ÖZERKLİĞE` DOĞRU-1
ÖZERKLİĞE` DOĞRU-1
Türkiye Cumhuriyeti kurulurken vatandaşlık kavramını Anayasanın 10. Maddesine bağlayarak tanımlamıştır.
Bu madde şöyledir;
Hekres, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düçünce , felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebepler gözetmeksizin kanun önünde eşitti.
Bundan evvel cumhuriyet kurulurken asla ırkçılık üzerine kurulmamıştır.
Ülkenin kurucu unsuru Türk`ler olmasına rağmen kimseyi Laz, Çerkez, Boşnak, Arnavut, Kürt, Arap vb. gibi unsurlarla ayırmamıştır.
Yani bu şu demektir;Anasayal bağda bu ülkeye bağlı olan herkes vatandaş kabul edilir ve her türlü hakka sahiptir.
Bu gün AB kriterleri üzerinden DEMOKRASİ havarisi kesilenlerin getirdiği sözüm ona eşitlik yasaları bile Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki anlayış kadar değerli değildir.
Yaşadığımız olaylar da bunun kanıtıdır.
Cumhuriyet kurulurken ermeni,rum vb. dışında hiç kimseyi azınlık kabul etmezken biz bugün öz be öz Türk unsuru olan Alevi`leri bile bu ülkede azınlık kabul eden bir ırkçı anlayışla hak vermeye çalışıyoruz.
Bir ülkenin gerçek sahibine azınlık demek ırkçılığın ta kendisi değil midir?
Bu ırkçılık sayesinde bugün adına KÜRT SORUNU denen bir yıkım süreçi yaşamıyormuyuz?
Türkiye`de halkımızın ve özelikle aydınlarımızın kafalarına yerleşmiş olan bazı yanlış düşünceler vardır.
Bu yanlış düçüncelerden dolayı bugün Güneydoğu Anadolu ve Irak üzerinden ülkemizde başka bir devlet anlayışı peydahlanmış ve hızla hedefine yönelmektedir.
Bize yıllarca şu probagandalarla hükmettiler ve bizimde geldiğimiz sonuca inanmamızı istediler.
Dediler ki;
-Güneydoğu Anadolu Türkiye Cumhuriye`ti tarafından kasti bir şekilde ihmal edildi ve hiçbir yatırım yapılmadı.
Bu külliyen yalan, sinsi bir probaganda. Ankara`nın ortasında elektirik gitmemiş köyler varken Güneydoğu GAP gibi dünyanın en önemli yatırımına ev sahipliği yapıyordu.
Yine dediler ki;
-Bu bölgenin nüfus çoğunluğu Kürtler`dir ve bu yüzden burası ihmal edilmiş, kürtlere her türlü zulüm yapılmıştır.
Bu da külliyen yalan oranın nüfüs çoğunluğu asla Kürt`ler değildir. Kaldı ki bahsedilen gerçek Kürtlerse eğer onlar bizim öz ve öz akrabamızdır. Burada KÜRT diye bize yurtturulmaya çalışılanlar ermeni-fars-rus kırıntısı soysuz çıfıtlardır, hainlerdir. Burada asıl görev ise gerçek Kürtlere düşmektedir. Onlar bu sahte Kürt`lerden sıyrılmalı ve bülücü-terörist diye anılan millet şereflerini Antepli Kara Yılan gibi, Kıbrıs Şehidir Albay Karasosmanoğlu gibi hak ettiği yere getirmesidir.
Ve bu bölgede pek çok halk yaşar Türk, Kırmanç, Zaza, Arap v.d Bunların hiçbiride bir birinin dilini anlamaz. Buranın halkına KÜRT demek ilmi ve tarihi açıdan mümkün olmayan bir PANKÜRDİZİM saçmalığıdır.
Yine dediler ki;
-Bu topraklar Med`lerin, Pers`lerin Türkler buraya geldiğinde biz zaten vardır ve işi bizim atalarımızı kırdılara getirmektedirler.
Bu da bir saptırmadır. Türkler oraya geldiğinde sadece Büyük Roma imparatorluğu vardı, o topraklarda bir hak istiyorsa Roma istemelidir. Ozaman Diriltin Sezarı geçsin başınıza. Buda gösteriyor ki, ülkemizin bir bölümünü başka ülke yapmaya çalışanların genetik temelleri taaa Roma`ya dayanmaktadır.
Dediler ki;
Burası Güneydoğu Anadoludur ve Güney Kürdistan`ın bir parçasıdır. Bunun için kafalarına görede harita çiziyorlar, probaganda yapıyorlar... Devletin acizliiği mi sabrımı artık sız karar verin ile biz de bu teze inanıyor ve sessizce izliyoruz..
Bu asla kabul edilemez!
O topraklar Karahanllıların, Akkoyunluların, Osmanlının, Danişment Gazi`nin, Mengücek Gazi`nin, Bayatların, Barakların, Karakeçililerin... torunları olan yani bizlerindir.
O topraklar Misak-i Milli sınırına dahil edilen Musul-Kerkük`ün uzantısı topraklardır.
Ve Musul-Kerkük`ün Türkiye snırlarına dahil edilmesi bizim namus borcumuzdur.
Devam edecek...
Selçuk Düzgün
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.