15 Temmuz için çok şey yazıldı. Darbe, terör, kumpas, tiyatro ve buna benzer bir çok tanım ile sebep ve sonuçlarını tartışıyoruz. Cevapsız onlarca soru, onlarca mantık hatası var. Darbe girişiminin arkasında kimlerin olduğu ve sonrasında neler olacağı ise en çok tartışılan, cevap aranan soru. Bunları daha uzun yıllar tartışacağız.

Aklımızdaki sorulara cevap arayacağız. Ancak iki gerçek tüm çıplaklığı ile gözümüzün önünde duruyor. Bu gerçekleri görmek için strateji uzmanı olmaya, derin analizler yapmaya hiç gerek yok.

Yaşananlara sadece bir "Vatansever" gözü ile bakmak ve vatanın, milletin geleceği için kaygı duyacak kadar şuura sahip olmak yeterlidir.

Birinci gerçek şudur ki; 

Bu alçakça yapılan darbe girişimi FETÖ'nün cuntacı teröristleri tarafından yapılmıştır. Arkasında başka güçlerin olması bu gerçeği değiştirmez. İster CIA ister BND isterse MOSSAD olsun bu Fetullahçı terör örgütü ve onun cuntacı teröristlerinin yaptığı katliam ve ihanetlerin ülkede yarattığı savaş halini gölgelemez. Aksine emperyalistlerin emri ile kendi vatandaşını katledecek kadar hain ve canavar ruhlu olduklarının delilidir.

Din ve hizmet maskesi adı altında oluşturulan "İmam'ın Ordu'sunun" Türk Ordu'suna ve devletine açıktan savaş ilanıdır. "Bu bir tiyatrodur" veya "biz bilmiyorduk aldatıldık" gibi gerekçeler başımıza dökülen bombalar ve şehit edilen 239 Can'ımız gerçeğini değiştirmez. Bombalar, kurşunlar, tanklar gerçekti. Bunları kullananlar ise Fethullahçı sözde hizmet erleriydi. 15 temmuz; Tarikat-Cemaat yapılanmasının Nasıl bir katiller sürüsüne dönüştüğünün gerçeğidir. Eğer başarılı olsalardı fişledikleri 20 milyon kişiyi nasıl bir akibet beklediği 15 Temmuz'da gördük.

İkinci gerçek ise;

Türk milletinin gösterdiği mukavemettir. Tek yürek, tek bilek, tek ses olduğumuz gerçeğidir. 15 Temmuz yalnız fetöcü katillere değil, bütün düşmanlara verilen; en iyi savunma, karşı koyma, direnme mesajıdır. Gerektiğinde Türk milletinin tarihte olduğu gibi nice kahramanlar çıkaracağının gerçeği 15 Temmuz'da tekrar tescillenmiştir.

“Sahte Hollywood Kahramanları” değil “gerçek Kahramanların” tarih sahnesine tekrar çıktığına şahit oldu bütün dünya. Yüzlerce örnekten sadece bir tanesi bile gerçek kahramanlık numunesidir. O da; Astsubay Ömer Halisdemir'dir. Cuntacı general Semih Terzi'yi öldürerek çok önemli bir birim olan Özel Kuvvetler Komutanlığını savunmuş, teslim etmemiştir. Vatanı için hiç tereddüt etmeden ölümü göze alarak şehit olan Ömer astsubay şu gerçeği haykırmıştır: " Ölürüz ama teslim olmayız."

Bu gerçeği bütün dünyanın bir daha bilmesi gerekirdi ve bunu Ömer astsubay ve 239 şehit tekrar haykırdı. 15 Temmuz'da fetöcü cuntacılara karşı vatan savunmasında hayatlarını kaybeden bütün şehitlerimize rahmet Gazi'lerimize Şifa diliyorum.

Dip not olarak;

15 Temmuz iç siyasetten bağımsız olarak değerlendirilmesi gereken milli bir meseledir. Vatanımıza karşı girişilen saldırıya partili partisiz herkesin topyekun karşı koyma bilincidir. Bu bilinç Türk milletinin karekteristik özelliğidir.

 Çıldır'lı Aşık Şenlik'in dediği gibi:

"Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana."