ANKARA `daki Patlama Üzerine Birkaç Hatırlatma!

UNUTURSANIZ ÖLÜRSÜNÜZ!

Hatırlayınız!

7 Haziran seçimleri öncesi Diyarbakır HDP mitinginde bir patlama oldu.

Onlarca insan öldü.

Patlama sonunda oraya gelen halk dışında meşhur bir HDP`li veya PKK`lının öldüğünü duydunuz mu?

Elbette ki HAYIR?

Patlamadan hemen sonra yapılan ilk açıklamalara bakın; " barışın yılmaz savaşçısı HDP`ye saldırı oldu"...ve bunun üzerine seçim propagandası başladı.

Bu patlamanın sonucu kime mi yaradı?

HDP`ye ve HDP barajı aştı.

80 milletvekili çıkardı

İşin en önemli yanı bu miting öncesi ` PKK silahları bırakacağını`, HDP ülkeyi `bölemeyeceğini`, bunun garantisinin kendileri olduğunu ısrarla propaganda yapıyordu.

Hatırlayınız!

Suruç`ta bir bombalama hadisesi sonucu onlarca insan öldürüldü.

Bu insanlar kendilerini `sosyalist` olarak tanımlıyorlardı ve `KOBANİ` için bir araya gelmişlerdi.

Peki, bu insanlar   `sosyalist` oldukları için mi öldürüldüler?

Elbette ki hayır!

Peki, ölenlerin arasında bir tane HDP`li veye PKK`lı var mıydı?

Elbette ki Hayır?

Sonuç`ta ne oldu?

Orada ölenleri HDP sahiplendi ve kendine bir kamuoyu oluşturarak, güneydoğudaki olayların hepsinde, hatta Dağlıca baskınından bile devleti sorumlu tutmaya başladı.

Hatırlamayın!… Canlı Canlı yaşıyorsunuz!

Ankara garında bir patlama oldu.

Bu patlama ne zaman rast geldi?

PKK`nın `silah bırakacağız`, HDP`nin `böldürmeyeceğiz` sloganlarının başladığı zamana.

Patlamanın olduğu yerde yine kimler vardı?  SOLCULAR.

Oraya niye toplanmışlardı?

Barış isteklerini bildirmek için.

Yine ne mi oldu?

Bir hain el tuzak kurdu ve o meydana bomba koydu.

Onlarca insan öldü.

Bu olayın üzerinden dakikalar geçmeden ilk açıklamayı kim yaptı?

Selahaddin Demirtaş.

Ne dedi?

“Bomba özelikle kalabalığın toplanacağı yere konulmuş”

Mübarek sanki kriminal uzamanı, olayı önceden biliyormuş gibide.

Yukarıdaki iki senaryonun aynısı Ankara garında sergilendi.

Ve 1 kasıma kadar terörist cenazesine katılarak ahkam kesen HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş,  HDP'li yetkililer ile HDP'yi destekleyen medya mensupları ve sanatçıların şovlarını izlemeye hazır olun. 

Peki, bu olayın sonunda da bir PKK`lı HDP`linin burnu kanadımı.

Ben bu satırları yazarken olay olalı 10 dakika olmuştu, büyük konuşuyorum sonucu takip edin bakın bir tane bile bulamayacaksınız.

Hiç şüphe yoktur ki bu eylemi de PKK yapmıştır.

Bundan sonraki süreç ne?

HDP için Hükümet ortağı olmak için en az 120 milletvekili istiyoruz süreci.

Diğerleri isi geçmiş olsun ve taziyelere devam edecekler.

Bu vatanın düşmanı PKK ve uzantıları kirli ve kanlı oyununu, hem de kendinden olan insanlar dahil  katlederek oynamaya devam ediyor.

Peki, tüm bunlar olurken MİT ne yapıyor?

Başkanı Bakü`de istihbarat toplantısında, yardımcıları sanal âlem takibinde.

TÜM BUNLARIN SUÇLUSU KİM? 

Elbette ki beceriksiz, basiretsiz MİT'dir.

Olay olmadan önleyemeyen istihbarata beceriksiz, basiretsiz demek erdemdir.

Peki, MİT olay olmadan önce hiç mi suç önlemedi?

Hatırlatayım!

Sizlerde iyi hatırlarsanız 7 Haziran öncesi MHP Lideri Devlet Bahçeli Diyarbakır`a gideceğini ve orada bir miting yapacağını söyledi.

Ve ertesi sabah bir `terör örgütü ` ortaya çıktı.

MHP'nin Diyarbakır mitingini provoke edecekleri iddiasıyla 7'si Ülkü Ocakları'ndan 18 kişi gözaltına alındı.

Bunlar ne yapmak istemişler, nasıl bir hesabın içeririndeymişler?

MHP orada miting yaparken  "Kan dökülürse barajı geçeriz" hesapları.

Sabah gazetesi aynen şu başlığı atmıştı “Ülkücülerin kanlı hesabı.”

Olaya sonunda İstanbul Ülkü Ocakları eski Başkanı Erdem Karakoç dahil bir çok insan göz altına alınmış ve aylarca tutuklu kalmışlardı. 

Malum çevreler ise bu olayı önleyen MİT`i yere göğe sığdıramamışlardı.

Sonuç ne oldu?

Tutukluların hepsinin masumiyeti, olayın düzmece olduğu seçimlerden sonra  ortaya çıktı ve aklandılar.

Ama bu olay sonucunda MHP mitingini özel önlemlerle valilik önünde yapabildi.

Sonuç kime yaradı?

HDP ve İktidar partisine.

Zira her ikisi de oradaki toplumla kimsenin kucaklaşmasını istemiyorlardı.

Çünkü ülkedeki seçim sonucunu o bölgede ki sandıklar belirleyecekti.

Sandıkta `Valilere Durun!` diyenler hezimetle çıktı, valiler dururken orada başka bir devlet kuranlar ortaya çıktı.

Şimdi şu soruyu sormaz mı insan, “sizin istihbaratınız ülkücü takibinde mi sadece?”

Siz uyurken da kaç masum insan ölecek?

Kaç gafil daha bu ölümleri asil Türk devletine yıkacak?

Sizin basiretsizliğiniz yüzünden kaç hain bu ülkede prim yapacak?

Hep “HATIRLAYIN” dedik.

O zaman son sözümüz; “Unutmak Tükenmektir” olsun.

Ve Unutmayın!

Unutursanız ölürsünüz!...Vesselam