Taha Can Gürlek

Taha Can Gürlek

Survivor: 2023 seçimleri

Survivor: 2023 seçimleri

2023 yılında seçmenin yüzde 51’inin Y ve Z kuşakları olması durumu ile karşı karşıyayız.

Hal böyle olunca, ilerleyen günlerde bu durumun daha fazla ülke gündeminde yer alması ise kaçınılmaz olacaktır. Bu durum ise birçok açıdan derin analiz gerektirecektir. İşin derin analiz kısmını akademisyenler ve araştırma şirketleri yapadursun, ben daha çok sığ bir yorum ve fikir beyanıyla yetineceğim. 

Soruna Y Kuşağından başlamak gerekirse: bu kuşağın ciddi bir kısmı “işsizlik” meselesinden ana babaları ile birlikte çok çekti; çekmeye de devam ediyor. Ve maalesef bu kuşak iş bulmak adına aileleriyle birlikte “yanardöner” oldular. Memur olabilmek, belediyelerde iş bulabilmek ve hatta özel sektörde iş bulabilmek için rüzgârda savrulan Y Kuşağının azımsanmayacak durumda olduğunu unutmamak gerekir.

Z Kuşağını oluşturan kitle ise baskı ortamlarından bunalıp isyan etseler dahi kandırılmaları Y Kuşağına nazaran daha kolay olacaktır. Bugün öğretim kredisine zam yapılsa, fazladan internet paketi verilse, ücretsiz “Netflix” aboneliği dağıtılsa oylarını büyük oranda almak mümkün. Hatta şu an herhangi bir siyasi parti üniversite girişlerinde kolaylık vaadinde bulunsa, başka seçim çalışması yapmasına bile gerek kalmaz. Çünkü bu ülkenin geleceği, sonunda diploma alarak işsiz kalacakları bir sistem içinde kemirilmektedir.

İki kuşağında öne çıkan benzer noktaları ise ergenlik dönemlerinde verdikleri aile içi bireysellik ve özgürlük savaşının aile dışında da iktidara çarpmış olmasıdır. Eski kuşaklarda bu sorun direniş sonucunu getirirken, Y ve Z kuşaklarında aidiyet duygusunu körelterek bencilleştirmiştir. Hal böyle olunca menfaatleri okşandıkça ses etmeyen, baskı gördüklerinde ise “Aman elimizdekinden de olmayalım!” diyerek susan bir gençlik meydana getirildi. 

Şimdi Z Kuşağının ne kadarı sandığa gider konusunun iyi analiz edilmesi lazım:

Y ve Z kuşaklarının tamamının aynı yönde oy verme yönelimi sergilemeyecekleri su götürmez bir gerçek fakat öyle tahmin ediyorum ki büyük bir kısmı oy verme konusunda benzer bir eğilim sergileyecektir. Oy verme eğilimini bugün dahi etkileyen en önemli faktörler: Mezun işsizliği, mevcut kapalı toplum yapısı, özgürlükler ve çağa ayak uydurmaktır. Çağın gereksinimlerinden geri kalan ve ciddi anlamda çalışarak hiçbir şey sahibi olmayan bu kuşaklar gelecekte de bu durumun değişmeyeceğinin farkında olarak sandığa gidecek yahut gitmeyecektir.

Seçim günü yaklaştıkça olaylara daha özgürlükçü ve faydacı bakan kuşaklar seçim analitiğini büyük ölçüde değiştirecektir. Bu durumda siyasi partilerin varlıklarını tehlikeye sokacak ve siyasi partileri “Survivor” benzeri durumlar içinde bırakacaktır. Eğer siyasi partiler mevcut durumlarını korumak ve sürekliliklerini devam ettirmek adına 2023 yılı ve sonraki dönemler için istediklerini elde edebilmek istiyorlarsa, şimdiden parti içerisindeki kadrolara Y ve Z kuşaklarını hızlıca ve bolca şarj etmeli, yeni nesil açısından “geri kafalı” olarak tanımladıkları “dinozorları” tasfiye etmelidirler.

İster kabul edilsin ister kabul edilmesin, Y ve Z kuşakları ilerleyen günlerde iyi ya da kötü, menfi ya da müspet bir değişime sebep olacak…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Taha Can Gürlek Arşivi