`MÜJDE` de ki, `AR` !

Ahmet Hakan:Siyaset  yapmayı düşünüyor musunuz?

MÜJDE AR: Önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanlığı’na aday olacağım.

Ahmet Hakan;Nasıl olacak?

MÜJDE AR: Benim üniversite diplomam yok. Üniversite ikiden terkim. `Azerbaycan’dan dandik bir diploma alıp aday olacağım.`

Bu cümleler Ahmet Hakan`la Müjde Ar arasındaki röportajdan bir bölüm.

Yahu gelde şimdi sinemamızın kötü karekteri   `Coşkun`a hak verme?

Yıllarca soyunarak sanat yaptığını zanneden bir aşufte ile, İslami gelenekten gelip sosyeteye kendini kabul ettirmek isteyen bir sosyal sorunlu gazetecinın buluşmasından  işte böyle bir röportaj ortaya çıkar.

Ve bu röportajı da kimileri gülerek okur…

Kimileri dert eder, için için yanarak okurlar.

İçin için yanarak okuyanlar `Esir Türklere Hürriyet!` diyerek hayatlarını tüketen ve o Türklerinin hürriyetlerininde sonra mevladan bahşedilen kandaşlık bağını yeniden kucaklaşma ile  ilmek ilmek,  nakış nakış sevgi tohumlarıyla dokuyanlardır.

Zira dostluk köprüleri kurmak çok zordur, ama yıkmak çok kolaydır.

Siz canla başla çalabarsınız bardağın dolu tarafını göstermeye, hayatın güzel yanlarında birlikte olmaya…

Ama biri çıkar iki kelime eder ve tabiri caizse  işin içine eder.

O birini de çıkaranlar öyle bir seçerler ki, senin dostluk çığlıkların onun sinek pisliği cümlelerinin yanında yok olur gider.

Ve o birileri inanın bana cahilliğinden değil hainliğinden buna imza atmaktadırlar.

Bu tür çalışmalar sistemlidir, pisikolojik harp sanatlarının bir yansımasıdır.

Türkiye ve Türk toplumu maalsef bu türlere hep pirim yaptırmıştır.

Peki toplum bu hale nasıl geldi?

Hatırlayın bir zamanlar TV ekranlarında ` biri bizi gözetliyor ` diyer bir proje vardı ve maalesef hepimiz TV karşısına  geçerek  `Tülin'le Caner`in ` evlenmeleri için bu projeye reyting pezevenkliği yaptık.

Ve ülkede büyük bir "Tele Vole Kültürü "  oluştu. İşte o` kültür!`ün  sonuçlarıdır bugünki  izlediğimiz jenerasyon.

Türkiye malesef mevlanın kendisine bahşettiği Türk Dünyasını oluşturma  konumunda ne bireysel, ne devletsel olarak bir kültürel yapıya sahip değil.

Bu yüzden hep derim ki, `Türkiye`nin sorunların çıkış yolu, yeniden  Türkleşmesinden geçmektedir. Türk Mefkuresini hayatın her alanına yerleştirmesi gerekmektedir.`

Türklük nedir peki?

Kültürdür, ahlaktır, töredir, yasadır…ve bunları bir arada hayata geçirme cabasınada Türklük Mefkuresi denir.

Yahu soydan geçtik, hadi bizimle aynı soydan olmanız şart değil, iyi de insanlık paydasından hiç mi SAYGI çerçevesinde nasip almadınız?

Bir toplumu, bir devleti aşağılamak hem de o devletin, o milletin sana olan sevgisini bille bile bu kadar kolay olmasa gerek.

`Azerbaycan`da dandik diploma alırım `sen dersen ve bunun karşılığında başka biri kalkıp ben de `Türkiye`den …….alırım` derse bunun getireceği sonuç istiklal mücadelesinden daha zordur.

Müjde Ar`da ne kadar `AR` var bunu biliyoruz da,  zeka seviyesi ile yeni yüzleşiyoruz.

O muhattabımız değil ve  onu `buluğ çağı` çocuklarının  fantazi dünyasına tayin ediyoruz…

Ama bu röportajı yapan Ahmet Hakan`ın  ve yayınlayan gazetenin (eğer gözlerinden kaçmışsa ve bunun  bir hata olduğunu kabul ediyorlarsa  ) Azerbaycan`a bir özür borcu vardır.

Ve bunuda yerine getirmeleri her şeyden önce saygı gereğidir.

Ayrıca bu  ve  bunun gibi olumsuz yazıları,  röportajları  `milli` görünüm altında sürekli yayınlayanlar da iki ülke kardeşliğini bozmak isteyen bu pisikolojik harp ustalarına hizmet etmektedirler.

Yine ayrıca `DANDİK` lafına inanan ve bunun altına imza atanları Azerbaycan`ı bir kez ziyaret etmelerini, oradaki gelişmeleri görmelerini isterim.

Umarım `DANDİK DİPLOMA` meraklısı zihinse özürlü, cinsel obje ve onun kullanan sosyal vaka ne demek istediği mi anlamıştır.

Selçuk Düzgün