birleşik Devletleri ekonomik iş birliği için yeni fırsatları keşfetmek istiyor. Yeni yıl ve yeni bahar vesilesiyle sizlere ve Azerbaycan halkına en iyi dileklerimi iletiyorum."

Yani:
Hazar denizinin enerji kaynaklarını birlikte değerlendirme teklifinde bulunup, 30 yıldır Karabağ'ın işgaline çözüm bulamayan ve her toplantıda açık açık işgalci Ermenistan yanlısı tavır sergilemekten çekinmeyen AGİT Minsk grubunun eş başkanı olduğunu pişkin bir şekilde belirtmiş ve Üstü kapalı Rusya'ya karşı üstü kapalı işbirliği teklif etmiş.

Her ne kadar iyi bir Demokrat olarak seçim kazansa da geçmişinde kendisini "iyi bir Cumhuriyetçi" olarak tanımlayan Başkanın tutarsızlığı sadece bununla kalmamış.

Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Biden Rusya lideri Vladimir Putin’e, Alexi NAVALNİ olayından dolayı diplomasi kurallarını hiçe sayarak
" Katil ve psikopat" tanımlaması yapmıştı.
Biden'a Putin'in, diplomatik olarak "Avrupalılar geçmişte, Amerika kıtasının yerlilerine soykırım ve toplu katliam yapmışlardır." demek sureti ile "katil psikopat senin atalarındır." imasında bulunmuştu.

Bu ilginç ikili Şubat ayının başında Karadeniz’de gerçekleştirilen ABD Türkiye ortak tatbikatında basın sözcüleri aracılığıyla ağız dalaşına girmiş:
Amerika tarafı " Karadeniz'de huzur tatbikatı yapıyoruz".
Rusya tarafı ise: "Karadeniz’de düşman arama çabanız boşa çıkacaktır, huzurunuzu ülkenize götürün." açıklamaları yapmışlardı.

Amerika’yı şimdide Rusya'nın Ortadoğu'daki varlığı tedirgin etmeğe başladı. Hatta, Karabağ savaşından sonra Azerbaycan-Zengezur-Nahcivan ve Türkiye üzerinden Karayoluyla Ortadoğu'ya ulaşacak olması ikinci dünya savaşından sonra kırk yıl süren soğuk savaş döneminde ABD’nin bütün uğraşlarını boşa çıkardı. Üstüne birde, bölgede özlenen Britanya siyaseti ve yumuşak hakimiyetini katarsak. Prostat operasyonu geçirmiş gibi yürüyen ve uçak merdiveninden bile çıkamayan Amerika'nın Bay başkanının koltuk ömrünün çok olmayacağı kanısına varmak zor değil.
Fakat yaşanan bu sürecin önünü açan, siyasetine ve stratejisine yön veren Amerika erkinden bir daha seçilemeyişinin intikamını alan Tump oldu.

Bu arada Dedeağaç'ı ve Ege denizinde bulunan adaları Yunanistan lehine silahlandıran Amerika olası bir Rus saldırısına karşı NATO'nun 5. Maddesi gereği tedbirini alırken yine bir NATO üyesi ve müttefiki olan Türkiye'yi kendisinden uzaklaştırıyor. Yunanistan'a Adalardaki hukuksuz silahlanmadan dolayı bir özgüven gelse de nafile. 2021 sonuna veya 2022'nin başlarına doğru EGE denizinde Türkiye ile masaya oturmak zorunda kalacaklar.

Bu arada Mısır’la diplomatik ilişkilerimizin geliştiğine sevinenleri hayal kırıklığına uğramasınlar ama, ABD’nin Mısır'a müsaade ettiği kadar diplomatik bağımız olacak.

KALIN SAĞLICAKLA!