FETÖ ile anlaştılar mı? Bahçeli faktörü
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından Türkiye’yi bir örümcek ağı gibi saran FETÖ ile mücadelede her şey bitti mi?
Türkiye’yi uçurumun kenarına getiren FETÖ’cü yapılanmanın 15 Temmuz kalkışmasının ardından ülke genelinde büyük bir tasfiye süreci başlamıştı.
AK PARTİ AYAK DİRETİYOR
Askeriyeden, yargıya, kamuya ve iş dünyasına kadar pek çok alanda KHK ile büyük bir FETÖ temizliği operasyonu kararlılıkla başlamış ve çok önemli sonuçlar alınmıştı.
AK Parti iktidarının bugüne kadar yaşanan bu FETÖ temizliğine teşkilat bazında önemli ölçüde ayak dirediği süreç içerisinde görülüyordu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görece kararlı tutumu nedeniyle kesin bir söylemle ifade edilmese bile AK Parti içerisinde de FETÖ’den kurtulmaya yönelik hamleler görülüyordu.
Her ne kadar MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkması için baskı yapmasına rağmen, görevden alınan belediye başkanları, parti içerisindeki eski pek çok isimin partiden tasfiye edilmesi bunun göstergesiydi.
CUMHUR İTTİFAKI’NIN BAŞARISI
15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin ardından Erdoğan’ın Devlet Bahçeli ile tam bir mutabakat içerisinde siyasi bir birliktelik kararlılığı göstermesi, uçurumun eşiğine gelen ülkenin yeniden dirilişine de sahne oldu.
PKK terörü önce hendeklere gömüldü, ardından gelen El Bab ve Afrin operasyonlarıyla Türkiye ordusuyla birlikte yeniden yükselmeye başladı ve bölgedeki büyük oyuna ilk çomağını soktu, ben de varım dedi.
MUHALEFET SIRTINI FETÖ/PKK/YPG’YE DAYADI
Türkiye’nin AK Parti ile MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı ile büyük yükselişi öncelikle dışarıda büyük endişelere neden oldu. Emperyalist güçlerin endişeleri içeride de karşılık buldu.
Atatürk’ün kurduğu CHP ile kendisinin ne olduğunu bir türlü tarif edemeyen İYİ Parti önce genel ve ardından yerel seçimlerde HDP’nin siyasi bölücü düzleminde bir araya geldi.
PKK/HDP/FETÖ destekli bu birliktelik yerel seçimlerde büyük şehirlerde sonuç verdi, Cumhur İttifakı yenilmedi fakat tökezledi.
Bu tökezleme AK Parti içerisinde uyuyan veyahut uyutulan kimliklere güç verdi. Alttan alta dün FETÖ ile simbiyotik (ortak yaşam) ilişki yaşayan AK Parti’de MHP ile temsil edilen milli kimliğe karşı duruşları da beraberinde getirmeye başladı.
BÜLENT ARINÇ FAKTÖRÜ
Yerel seçimler sırasında çok ilginç gelişmeler yaşandı. FETÖ’nün TUBİTAK imamı diye bilinen Mesut Yılmazer çok garip bir şekilde tahliye edildi.
Siyasetcafe olarak bu tahliyeli gündeme getirdiğimizde Mesut Yılmazer çoktan yurt dışına kaçmıştı bile.
Ardından FETÖ’nün damatları birer birer tahliye edildi veyahut berat etti.
Sonra “FETÖ’nün siyasi ayağı ben olabilirim” diyen Bülent Arınç Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’nun üyesi yapıldı.
Arınç görevi alır almaz bir anda yaptığı açıklamalarla gündeme düştü. KHK’ları eleştirdi. Faciadır dedi.
Arınç’ın bu açıklamaları AK Parti teşkilatlarında ve üst yönetiminde karşılık buluyor ki, kendisine yönelik en üst düzeyde İbrahim Kalın’ın eleştirisi haricinde bir tepki de görmedi.
Türk Ordusunun neredeyse tüm kurmay yapısını Ergenekon ve Balyoz operasyonlarıyla cezaevine gönderen, tasfiye eden FETÖ’nün medya yapılanması da Mahkeme kararıyla tahliye edildi.
Nazlı Ilıcak, Altan kardeşler özgür bırakılırken FETÖ’nün tüm unsurlarıyla büyük bir kutlama yaptığı görülüyor.
MHP ETKİSİZLEŞİYOR
Yaşananlar gösteriyor ki, artık FETÖ ile mücadele edenler artık yapayalnız kalmış durumda.
MHP Lideri Bahçeli’nin Barış Pınarı Harekatı’nın hemen öncesinde geçirdiği rahatsızlık nedeniyle kim ne derse desin büyük bir boşluk ortaya çıkmış durumda.
MHP’nin FETÖ’nün giderek özgürleştirilmesi ve güçlenmesine tam anlamıyla bir karşılık verememesi nedeniyle AK Parti içerisindeki FETÖ iltisaklı, çözülüm heveslisi gayrı milli unsurların ekmeğine yağ sürülmüş durumda.
Cumhur İttifakı içersindeki MHP’nin etkisiz duruşu, Erdoğan’ın yaşanan gelişmelere tepki göstermemesini teşvik ediyor.
TEHLİKE ÇOK BÜYÜK
CHP’nin “Biz sırtımızı PKK/YPG’ye dayadık” diyenlerle ittifaka girmesi, Genel Başkanlarının “YPG bize saldırmaz ki” ve Belediye Başkanlarının “Kamuda Kürtçe olmalı” demesinin yanında, FETÖ’nün yeni beklentilerinin Bülent Arınç tarafından en düzeyden dillendirilmesi, FETÖ tahliyelerinin ardı ardına gelmesi Türkiye’nin yeni bir kaotik döneme yaklaştığını gösteriyor.
FETÖ’nün eline düşen muhalefetin yanında bir de FETÖ ile uzlaşan iktidarın önüne çıkabilecek tek engelin MHP olduğu su götürmez bir gerçek.
Kurulan yeni oyunu bozmak için çok güçlü bir iradenin yeniden ortaya konulması gerekiyor.
Hazır mıyız?
Hakan Sönmez
Siyasetcafe.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.