Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

ADİL ALİYEV`İN BAŞARISI ÜZERİNE AKLIMA GELENLER!

ADİL ALİYEV`İN BAŞARISI ÜZERİNE AKLIMA GELENLER!

ADİL ALİYEV`İN BAŞARISI ÜZERİNE AKLIMA GELENLER!


Şu Taksım ve Taksim’le özdeşleşen olaylar TÜRKİYE`nin gündeminden hic düşmemektedir.


Daha önce TASİM olayları hakkında yazmıştım, konuya bir daha girmeyeceğim. Ama o yazımda Taksim Özgürlük Anıtı’nda bulunan iki RUS generale dikkat çekmiştim!


Evet Taksim`deki Özgürlük Anıtı’nda iki RUS general vardır. Bu iki genaral neredeyse bir asırdır oradan bize bakarlar. Bazılarıda oraya gider Mustafa Kemal`e şükranlarını sunmak isterken, onlarında önünde eğilirler.


Peki bu iki general neden o meydandaki heykelde betimlenmiştir?


Özelikle 1 Mayıs İşçi Bayramı’nıTaksim’de kutlamak isteyen komünistler için, Onlar Türkiye`yi perde arkası kuran kahramanlardır. Yani Kurtuluş Savaşı sırasında bu `kahramanlar` ülkemize gelmiş Mustafa Kemal`in örgütlenmesine maddi manevi yardımcı olmuşlardır.


Bu generallerden birinin adı Mareşal Kliment Yefremoviç Voroşilov, diğerinin ise General Mihail Vasilyeviç `dir.


Bizdeki solculara, komünistlere göre bu generalleri Lenin görevlendirmiş ve Kurtuluş Savaşı’nı bunlar organize etmiştir.


Yine onlara göre; Lenin Türkiye Cumhuriyet’ine, Kurtuluş Savaşı’nda 37 bin tüfek, 44 bin fişek, 324 makineli tüfek, 66 top, 200 bin top mermisi ve 11 top kamasıyla katılmıştır… Türkiye Cumhuriyet’in kurulmasıaşamasında pek çok kurumun inşasına, fabrikaların kurulumuna insan, malzeme ve para kaynağı sağlamıştır…Lenin tüm bunlarıda o iki RusGenaral aracılığı ile yapmıştır. Bu yüzden Taksim Anıtı’na onların dahil edilmesi bir minnet borcudur.


Peşinen söyleyeyim; Türk Milleti’nin İstiklal Mücadelesi,herşeyi ile tamamen kendi bağımsızlık mefkuresinin bir ürünüdür ve bu ürüne destek verenler ise bütünüyle Buhara, Türkistan ve Azerbaycan Türkleri’dir.


Kısmen Pakistan ve sıcak denizler hayali ile Rusya da birşeyler yapmıştır.


Ama bu o iki Rus Genaralin Taksim Özgürlük Anıtı’nda yer almasını gerektirmemektedir.


Çünkü; Erzurumlu Nene Hatun baltasını alıp Ruslara karşı savaşırken Rus ordularının başında olan bu genarellerdi.


Ermeniler Erzurumda, Van`da, Erciş`te ve dahası Bakü`de , Andican`da Türk katliamı yaparken onlara yardım eden bu Rus’lardı.


Örneğin bizim kurtarıcı olarak Taksime heykelini diktiğimiz Genaral M.V. Frunze, Türkistan`ı işgal edip kan akıtırken kurmaylarına şu cümleyi kurmuştur “Türk’lerle niye savaşıyoruz ki getirelim Tatar’ları birbirlerini kırsınlar!”


Bunların sicili bozuk, bunlar yüzlerine tükürülmeyecek kadar adi birer katildir.


Evet, Türk’ler bağımsızlık isteyip TÜRKİSTAN`ı kurmak istediklerinde, onları acımasıca katleden bu GENERALLERDİ.


Kurtuluş Savaşı’nda bize gemilerle 100 bin altın gönderen Buhara Türkleri’dir. Bu altınlar sözünü ettiğimiz bu generaller tarafından ahlaksız bir şekilde çalınmıştır. Bu durum Lenin`i bile utandırmış ve bir şekilde 10 bin altın Türkiye`ye gönderilmiştir.


