Celal Eren ÇELİK

Celal Eren ÇELİK

AKP’NİN TARİKATLARI

AKP’NİN TARİKATLARI

Son günlerde Türkiye Uşşaki Tarikatı şeyhi (!) Fatih Nurullah “takma isimli” Eyüp Fatih Şağban isimli sapkın kişiliğin,tarikatının müridlerinden birisinin 12 yaşındaki kızına cinsel istismarda bulunması konusunu konuşuyor.

Ortaya çıkan skandal sonrasında dev bir tusunamiye dönüşen toplumsal tepkinin de etkisi ile bu sapkın sözde şeyh  tutuklandı ve arkasından ortaya çıkan ses kayıtları ortaya daha pek çok kepazeleiğin serilmesine sebep oldu…

***

Uşşaki Tarikatı Şeyhi Vak’ası aslında konuya biraz daha farklı bir pencereden bakmamızı gerektirecek bir konu.

Şöyle ki;yaşanan bu skandalın ardından “Türkiye’de tarikat ve cemaatler” konusu yeniden yüksek sesle tartışılmaya başlanırken son günlerde sıklıkla “Türkiye’de 30 tarikat ve bunlara bağlı 400 alt kol var” cümlesini duyar olduk.

Aslında bugün sıklıkla dile getirilen cümle yeni değil,eğitim politikası uzmanı Prof. Dr. Esergül Balcı’nın 2018’de hazırladığı raporda yer almaktaydı…
Yazımızın devamının net anlaşılabilmesi için aşağıda sizlerle paylaşacağımız verileri lütfen dikkatle okuyunuz.

***

Prof.Dr.Esengül Balcı’nın hazırlamış olduğu bu çok önemli rapor Türkiye’de 2,6 milyon kişinin tarikat/cemaat yapılanmaları ile bağlantısı olduğunu ortaya koyarken, raporun belki de en çarpıcı bölümü tarikat ve cemaat yapılanmalarının günümüzde nasıl birer devasa “HOLDİNGE” dönüştüğünü çok net biçimde ortaya koyan verileriydi.

***

Prof.Balcı’nın raporundaki verilere göre tarikat/cemaat yapılanmalarının örgütlenme yahut taraftar kazanmak için en etkili kullandığı yol eğitim kurumları ve özel yurtlar açmak…

Türkiye’de 4 bin civarındaki öğrenci yurdunun 2 bin 480’i tarikat ve cemaatlere bağlı dernek,vakıflara verilirken,Türkiye’de 2018 yılı itibariyle faaliyet gösteren 10 bin 53 özel eğitim kurumunun üçte biri tarikat ve cemaatlere aitti.

Ve yine 2014 yılı sonrası özel okullara yapılan öğrenci desteği kapsamında devlet tarikat ve cemaat okullarına tamı tamına 898 milyon 800 bin TL para ödedi.

Yani eski para ile cemaat ve tarikatlara sadece 2014 sonrası devletten eğitim sektöründe verilen “Destek” eski para ile yaklaşık 1 katrilyon TL…Buna öğrenci velilerinin ödediği rakamlar dahil değil…

Şimdi durun ve sadece eğitim sektöründen bu kadar büyük “Geliri” olan tarikat ve cemaatlerin,kurdukları bankaları,televizyonları,yayınevleri,şirketleri ile elde ettikleri devasa gelire ve ortaya çıkan devasa ranta bakın ve düşünün…

***

Peki hani o raporda belirtilen “Türkiye’deki 30 tarikat ve bunların 400 alt kolu var” cümlesine geri dönelim şimdi…

Böylesine devasa bir rantı bu tarikatlar eşit mi paylaşıyor? Hayır efendim…Tarikatlar “Dünyası” da bildiğiniz iş dünyası gibi…Yani “Büyük balık küçük balığı her zaman yiyor”…

