Bir kamyon çakıl taşı!
Hayatta olmayan biriyle kavga edebilir misiniz? Yahut sevgi-nefret gibi bir ilişki geliştirebilir misiniz? Duygular dünyevi ve mekânla sınırlıdır. Hayatınıza asla değmeyecek kadar uzak birine hayranlık beslemek de sizi gerçekten ona yaklaştırmaz. Politik tercihlerinize bu duyguları katmak belki bir aidiyet yaratır ama bu size kimlik kazandırdığını söylemek için çok yetersizdir. O nedenle bir toplumun tarihsel liderlerini sevmesi değil sahip çıkması beklenir. Kişisel sevgi bağı kurmak insanların kendisine kalmış fakat sahip çıkmak o toplumun geleceği açısından yaşamsal önemdedir. Hele ki o tarihsel lider toplumsal devrimin henüz aşılmamış bir aşamasını temsil ediyorsa onsuz ulusal birlik, sosyal gelişme ve refah düşünülemez. Bunu anlamayan bir toplum kendi kendiyle kavga eder durur.
10 Kasım’da Atatürk’ten çok ona hakaret etmeyi kariyer edinmiş kişileri konuştuk. Sabah akşam Mustafa Kemal’e küfredenler artık bununla da yetinmiyorlar bir de Müslümanlara kimi sevip sevmeyecekleri söylüyorlar. Fesli Kadir Mısırlıoğlu “bir Müslüman Atatürk’ü sevemez” diye fetva veriyor. Kendisini eleştirenler “bir avuç çakıl taşı”ymış. Methedenler de altın!
Pes doğrusu: “Şeyh uçmaz müritleri uçurur” derler. “Fesli üstadın koltukları Diyanet’in ziyaretinden sonra daha bir şişmiş. Bu nasıl bir kibirdir? Yaratanın yüceliğine inanan ve kendini O’nun kulu olarak gören biri bu sözleri edebilir mi? Üstelik de bu kişinin bir “ilim adamı” olduğu devlet katında kabul ediliyor. Bu şahsın sözlerinin hiç ilim, irfan sahibi, bilgiyle bilgelikle ilgisi var mı? Mantıktan yoksun tonlarca videosu var. Hiç birini izlemediniz mi? Kendisine tarihçi diyor. Onun tarih anlayışına göre Stalin kumlara “ayet el külsi” okutup Alman orduları üzerine serpip de Hitler’i yenmiş!
İnternette bir sitesi var. Açın yazdıklarına bakın. Bir tane anlaşılır ve mantık bütünlüğüne sahip yazısı yok. Son yazılarından biri “Türkiye ve İslam Aleminin Geleceği” başlığını taşıyor. Anlayan beri gelsin. İslamcıların belagatten anladığı eğer bir ton Osmanlıca kelime kullanmaksa o gerçek bir “üstad”! Araya bolca Yahudi düşmanlığı serpiştirince jeopolitik mi yapılmış oluyor? Ona göre Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de “bütün olup bitenler İslam Âlemi çapında Müslümanların istihkakını tebdîle medar olacak bir kefaretten ibarettir”. İlim bunun neresinde?
Mısırlıoğlu, Osmanlı idaresinde 450 sene süresince Anadolu nüfusunun ancak %50, seksen yıllık Cumhuriyet yönetiminde ise sekiz kat artmış olmasına da “kader sırrı” diyor. Kader sırrını da şöyle açıklıyor: “(koyunlar) Ömür itibariyle de ancak köpekler kadar, yani on, onbeş sene yaşarlar. Koyunlar akşam sabah kesilip, yendiği halde köpekler böyle bir katliama da maruz değillerdir. Buna rağmen dağlar koyun sürüleriyle doludur. Hani köpek sürüsü!”
Ona kalırsa Cumhuriyet Müslümanları koyunlar gibi kurban ettiği halde çoğalmışlar. Sanki bu Cumhuriyet salgın hastalıkları bitirmemiş, bebek ölümlerini düşürmemiş, çocukları aşılarla hastalıklara karşı dirençli hale getirmemiş, modern hastaneler inşa etmemiş. Osmanlıya kalsa köydeki çocuğun ayağına doktor gönderir miydi? Tıp fakültelerinde kadavrayla çalışılmasına izin verir miydi? O zamanın şeyhlerine, hocalarına kalsa bu ülkede tiyatro, sinema hatta televizyon olur muydu?
“Amerika’yı üç parçaya ayırarak, Türkiye’yle eşitlesek; o parçaların her birinde halkın elindeki dolar, Türkiye’deki kadar yoktur” diyor “üstad”. Mısırlıoğlu’nun ekonomiden anladığı işte budur. Ona kalsa devlet sadece yastık altındaki altınları toplasa Türk Lirası Alman Markına (herhalde Avro’dan haberi yok!) eşitlenirmiş. Üstelik bir de “düşmanın telkin ve tesiriyle” beş bin metrede olan petrolümüzü üç bin metrelik sondaj makineleriyle arıyor muşuz! Biz niye petrol mühendisi yetiştiriyoruz ki; “üstada sorsak yeter. O, petrolün de paranın da nerede olduğunu biliyor.
Her konuşmasından, her yazısından kamyon kamyon çakıl taşı çıkıyor ama Türkiye’nin sorunlarına yönelik önerdiği mantıklı tek bir çözüm yok. Bu mudur sizin millete örnek gösterdiğiniz alim? Bu fesli kafayla mı yeneceksiniz Pensilvanya’dakini? Unutmayın ki FETÖ, sıradan müritlerini bile en iyi üniversitelerde yetiştirdi. İnsanları hurafelerle değil mantıklı ve gerçekçi kanıtlarla ikna etti.
Siz ise bu fesle dünyada kimsenin masasına oturamazsınız. Ancak milleti maskara edersiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.