Yine bize yardım eden Azerbaycan Türkleri`dir!


Öyle ki; Anadolunun Kurtuluşu için Azerbaycan Türkleri Çanakkale’de 3000 şehit bırakmış, Nerimadov başkanlıgındaki devletinden altın, petrol göndermiştir. Nihayet komünist bir lider olmasına rağmen Nerimanov, bu yardımlardan dolayı Rusya tarafından öldürülmüşür.


Tüm bunları niye anlattım?


İşte o tarihi dönemlerde Ruslar ve uzantısı Ermeniler nereye gitmişlerse, nerede bir katliam yapmışlarsa o katliama imza atanların heykellerini dikmiş, isimlerini caddelere, sokaklara müzelere vermişlerdir.


Türkiye`de az olmasına rağmen TAKSİM ÖZGÜRLÜK ANITI’NDA yeralan o iki GENERAL de buna bir örnektir.


Bağımsızlık sonrası Azerbaycan, bu durumdan kısa zamanda kurtulmuş ve bu tür isimleri kaldırarak yerlerine milli olan şahsiyetler yeniden verilmiştir.


Bu konuda Azerbaycan yine Dili Koruma Kanunu çıkarmış ve yabancı yayınları, reklamları Azerabycan Türkçesi’nde sergilemeyi mecbur kılmıştır. Tüm bunlar Milli olmanın birebir tezahürüdür.


Bu noktada değerli bir Azerbaycan milletvekilimiz olan Adil Aliyev`in milli düşünce tavrı ile yaptığı bir çalışmadan sizlere bahsetmek istiyorum;


Azerbaycan`ın milletvekili Adil Aliyev, Kazakistan`a `Haydar Aliyev`in 90. Yılı` konulu bir konferansa katılır. Kazakistan`ı gezerken sokaklardan birinin adının Levon Mirzoyan olduğunu görür. Levon Mirzoyan yukarıda saydığım Taksim Özgürlük Anıtı’nda yer alan Rus Genarallerin Ermeni silah arkadaşlarıdır. Levon Marziyan 50 bin Kazakistan Türkü’nün katliamına imza atmıştır.


Bu durumu, olaylara milli bakan Azerbaycan`lı bir vekil, Kazak kardeşlerimize söyleyerek o caddenin ismini değiştitlmesini ve yerine Haydar Aliyev isminin konunmasını istemiştir.


Kazak kardeşlerimiz de bu işi derhal olumlu görüp, milletvekilimizin isteğini yerine getirmişlerdir. O cadde de artık bir katilin adı yok, bir Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın adı yer almaktadır


Demek ki; isteyince, çalışınca, milli olunca insan başarıyor ve gerçek tarihi ilede yüzleşebiliyor.


Bir Azerbaycanlı vekil Kazak kardeşine gidip, bu tarihi gerçeği hakikat haline getirirken, bizim meclisimizde ki soysuzlar, geldikleri soy gereği o genarallerin, Ermeni’lerin Türk’leri soykırıma tabi tuttuğu; Erzurum’un, Van`ın ve buna benzer bir çok yerin adının değiştirilmesini istiyor ve Ermenice adların verilmesi için meclise utanmadan önerge sunuyorlar.


Bu densizliğe gözyumanlar, bu hainlere prim verenler, TAKSİM`deki o Rus General’lere minnet duyanlar; Sayın Adil Aliyev`e bir bakında örnek alın ve utanın.


Evet milli olmak için önce MİLLET olmak gerekir, millet olmak ise tarihine, ceddine, milli varlıklarına, kısacası köküne ve o kökün dallarına sahip çıkmaktan geçer.


Tarih unutulunca, millet soysuzlaşır. Biz artık gerçek tarihimizle yüzleşmeli ve içimizdeki soysuzlardan kurtulmalıyız.


Görünen o ki; Türkiye`nin sıkıntılarından çıkış yolu en az Azerbaycan Türk`ü kadar millileşmeden geçmektedir.


Teşekkürler sayın Adil Aliyev, darısı Taksim`e ve TÜRK COĞRAFYASI’nın varolduğu her yere.


Kısaca;


Bizi asimile etmekte suçlayanların, asimilasyonuna hayır.


Selçuk Düzgün

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi