RAMAZAN KADİROV ÇEÇEN Mİ?
RAMAZAN KADİROV ÇEÇEN Mİ?
Ramazan Kadirov`un `Çeçenistan Devlet Başkanı` sıfatı ile Türkiye`ye karşı tehditleri bizlerin umurunda değildir.
Ve bu durum asla bizlerin Çeçen kardeşlerimizi sevmemize ve haklı mücadelelerinden yanlarında olma isteğimize zerre kadar gölge düşürmemiştir.
Zira Kadirov`un ne Müslümanlıkla, ne Mücahitlikle alakası olduğuna inanmaktayım.
O Rusya`nın Çarlarıyla, Kızıl ordusuyla, Lenin’iyle ve Stalin’iyle silahlı mücadele ile başaramadıklarını içten ihanetle başarmış ve Çeçenistan`ın hürriyetini Rusya`nın emrine sokmuştur.
Hem de kendi kanından olanları Ruslarla birlikte tek tek suikastlarla öldürterek.
Çeçenlerin tarihine bakarsanız son nefer, son nefes kana kadar hürriyetleri için savaşmış ve Ruslar karşısında hiç kaybetmemişlerdir.
Gerçek Çeçen yürekleri Rus’u egemen olarak asla kabul etmemişler ve teslim olmamışlardır.
Ta ki Kadirov`ların ihanetine kadar!
PUTİN dönemi ile başlayan Çeçenlere karşı topyekûn kıyım nihayetinden belirli bir sonuca ulaşmış ve Rusya ikinci Çeçen savaşında zafer kazanmıştır.
Zafer sonrası Putin`in yaptığı ilk işi direnişin bir daha başlamaması için kaleyi içten çökertme taktiğini harekete geçirmek oldu.
Bunun için bir haine ihtiyaç vardı ve Putun bunun için Ahmet Kadirov`u seçti ve devlet başkanlığı görevine getirildi.
Ahmet Kadirov I. Çeçen savaşında müftü idi.
Ahmet Kadirov aslında hiç mücahit olmamıştı, o Rusya`nın içerideki ajanıydı.
Nitekim göreve getirildiğinde Çeçen`ler bu durumu kabul etmedi ama savaştan bıkmış bir halde bu durumu kabul etmek zorunda kaldılar.
Bir süre sonra Ahmet Kadirov bir suikastla öldürüldü.
Cinayetin bütün delilleri PUTİN`i gösterdiği halde, PUTİN timsah gözyaşları ile ile Ahmet Kadirov`un cinayetini muhalif Çeçenlere yıktı ve alel acele yeni devlet başkanı Ahmet`in oğlu olan Ramazan`a devretti.
Yani babasının katilinin elinden devlet başkanlığı görevini aldı.
Başkanlık tebliğini spor kıyafetlerde alan Ramazan göreve gelir gelmez Rusya`ya sadakatini her hareketinde tescillemeye başladı.
Karşılığında servet sahibi biri olmuştu.
Ramazan Kadirov dışarıya karşı şer-i hükümleri uygulamak isteyen bir Müslüman ve savaşı durduran bir kahraman olarak sunulurken, özel hayatında oldukça israfçı ve dinin hükümleri dışında oldukça günahkar davranıyordu.
Buraya kadar Rusya`nın iç içlerinde ustalıkla davranması olarak olayı değerlendirebiliriz, ama Kadirov`un kalıcı olabilmesi için Rusya dışına da servis edilmesi lazımdı.
Bu servis edilmede Kadirov`un iyi bir Müslüman olduğunu, Çeçenlere huzur, İslam dünyasına barış getirdiğini vurgulamak gerekiyordu.
Bu servisin yapılacağı ülke elbette ki Türkiye idi.
Çünkü Rusya`ya karşı Çeçen savaşında net tavır alan ve Çeçenlere her türlü desteği veren ülke Türkiye idi.
Dolayısı ile Osmanlı`nın dağılma sürecinden tutun bugünü kadar Çeçenlerin ikinci vatanı Türkiye olmuştur.
Bilin bakalım bu görevi kim üstlendi?
Elbette ki `Türkçü` diye eline kalemini alan gazeteci Seyfullah Türksoy.
Seyfullah Türksoy muhteşem sunum, mükemmel kurgu ile Kadirov`un ne kadar Müslüman, ne kadar halkını seven bir adam olduğunu anlatıyordu.
Bakın Kadirov`u bir cami yaptırma hikayesinde nasıl anlatmış İpek yolunun fakir televizyoncusu Türksoy bey ; ” Türkiye’den sonra en çok Osmanlı-Türk Camisi Çeçenistan’dadır ve bu camilerin hepsi son 5 yıl içerisinde Ramzan Kadirov tarafından yaptırılmıştır. Bu anlamda, Türkiye’nin Çeçenistan’a ve Ramzan Kadirov’a bir teşekkür borcu vardır. Çeçenistan eğer Türk camileri yerine Arap veya İran camileri yapsaydı, ilgili ülkeler bu camilerin finansmanını bile karşılarlardı. İnanın Türkiye’de bu işin hamasetini yapan sahte mücahitler bile Ramzan Kadirov’u yere göğe sığdıramazlardı. Nedense Osmanlı ve Türk kavramları en çok da bu kesimi rahatsız ediyor. O nedenle Osmanlı-Türk mimarisiyle yapılan camiler, medreseler bu köksüz ve ruhsuz insanların çok umurunda değildir. Çeçenistan’da hiç kimse Türkiye’den finans desteği falan beklemiyor. Çeçenistan, Balkanlardaki ve bazı Orta Asya ülkelerindeki gibi Türkiye’ye avuç açıp yardım isteyen bir ülke değildir. Tam tersi, etrafındaki diğer ülkelere de yardım eden kudretli bir devlet haline gelmiştir. Ramzan Kadirov, Çeçenistan’da çok sayıda Osmanlı camisi yaptırdığı gibi Kazakistan ve Kırım’daki Müslümanlar için de birer Osmanlı Camisi yaptırıp hediye etmiştir. Şunu çok net ifade ediyorum: Devlet yetkililerimizin Türk dostu Çeçen kardeşlerimize ve Ramzan Kadirov’a bir teşekkür borcu vardır. Bu açılışlarda Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisinin olmaması da Türkiye’nin ayıbıdır ve törene katılan Türk heyetini mahcup etmiştir.”
Bu övmeler bu methiyerek uzayıp gitmektedir.
O bunları anlatırken Türkiye`de her ay bir Çeçen sığınmacı, eski komutan, mücahit suikastlarla öldürülüyordu.
Merak edilen şudur; Seyfullah Türksoy methiyeler düzdüğü, Türkiye`nin dostu dediği, Kadirov`un Türkiye`yi açık açık tehdit etmesine ne diyecektir?
Bu durumda Kadirov`la olan ilişkisini REİS dediği Cumhurbaşkanı Erdoğan`a acaba nasıl izah edecektir?
Peki Ramazan Kadirov Çeçen midir?
Asla değildir.
Zira bir millete ait olmak için sadece kan bağı gerekmez, ruh bağıda lazımdır.
Ramzan Kadirov mefkûresini yani ruhunu satmıştır.
Mefkûresini satanlara ise insan demek bile zordur.
Ve 300.000 masum insanı acımasız metotlarla katledenlerle kol kola devletçilik oynayan kuklalar, ihanetlerinin ve Türk Milletini tehdit etme cesaretlerinin bedelini elbette ki Şeyh Şamil`in torunlarına bir gün vereceklerdir…
Vesselam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.