İş dünyasında sistem şöyle işler; iş kurarsınız,işleriniz beğenilmeye,ürününüz pazarda tutulmaya başlayınca şirketinizin etki alanı genişler,şirketinizin etki alanı genişledikçe yeni pazarlara açılırsınızı,yeni pazarlara açılmanız ile birlikte daha çok para kazanırsınız…

Tarikat “Dünyasında” ise sistem şöyle işler;bir şeyh,bir dergah,3 mürit ile bir tarikat kurarsınız yahut var olan bir yapıyı devralırsınız, “Ürününüz” dindir, ağzınız iyi laf yapıyorsa müridiniz artmaya başlar,müridler artmaya başlayınca “Pazarınız” genişler ve etki alanınız artar…

İşte tam bu noktada “Siyaset” ve “Siyasetçiler” devreye girer. Siz artık toplumsal olarak belirli bir kitleyi etkilediğiniz için siyasetçiler ile anlaşmalar yaparsınız.

Desteklediğiniz siyasi yapı iktidara geldiğinde bu kez size “Ticaretin” yolları açılır…Şirketler kurar,okullar açar,yurtlar kurar,devletten trilyonluk destekler alırsınız…

Ve işte bu sistematik içerisinde Türkiye’de “TARİKATLAR DÜNYASI”nın 5 büyük oyuncusu vardır:Nakşibendiler,Kadiriler,Rufailer,Mevlevilik ve Halvetilik…

***

İşte 12 yaşında bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunup şeylik taslayan sözde şeyh Eyüp Fatih Şağban’ın başında olduğu UŞŞAKİ TARİKATI,bu 5 büyük “Oyuncudan” Halvetilik Tarikatı’nın “ORTA KOLU“ Ahmediyye’nin “4 ana şubesinden” bir tanesindir…

Bu tarikatın öyle çok büyük bir toplumsal kitlesi yoktur,devasa bütçelere hükmeden bir yapısı da bulunmamaktadır…Medyada yer alan 3-5 daire,4-5 arsa Türkiye’de milyar dolarlık rantlarla oynayan “BÜYÜK TARİKATLAR” için “Çerez parası” bile edecek düzeyde değildir.

Yazımızın başında bu tarikat/cemaat yapılanmalarının yarattığı devasa rantı ve kontrol ettikleri ekonomik gücü de,siyaset dünyasının bu tarikatlar ile neden ve nasıl bağ kurduğunu da boşuna anlatmadık…

Türkiye’deki büyük tarikatlar ve kollarından bazıları gerçekten “HOLDİNGLEŞTİ” hatta “TRÖSTLEŞTİ”…Kontrol ettikleri paranın haddi hesabı yok.Bu mali güç ve etki alanı beraberinde siyasal erk ile “Bütünleşmeyi” de getirdi…

İşte AKP iktidarı ile o “Bütünleşmeyi” sağlayan tarikat ve cemaat adı altındaki “HOLDİNGLER” büyümeye,ihaleler almaya,devlet kadrolarına yerleşmeye devam etti lakin bu “BÜYÜK PARALARA HÜKMEDEN” “TARİKATLAR DÜNYASININ” assolisti olan tarikat/cemaatlerinin sayısını toplasanız 6-7’yi geçmez…

Yani “TARİKAT/CEMAAT RANTI” eşit paylaşılmadı…

***

Yazımızda “KÜÇÜK BALIK” benzetmesini yaptığımız Uşşaki Tarikatı benzeri orta ve küçük ölçekli tarikatlar ise sistem ile tam olarak “Bütünleşemedi” ve ranttan sadece “Kendilerine uygun görüldüğü kadar” olan “Kırıntıları” alabildi…

Hal böyle olunca “Küçük ve Orta Ölçekli Tarikat/Cemaatlerde” bir huzursuzluk oluşmaya başladı…

***

Bu huzrsuzluğu AKP de fark etmiş olacak ki 2014 yılında yaptığı bir konuşmasında Bülent Arınç cemaatlere “Biz varsak siz de varsınız,biz yoksak siz de yoksunuz” diyerek ilk mesajı verdi.

Ancak bu mesaj “Küçük ve orta ölçekli tarikat/cemaatlerdeki” “Ben de payımı isterim” şeklinde özetlenebilecek huzursuzlukları bitirmedi…
Mesela Alparslan Kuytul ve “KUYTULCULAR” olarak da bilinen cemaat açıktan ve yüksek sesle eleştirmeye başladı AKP’yi…

FURKAN VAKFI bünyesinde yapılanan “Kuytulcular”ın lideri Alparslan Kuytul ne diyordu? “AKP tüm tarikatları bitirmek istiyor”…

Ve daha pek çok ağır eleştiri Kuytul tarafından ardı ardına geliyor,Kuytul’un Youtube’a yüklenen videoları yüzbinlerce kez izleniyordu.

Peki ne oldu sonra?

30 Ocak 2018’de bir gece yarısı operasdyonu ile FURKAN VAKFI basıldı,Alparslan Kuytul “Terör örgütü propagandası yapmak” suçlaması ile tutuklandı…

***

Ama “FURKANCILARDAN” ve Abdullah Kuytul’dan öncesi de vardı bu işin…Tarih yaprakları 27 Nisan 2016’yı gösterdiğinde bir tarikat şeyhi,tarikatına ait televizyon kanalına çıkıyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın artık misyonunu tamamladığı belirterek "Başkanlık sistemi falan diye de hiç zorlamasın Tayyip Bey" diyordu…

Aynı tarikat şeyhi bununla da kalmıyor sözlerinin devamında Erdoğan'ın istediği yönetimin 'meşrutiyet' olacağını ifade ederek "Kaldı ki bu hükümeti maneviyatta Ahmet Davutoğlu'na teslim ettik. Tayyip Bey'in misyonu tamamlanmıştır. Vazifesini yapmıştır. Tayyip bey bir şekilde desteklemek, onları ilerletmek gibi duygularla hareket ediyor ama, burada çok çamlar da devriliyor" diyordu…

Kimdi bu tarikat şeyhi?

İşte kendi tarikatının kanalı olan NURANİ TV’de bu sözleri sarf eden tarikat şeyhi,günlerdir Türkiye’nin 12 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunması rezaleti ile konuştuğu “Şeyh” Fatih Nurullah takma isimli Eyüp Fatih Sağban’dan başkası değildi.

Peki ne oldu?

Zaten bin bir türlü rezilliğin içinde olan bu sözde şeyh,dışarıya verdiği ilk açıkta tabiri yerindeyse “Paket” edilip hapse konuluverdi.

Ha tabii ki konulmalıydı ve en ağır cezayı da çekmeli o ayrı mesele ama “Arkadaş adam bildiğin sapıklık yapmış tabii ki tutuklanacak,cezasını çekecek” diyerek Türkiye’de böylesi olaylarda her şeyin hak,hukuk adalet çerçevesinde işlediğini,suçluların hak ettikleri cezaları zaten aldıklarını ve bu nedenle bu sözde şeyhin tutuklanmasında da gayet normal bir hukuki  prosedür süreci işlediğini düşünüyorsanız o zaman bazı hatırlatmaları da yapmamız lazım…

***

Bu memlekette ENSAR VAKFI’na ait KAİMDER yurdunda 9-10 yaşlarındaki 10 çocuğa tecavüz edildi,gerçekleşen tecavüz doktor raporu ile belgelendi,skandal ülkeyi sarstı…

ENSAR VAKFI’na dokunulabildi mi? Dokunulamadı ve dokunulamaz…Zira ENSAR VAKFI,”TARİKAT CEMAAT” Dünyası’nın en büyük oyuncusu Nakşibendi Tarikatı’na yakın bir vakıftır…

Nakşibendi Tarikatı finans olarak devasa güce  sahiptir (Tüm kolları ile birlikte), siyasette en üst kadrolarda mensupları vardır,bürokraside yer edinmiştir.

