Selçuk Bayraktar'ı Nuri Paşa gibi kurban etmeyelim!
Osmanlı İmparatorluğu’nda savunma sanayii, 18’inci yüzyıldan itibaren Avrupa’daki teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmaya başlamış ve Birinci Dünya Savaşı esnasında da etkinliğini büyük ölçüde yitirmiştir.
Dolayısıyla Cumhuriyet, Osmanlı’dan ciddi bir altyapı devralamamıştır.
Sanayileşme devrimi ile yıldızı parlayana Avrupa devletleri bu konuda sanayinin merkezi olmuş, bizim gibi ülkeler de pazar konumuna gelmiştir.
İşte ogün bugündür aslında ülkemizde yaşanan en önemli sorunumuz kendi savunma sanayimizi oluşturamamamızdır.
Cumhuriyetin kuran irade başından beri bu duruma çok önem vermiş ve “Güçlü ordu, güçlü Türkiye” gerçeğini hayata geçirmeye çalışmıştır.
1923-1950 arası hava, kara, deniz olmak üzere irili ufaklı yaklaşık 20 fabrika açmıştır.
1950-1980 arası özelikle Kıbrıs çıkarması döneminde yaşadığımız sıkıntılardan dolayı kendi üretimlerimize yönelmiş 20’den fazla önemli yatırımlara imza atmışız.
1980 sonrası Özal’la bu alanda yeni açılımlar başlasa da 90’lı yıllarda yavaşlama başlamıştır.
2000’li yıllardan sonra ise özelikle terör belasıyla sınanmamız, Ortadoğu da yaşanan BOP gelişmelerinin bizim kapımıza kadar dayanması artık bun alanda daha da millileşmemizi zorunlu kılmıştır.
Aslında her dönem millileşme hamlesi yaptık ama sonuca her yaklaştığımız da başımıza bir şeyler geldi.
Hele hele savunma sanayimizin kurucusu kabul edilen o muazzam paşamızın başına gelenler bize bu coğrafyalarda kader biçenlerin niyetinin özetidir.
Nuri Paşa!
Bakü kahramanı.
Enver Paşa’nın kardeşi.
Sayısız savaşa girmiş, göğüs gögüse savaşmış.
Sürgünler yemiş, büyük sıkıntılar yaşamış.
Dünmüş, dolaşmış vatan sevdası onu Cumhuriyet döneminde sonra, özel sektör olarak yerli harp sanayisinin gelişmesine ve Türk ordusunun ateş gücünün artırılmasına katkı sağlayan ilk girişimcilerden biri yapmıştır.
Kaderini de böyle noktalamıştır.
Vay sen misin yerli silah üreten?
Bir gün fabrikası havaya uçuruldu!
Öyle bir pusu kurmuşlardı ki, fabrikada birkaç kere patlama oldu.
Aralarında Nuri Paşa’nında bulunduğu 27 kişi hayatını kaybetti.
Paşanın cesedi tam parça bulunamadı.
Namazı kılınmadan defnedildi.
Parçalarının bulunması 4 yıl sürdü.
4 yıl sonunda bir çocuk tabutuna konularak namazı kılındı ve yeniden defnedildi.
Mezarı ise yarım yüzyıl sonra Azerbaycan’dan onu sevenlerin girişimi ile yapıldı.
Nuri Paşa'nın da ölümüyle sonuçlanan fabrikadaki patlamayla ilgili kapsamlı itfaiye ve adli tıp raporlarının halen kayıptır.
Sadece Nuri Paşa mı?
Ne zaman ki yerli bir hamlemiz oldu onun mimarları bir şekilde yok edildiler.
Hatırlayın daha geçtiğimiz yıllarda ASELSAN mühendislerimiz ilginç olaylara öldüler.
Şimdi devlet özelikle son 10 yıldır savunma sanayinde yerli ve milli olmakta çok önemli işler yapmaktadır.
Bu işlerde özel sektör olarak bir isim ön plana çıkmaktadır ki, adeta bir kesim tarafından özelikle üzerinde oyun oynanmaktadır.
Kimdir bu kişi?
Türkiye’nin ilk milli S/İHA Sistemi Bayraktar TB2’nin mimarı olan Selçuk Bayraktar.
Baykar Teknik Müdürlüğü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevlerini yürütmektedir.
Son Suriye operasyonlarımızda ve terör operasyonlarımız da onun ürettikleri dünya devlerinin takibine girdi.
Peki, niye adaşım hedef?
Niye olacak Cumhurbaşkanının damadı diye.
Her olayda bir kusur arayanlar sırf bu durumundan dolayı mı Selçuk Bayraktara vuruyorlar?
Elbette hayır.
Tek amaçları var Nuri Paşa’nın yaşadığı sonu sosyal yönden Selçuk beyde yaşasın.
Çünkü hedef Selçuk Bey değil, ürettikleri.
Selçuk beyin ilk etapta Cumhurbaşkanının damadı olması dolayısı ile hedef seçilmesi talihsizliği gibi görünse de bence en büyük avantajı Paşa gibi yalnız değil.
Belki de bir insanın devletin en üst makamındakinin damadı olmasına ilkkez bu kadar çok seviniyorum.
Nedeni yaptıkları ile açık değil mi?
Evet, o damat olsa da halk ona FERİT gözü ile bakmıyor.
Enver gözü ile bakıyor.
Ferit’te damattı, Enver’de.
Biri cephede de şehit düştü, diğeri ülkeden kaçtı.
Selçuk Bey tıpkı Enver gibi cephe savaşında ve hepimizin ona destek vermesi vatan borcudur.
Gelin onu çirkin siyasete kurban etmeyelim, bırakın işini yapsın.
Damatsa damat bize ne.
Belki de bu durumu Allah’ın bu ülkeye bir lütfu.
Zira yapılanlar ortada görünen gerçek, fitne gerektirmez, tebrik gerektirir.
Biz o erdeme bu yazımızda imza attık işte.
Yolun açık olsun adaşım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.