Beceremiyorsanız bırakın, düşün milletin yakasından!
Kahrolası terör vuruyor şehirlerimizi. Önce Beşiktaş, ardından Kayseri.
Polisimiz, askerimiz, halkımız, canımızı alıyorlar, can evlerimizden vuruyorlar.
Taşeronu PKK bu kahpe saldırıların.
Arkasında ise tüm küresel aktörler…
Bir yandan devletimizin kılcal damarlarına kadar sızan FETÖ var. Bir yandan da neredeyse günlük hale gelen terör saldırıları ve patlamaları.
Ülkemizi, halkımızı, huzurumuzu, birliğimizi yok etmeye yönelik bu alçak saldırıları tüm cepheleri ve taraflarıyla lanetliyoruz.
Suriye, Irak bir yanımız yanıyor. Halep düştü. Sınırlarımız kan gölü. Bu kan her geçen gün ülkemize, şehirlerimize biraz daha yaklaşıyor.
Aktörlerin hepsi eli kanlı katiller. Dünyanın gözünü kan bürümüş sanki. Küresel güçler bölgemizi olduğu gibi ülkemizi de kana boğmak istiyor.
İçeride siyasetçilerimizin ağzından “birlik”, “beraberlik” lafları çıkıyor ama görülüyor ki, her şey lafta.
Politikacılarımız büyük bir aymazlık içerisinde, iktidarı muhalefeti, muhalefeti ise iktidarı nasıl ekarte ederim peşinde.
Millet laf değil, icraat istiyor. Dökülen kanlarımızın, yitirilen canlarımızın hesabının sorulmasını, intikamının alınmasını istiyor.
Görünen o ki, ortalarda sadece söz var laf var. İcraat yok.
Türkiye büyük bir kuşatmanın altında sanki. Çok büyük olayların öncesinin tedirginliğinde, vatandaşın kafası karışık, büyük bir korku ve endişe içerisinde güçlü bir liderlik, basiret ve kararlılık istiyor.
Terör dalgasıyla milletimize yaşatılmaya çalışılan tablo bu işte. Korku, endişe, öfke, kızgınlık, intikam. Ülke adım adım bir yere sürüklenmek isteniyor ama bu iktidardan bunu engelleyecek iradeyi kimse göremiyor.
Muhalefet ise başka bir türkü çağırıyor. Tek gündemleri sadece “başkanlık”. Varsa yoksa başkanlık.
Elle tutulur, gözle görülür hiçbir önerisi yok. “Karşıyız”, “hayır” laflarıyla gemilerini yürütmeye çalışıyor.
Oysa ki, yanıyor memleketimiz. Ateş düştüğü yeri de yakıyor, memleketimizi de.
Bu ülke bu kadar ağır bir yükü kaldıramaz. Bu çekiştirmeleri, bu ayrıştırmaları, bu ötekileştirmeleri kaldıramaz beyefendiler ve hanımefendiler.
Çıkın bir önce içine düştüğünüz kısır çekişmelerden. Çıkmaz sokaklardan.
Düşün milletin önüne. Ufuk olun. Işık olun. Umut olun.
Kendi çapsızlıklarınızı milletin sırtına vurmayın.
Türk Milleti asildir. Ferasetlidir. Güçlüdür.
Gücünü, kararlılığını ve ferasetini daha dün 15 Temmuz gecesi tüm dünyaya gösterdi.
Emperyalist güçlerin tüm küresel ve yerli maşalarını bir gecede sildi attı.
*
Ey bu ülkeyi yönetenler,
Ey bu ülkeyi yönetmeyi isteyenler.
İktidarı muhalefeti hepiniz aklınızı başınıza alın.
Korkmayın, kararlı olun.
Birlik olun ki, bu kara günlerimiz son bulsun.
Üzerimize oynanan oyunları bozalım.
Sıradan laflarla acılarımızı, yaralarımızı kapatmaya uğraşmayın boşuna.
Acımız ve yaralarımız çok derindir.
Cesaretle gidin hainin, düşmanın, teröristin üzerine.
Beceremeyenleriniz bıraksın bu işleri.
Ticaretle uğraşsınlar, emekli olsunlar, hatıratlarını filan yazsınlar.
Ama beceremeyenleriniz bıraksınlar milletin yakasını.
Her gün evlatlarımızı daha ne kadar vereceğiz kahpe terörün eline.
Daha ne kadar seyirci kalacağız bu alçaklığa, bu kahpeliğe…
Milletçe haykırıyoruz. Tek yüreğiz bakın işte.
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez.”
Şehit olmanızı değil, şehitlerimize layık olmanızı, bu ülkeyi yönetme iradesini göstermenizi istiyoruz.
Herkes gereğini gerektiği gibi yapsın.
Millet sizden bunu bekliyor.
Hakan Sönmez siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.