Yani yazımızıda bahsettiğimiz o devasa büyük rant sistemi ile “Bütünleşmiştir”

***

Bu memlekette Adana’nın Aladağ ilçesinde Süleymancılara ait öğrenci yurdunda yangın çıktı,11 çocuk yanarak can verdi…

Kimse Süleymancılar’a hesap sorabildi mi? Soramadı,soramaz…

Zira bugün Süleymancılar o”TARİKATLAR DÜNYASININ” en “Büyüklerindendir”…Büyük bir mali güce,yüzlerce yurda,okullara,ama daha da önemlisi önemli bir oy potansiyeline sahiptirler.

Süleymancılar da o büyük “Rant sistemi” ile bütünleşmiştir…

***

Yani cemaatlerin de “BÜYÜKLERİ” ve “KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİLERİ” vardır…

Oy potansiyeli,finansal gücü,kalifiye insan sayısı,kitleleri etkileme gücü büyük olan lar AKP’nin sistemi ile “Bütünleşerek” “Dokunulmazlık” kazanır…
FURKANCILAR gibi,UŞŞAKİ TARİKATI gibi “Küçük ve Orta Ölçekli” tarikatlara ise “Arıza çıkarmadıkları müddetçe” kendilerine büyük pastadan kalanların verilmesi ile yaşamalarına yol verilir,1-2 külliye yapmaları için arsa tahsisi yapılarak,1-2 protokole çağırılarak gönülleri hoş edilip AKP’nin “TARİKAT/CEMAAT” zemininnin diri tutulmasında işe yarayacak aparatlar olarak kullanılır…

Zira AKP seçmen kitlesi içerisindeki %3-5 bandındaki radikal kesimleri bizzat kendisi değil işte bu tarikatlar kanalı ile konsolide etmektedir ve özellikle yeni sistemde %1’in dahi önemi vardır.

***

Ayrıca AKP,özellikle yerel seçimlerden bu yana durduramadığı bir kan kaybı yaşamakta.Ayasofya,doğal gaz müjdesi gibi suni gündemler bu kan kaybını durduramıyor.

Bu şartlar altında AKP’nin en çok güvendiği “TARİKAT/CEMAAT”zemininden de bir kayma yaşanırsa,özellikle bu “Küçük ve Orta Ölçekli Tarikatlar” üzerindeki Ahmet Davutoğlu etkisini de hesaba kattığınızda ne olur hiç düşündünüz mü? (Örneğin İsmailağa Cemaati içerisindeki Davutoğlu etkisi ve AKP’nin müdahalesini,güç çekişmesini yine SİYASET CAFE’de 17 Ocak 2020 tarihli GAME OF THRONES:İSMAİLAĞA CEMAATİ yazımızıda yazmıştık)
AKP, bu sözde şeyhi derhal tutklayarak hem “Huzursuz” “Küçük ve Orta Ölçekli Tarikat/Cemaatlere” mesaj verdi,hem de toplumda oluşarak kendisini vurması muhtemel daha büyük bir infialin önüne geçti.

***

Eğer hala olaya “Türkiye’de adalet öldü arkadaş artık geçerli olan deyim Twitter mülkün temelidir”diye düşünüp  “Bu kadar sosyal medya tepkisi olmasaydı,bu tacizci şeyh de tutuklanmazdı” diyorsanız ben de size bu ülkede daha 11 gün önce bir genç kızın hayatını karartıp tahliye edilen Musa Orhan’ı hatırlatır ve sorarım:”Sosyal medya o zaman da yıkıldı ama bu adam elini kolunu sallaya sallaya dışarı çıktı,aramızda dolaşıyor.Neredeydi o sosyal medyanın gücü?” diye…  

***

Şimdi sormak lazım sanırız asıl soruyu:Bu siyasi-ticari rant ağı içerisindeki “SİSTEMLE BÜTÜNLEŞMİŞ” tarikatlar iddia ettikleri gibi İslam’ın tarikatları mı,yoksa bizim gördüğümüz gibi AKP’NİN TARİKATLARI MI?
Karar da sizin,cevap da sizin…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Celal Eren ÇELİK Arşivi