Ramaray Hakdan AGUN

Ramaray Hakdan AGUN

BAŞARILI DEĞİLİZ ÇÜNKÜ

BAŞARILI DEĞİLİZ ÇÜNKÜ

Başarılı değiliz çünkü sevmiyoruz. Nasıl sevebileceğimizi bilmiyoruz.

Konsantre olmak; belirli bir objeye, işe ve duruma odaklanmak ve sadece yapılan işe kendini vermektir. Konsantrasyon bozukluğuysa bu sürecin geçici ya da kalıcı olarak bozulması halidir. Hemen hemen hepimiz hayatımızın belirli bir döneminde bu durumu deneyimlemişizdir. Konsantre olabildiğimiz anlarda hayatın bizim için daha verimli, işimizdeki çalışmalarımızın daha üretken, ilişkilerimizin daha yapıcı olduğunu, kısaca genel olarak tüm yaşantımızın daha kaliteli hale geldiğini görmüşüzdür.

Başarılı olmak -işte, okulda, özel hayatta- konsantrasyon derecemize bağlıdır. Peki ya konsantrasyonumuz neye bağlı? Neden işimizi yaparken yeterli odaklanmayı sağlayamaz, hatalar yapıp başarısız ve mutsuz oluruz? Bizzat kendimiz konsantre olmayı başaramazken karnesi zayıflarla dolu çocuğumuza nasıl önerilerde bulunabiliriz ki? O da, bizim yaşadığımız problemin bir başka benzeri ile mücadele etmekte değil mi? Çocuklarımız, gençlerimiz başarılı değiller, çünkü dersi dinlemek, öğretmene, konuya ya da probleme odaklanmak yerine camdan dışarı bakıp hayallere dalıyorlar! Biz de onlara bol bol kızıyor, tembelliklerinden tutun da “kafalarının basmamasına” değin türlü yorumlarla, hem kendimizi hem de onları huzursuz ediyoruz. Peki sonuç değişiyor mu? Hayır. Değişemez, çünkü dersler çocuklarımızın, gençlerimizin ilgisini çekmiyor. Peki, ne yapmalı?

Konsantrasyon ilginin gölgesidir. Yaptığımız şey her ne olursa olsun, eğer onu severek yapıyorsak, konsantrasyon bu sevginin gölgesi olarak ve başarı da konsantrasyonun en yakın dostu olarak önümüzde belirir. Elbette ki uğraşmakta olduğumuz eyleme ilgi duymuyorsak, o eyleme konsantre olmak da bizim için çok zor olacaktır. Yaptığınız işe ilgi duymuyorsanız mutlaka o uğraşı bırakmanızı önermek istiyorum. Ömrünüzü sevmediğiniz bir şeyle harcamayın. Eğer “bu derece radikal bir değişiklik yapamam” diyorsanız, o zaman en azından geçici bir süreyle, gerçekten üretebileceğiniz ve yaratıcılığınızı kullanabileceğiniz bir işe, uğraşa kendinizi bırakın. Konsantrasyon bu durumda kendiliğinden gelecektir. Hoşunuza giden bu işle uğraşırken geliştirdiğiniz konsantrasyon hali, sevmediğiniz ama yapmak zorunda olduğunuz işlere de odaklanmanızı sağlayacaktır. Sevmediğiniz bir şeyi yapmaktaki ısrarınız, size eziyet edecek ve tedrici bir intihar süreci haline gelecektir.

Ne yazık ki bu hayat şartlarında sevmediğimiz birçok şeyi sürdürmek zorunda kalıyoruz. Çocuklarımız ve gençlerimizin de ilgilerini çekmediği için okulu bırakma gibi bir seçenekleri yok. Dolayısıyla konuya başka bir perspektif getirmekte fayda görüyorum. Herkes aslında yaptığı her işi sevebilir ve herkes her işe, objeye, o anda ilgilendiği konuya, derse konsantre olabilir. Nasıl mı? Zihninin dizginlerini ele alarak. Yaptığımız iş her ne olursa olsun - şömine başında örgü örmek, bulaşık yıkamak, bankada hesap tutturmak, ameliyatlara girmek, spor yapmak, yemek hazırlamak, ders çalışmak, ödev yapmak- her ne yapıyorsak yapalım sadece yaptığımız eyleme yoğunlaşalım. İnanın onu sevmemize gerek yok, sadece odaklanırsak, bakın nasıl da su gibi gidiyor işler! Unutmayın, dikkatinizi tamamen tek bir konuya çekebilirseniz, zihiniz de sakinleşir. Düşüncelerinizi tek bir objede sınırlandırdığınızda, bir türlü durmak bilmeyen iç konuşmalarınız da diner. İşte böyle zaman dilimleri; “zamanın nasıl geçip gittiğini anlamadım” diye tarif ettiğimiz o eşsiz sükûnet anlarına denk düşer. O hoşnutluk halinin kaynağı aslında yaptığınız iş değildir. Bu hazzı veren konsantrasyon halinde tasa, takıntı, mutsuzluk ve problemlerin unutulmasıdır.

Zihnin hareket alanını daraltacak birçok egzersizden bahsetmek mümkündür. Birçok başka şey gibi, konsantrasyon da kesinlikle uygulama gerektirir. İlk başta deli olan zihin zorlanacak, öfkeli bir at gibi tekmeler savuracak ve sizi aynı şuursuz akıl dağınıklığına çekmeye çalışacaktır. Ama siz disiplinli, sadık ve istekli bir şekilde uygulamanıza devam ettiğinizde, atın evcilleştiğine şahit olacaksınız. Bunu yapabilmek sizi maddi hayatınızda da yavaş yavaş daha güçlü bir konuma taşıyacaktır. Nasıl ki mercek kullanarak güneş ışınlarını bir noktaya odaklamak ateş yakacak bir güç ortaya çıkartır, dağınık, yalpalayan, tekrarlayan düşünce yumağını bir noktaya toplamak da, zihni keskin ve onu güçlü bir hale getirir. Bu da başarıya ulaşmanın anahtarıdır elbette!

Konsantrasyon bir sanattır. Sanattır çünkü bu sayede içimizdeki ilham kaynağına ulaşabilir ve yaratma cesaretine tekrar sahip olabiliriz. Bizler bu sanatı icra etmekte bu kadar zorlanırken, çocuklarımız konsantre olamıyor diye onlara kızmak mantıklı mıdır? Onları biraz rahat bırakıp sevdikleri uğraşlara yönlendirmek, derslerine odaklanmaları konusunda onları destekleyecektir. Biz bilinçli, keyifli ve başarılı olursak yeni nesil de bizim ışığımızda, yardımlarımızla daha parlak, huzurlu ve uyumlu bir geleceğe ulaşabilir.

Başarılar!

 

 

Ramaray (HakdanAgun)

Ramaray Yoga Merkezi

 

[email protected]

+90 (312) 441 58 57

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ramaray Hakdan AGUN Arşivi