TÜRKLÜK SEVGİSİ VE GANİRE PAŞHAYEVA!
Hatırlayacağınız üzere geçtiğimiz yıl Prag`da bir toplantıya katılan Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev Ermenistan liderinin Türkiye aleyhindeki mesnetsiz konuşmalara aynen şu cevabı vermişti.
“ Türkiye burada yok ama ben varım ne diyeceksen bana de”
Aslında bu anlamlı mesaj Sayın Aliyev`in sadece kişisel tepkisi değil Türk Dünyası`nın Türkiye`nin meselelerine ne kadar candan, kandan baktığının özetidir.
Bu bakışın en siperhane, en çalışkan, en candan yürek atan ve en cesurlarından biri de Azerbaycan`ın değerli milletvekili Ganire Paşhayeva`dır…
Paşhayeva`yı tanıyanlara onun Türk Dünyası, Türkiye sevgisini anlatmam yersizdir elbette ama onun son yaptığını sıcağı sıcağına sizlerle paylaşmak isterim.
Strasburg`da, AKPM Genel Kurulunda Türkiye ile ilgili tartışmalarda söz alan
G. Paşayeva aynen şu konuşmayı yapmıştır..
“Değerli Meslektaşlarım;
Sık sık Türkiye’de bulanan, hazırlanan raporda adı geçen bölgeleri de bizzat gören bir insan olarak şunu açıkça belirtmeliyim ki, Avrupa terörle mücadele konusunda Türkiye’ye yeteri kadar destek vermiyor! Hatta bazı Avrupa ülkelerinde, Türkiye aleyhine çalışan, Türkiye’de terör saldırıları düzenleyen eli kanlı terör örgütlerine açıktan veya gizlice destek veren grupları ve onların eylemlerini büyük bir üzüntüyle ve ibretle izliyoruz. “Terör” her şeyden önce insanlık aleyhine cinayettir. O halde şimdi üzerinde çalıştığımız raporda da, Türkiye’de faaliyet gösteren ve son 40 yılda 30 binden fazla insanın hayatına mal olan bir terör örgütüne de açıkça “terör örgütü” denilmesi gerekir. Bu konuda çifte standartlara geçit verilmemesi lazımdır. Bu nedenle AKPM üye ülkelerin, yaklaşık yarım asırdan beri terörle mücadele eden Türkiye’ye, bu haklı mücadelesinde daha çok destek vermelidirler. Çünkü Türkiye’de sadece son bir kaç ayda, raporumuzda da belirtildiği gibi, terörle mücadele çerçevesinde yapılan operasyonlarda 458 güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiş, 3321 kişi de yaralanmıştır.
Ben Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde birçok şehit yakını ile yüz yüze görüştüm. Bu görüşmeler esnasında ise terör mağduru insanların yakınlarının, AKPM de dâhil, pek çok Avrupa kurumuna karşı güvenini yitirdiğine tanık oldum. Bu acı gerçek ile hepimizin yüzleşmesi gerekmektedir. O insanlar, Avrupa’nın Türkiye’ye karşı çifte standart uyguladığını düşünüyorlar. Bu gün AKPM buradan teröre karşı her zaman Türkiye’nin yanındayız mesajını vermesi gerekmektedir.
Hazırlana raporda PKK terör örgütüne silah bırakma çağrısı var. Biz bu çağrıyı alkışlıyoruz. Silah bırakması için terör örgütlerine baskı da yapılmalıdır. Bu örgütler bu silahları nereden alıyorlar? Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında yaptığı operasyonlarda terör örgütlerinden ele geçirdiği silahlar, aslında bize çok şey söylüyor. Bizler buradan çağrıyı, terör örgütlerine silah, para ve politik destek verenlere de yapmalı ve onlara: “Artık yeter! Teröre destek vermeyi bırakın” diye seslenmeliyiz.
Değerli meslektaşlarım;
Teröre destek veren kişiler, gruplar hiçbir gerekçe ile savunulamaz. Teröre, açık ve ya gizli, destek veren herkesin adalet karşısında hesap vermesi için hep birlikte çalışmalıyız. Bu konuda çifte standartlı bir yaklaşım olamaz. Aksi halde dünyadaki terör olayları daha da artacak, insanlığı ve medeniyetimizi tehdit eder hale gelecektir.
Değerli meslektaşlarım,
Burada yapılan bazı konuşmalara katılmıyorum, doğru değil. Söylemek istiyorum ki, raporda adı geçen bölgelerden biri olan Diyarbakır’da, 28 Mayıs 2016’da 558 Milyon TL'ye mal olan 116 projenin toplu açılış töreninin yapılması; aynı zamanda raporda adı geçen diğer bölgelere yapılan yatırımlar, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hiçbir etnik ayrım gözetmeksizin bütün vatandaşlarına eşit şekilde sahip çıktığının göstergesidir. Türkiye’yi görmüş her kes çok iyi bilir ki Türk milleti ile Kürt halkı arasında hiç bir sorun yoktur. Yüzyıllarla beraber yaşadılar. Her kes çok iyi bilir ki Türkiye devletinin de Kürt halkı ile hiç bir sorunu yoktur. Bu sorunu yaratmak isteyen terör örgütleri ve bazı dış güçler var. Bunu çok iyi görmeliyiz, görüyoruz ve Türkiye’nin terörle mücadelesine daha büyük destek göstermeliyiz. Ve ben Asamblemizi buna çağırıyorum.”
Bu konuyu sizlerle niye paylaştım?
Türkiye`ye olan sevgi, onu sahiplenmenin kendi bünyesi dışında koskoca bir coğrafyada nasıl olduğunu anlatmak için.
Cumhurbaşkanın`dan milletvekiline, yazarından sokaktaki halkına inanın Türkiye`yi Türkiye`lilerden daha çok seven muazzam bir dış Türkler dünyası var.
Bu coğrafyaları gezmeden inanın ne denek istediğimi anlamanız zordur.
İnsan diyor ki, bir göç politikası yap ve bütan Kafkasya halklarını Türkiye`ye yerleştir ve ikinci kavimler göçünü yaratarak bu sevgi ile Anadolu`yu yeniden Türkleştir.
Yukarıda anlattığım Türkiye dolayısı ile Türk sevgisi kendilerini “TÜRKİYELİ” diye tanımlayanlara, yediği ekmeğe, atalarının gömüldüğü topraklara tükürenlere, kan kusanlara bir ders niteliğindedir… Tabii anlayana.
Sizin çifte standartlı AB liderleriniz varsa bizim, kardeş yürekli Aliyev`lerimiz var.
Vesselam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.