Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

Türkiye'de en büyük işgal zihinlere yapıldı!

Türkiye'de en büyük işgal zihinlere yapıldı!

-Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle, “Biz Cezayir'den çekileceğiz ama yerimize bıraktığımız yönetici elit, bizim çıkarlarımızı bizden daha iyi koruyacak”

-İngiliz Maculay "İngiliz kültürünü Hindistan'da öyle yayacağız ki kan ve renkleri Hintli zevk, görüş, zihinleri İngiliz gibi olacak"

Bu ve bunun gibi örnekleri çoğalta biliriz.
Sömürge devletlerinin tarihleri böyle şereften yoksun gerçeklerle doludur.

Bu gerçekleri ile yola çıkanlar bunda bir asır önce Anadolu’yu Türksüz bırakmak için harekete geçmişlerdi.

Bu işgal planını öyle bir gecede karar alarak yapmamışlardı.

Yaklaşık iki asır boyunca Türkü kendine düşman, dinine düşman, vatanına düşman hale getirmek için çırpındılar.

O çırpınmaları nihayet 3 kıtaya adalet dağıtmış kos koca medeniyetin sonunu getirdi.

Biz buna ZİHİNSEL işgal diyoruz.

Fiziksel işgale giden yolun en önemli temeli, işgal edilecek ülkenin aydınına hükmetmektir.

Nitekim Osmanlı yılanlar masasında meze olduğunda, o masaya batıcı-mandacı-teslimiyetçi tipler ele geçirilmiş zihinleri ile, mankurtlaşmış ruhları ile hizmet etmekteydiler.

Yani Osmanlı sadece topla, tüfekle, askerle ve tankla yakılmadı, asıl zihinsel kodlarını aşağılık aydın kompleksleri ile yabancılara teslim ederek, onlara hizmet ederek yıkıldı.

İşte 30 Ağustos Zaferi zihinlerini, ruhlarını işgal kuvvetlerine teslim etmeyenlerin, o kuvvetleri vatan topraklarından kovdukları gündür.

Bu günün anlamını, bu tarihlerde yeniden anlamak ve daha görkemli bir halde yad etmek gerekir.

Zira topraklarımızı cephe ile ele geçiremeyenler, insanlarımızı tek tek ele geçirmiş durumdadırlar.

Bu yüzdendir ki, TV’ler bizden değil.
Bu yüzdendir ki; ahlaksızlık, rüşvet almış başını gidiyor, 
Bu yüzdendir ki, şehit cenazeleri sloganlara kurban ediliyor, 
Bu yüzdendir ki, teröristler “adil yargılanma” adı altında kahraman ilan ediliyor.

Ve yine bu yüzdendir ki;
Biz de Yunan’dan daha Yunan,
İngiliz’den daha İngiliz,
Fransız’dan daha Fıransız…

Avrupa’dan daha Avrupal  olan tipler e “AYDIN” diyorlar.

Çıktığı kabuğun kompleksini yaşayan aydının vereceği ışığa tüküreyim.

Ülkemiz de bugün zihnini yabancı eserlerden beslemeyen kaç insanımız kaldı ki sizce?

Yabancı eserlere, devletlere, milletlere kompleksleri ile hayranlık duyanların vardıkları noktaya GAFLET denir,

Bir sonrası ise, İHANETTİR.

Bu gaflet sahipleri ülkelerinin  çıkarlarına ne varsa onun karşısında durmayı entelektüellik saymaktadırlar.

Bu yüzden ülke mesellerinde asla iki kelam etmemektedirler.

Sıkıştıkça da insani bir erdemi kullanırcasına  “savaşa hayır”  diye slogan atmaktadırlar.

Savaşa evet diyen kim varsa?

İyi de bugün ;
-Doğuda Ermenistan ile
-Batıda Yunanistan ile
-Güneyde ve içte terör örgütleri ile
-Akdeniz'de BAE, Fransa, İsrail, Mısır anlaşması ile 

Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi varlık mücadelemiz var.
Zihinlerimizi işgal ettiğini düşünenler bizi sınırlarımıza hapsedip, bir sonraki hamlelerini yapacaklar. 

Ne diyelim, susalım medeniyet mi dilenelim.

Evet işgal  ele  geçirmedir. 
İşgal  etme bir yeri,  durumu ve konumu elde  etmedir.    

Fakat bu işgali gerçekleştirmenin yolu bireysel hazinelerden olan  zihnin  başkaları tarafından ele geçirilmesidir.

Ne  acı ve kötü  değil mi?  
Kendimize ait   bireysel hazinenin bir  başkası  ya da    başkaları tarafından  kullanılıyor olmuş olması. 

Bu kullanılma ülkemiz de;
-Cemaatler çeklinde,
-Batılılaşma şeklinde,
-Din üzerinden asimilasyon şeklinde ülkemiz de hızla yürütülmektedir.

Bu işgallerin en büyüğü aslında hiçbirimizin karşı olmadığı demokrasi, insan hakları, özgürlük, kardeşlik gibi kavramların içi boşaltılarak ve bu kavramların arkasına sığınılarak gerçekleştiriliyor. 

Bugün Türkiye kara sularında hâkimiyet mücadelesi veriyorsa bunu yarın, kara parçalarında vermemek için yapıyordur.
Bu mücadelede dikkat edilmesi gereken  en önemli şey zihinlerini gafletten öteye teslim etmiş iç unsurlarımızdır.

Ülkemiz kalkınmasına yönelik her hamle yaptığında 
dün FETÖ, PKK ile ülkemiz varlığımıza kast edenler bugün  “adil yargılanma” adı altında “terörist” seviciliğine çanak tutmaktadırlar.

Teröristin sicilini açıklamama gerek yok her halde.
Bütün suç delilleri sabit, bütün deliller onun ömür boyu mahkûm olmasına işaret ediyor.
Eee  bağlı olduğu örgüt ondan nasıl faydalanacaktı?
Elbette öldürerek ve devleti suçlayarak.
İçeride 20 yıl sonra ölecek birinin onlar için hiçbir önemi yok.
Onlar taraftarlarını yok ederek “kahraman” eden adını tarif edemeyeceğim bit mahlûkat geleneğinden geliyorlar.
.
Şu TERÖRİST üzerinden "adil yargılanma" sloganı atmaya devam edenler...
Hiç mi ibret almazsınız oruçlu bir savcıya kıyan, açlıktan gitti…

Adil yargılanmaya bu bir örnek değil midir?

Evet, merak etmeyin, bu millete ihanet eden herkes gittiği yerde mutlak en adil şekilde yargılanacaktır.

SONUÇ;
Evet,  Türkiye'de en büyük işgal zihinlere yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.

Bizler aklını, kalemini, kelamını Türk Milletinin bekasına adamış bir avuç yazar olarak bu zihinsel işgale karşı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Ne mutlu TÜRK kalabilene.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi