Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

HARAY HARAY MEN TÜRK`EM!

HARAY HARAY MEN TÜRK`EM!

HARAY HARAY MEN TÜRK`EM!


İran Devrim Muhafızlarına bağlı “Terhi-no” dergisi son sayısında İran’ın Güney Azerbaycan bölgesinde MHP ve BBP tehlikesini ele alarak MHP, BBP, Ülkü Ocakları ve Alperen Ocaklarını Türkiye’de Kahramanmaraş olaylarındı suçlu ilan ettmiş. 
 
 
BBP Eski Genel Başkanı rahmetlik Muhsin YAZICIOĞLU`na ağır hakaretlerde bulunan bu dergi Güney Azerbaycan Milli Hareketinin bu Ocaklar tarafından desteklendiğini  açıklamış.
 
Ve derginin Terhi-no dergisi Tebriz Hizbullah örgütü sorumlusu Ruhullah Becani` zamanı geldiğinde` fitnecileri İran’da yok edeceğiz`  diye tehtit savurmuş.
 
 
Bunlar bize çok yabancı cümleler ve saldırılar değil ama başkaları İran`ın ne demek istediği belki anlamamıştır diye bir kaç konunun altını çizmekte fayda var. 
 
 
İran denince ülkemizde bir çok kesimde şu savunmalar ön plana çıkmaktadır;
 
 
PEJAK militanlarını meydanlarda sallladıran, her türlü ambargoya rağmen “SİYONİST İSRAİL’e” haritadan silme uyarıları ile kafa tutan, Dünya’ya Hürmüz Boğazı’nı kapatacağı ve petrol sevkiyatını felç edeceği tehditlerini savuran, askeri gücü ve füzelerinin menziliyle herkese mesaj veren ve barışçı olduğunu vurguladığı nükleer güç edinme azmini herşeye rağmen sürdüren ve  hepimize hayaller kurdurmuş, mahalle kahvelerinde kendi değerinde  habersiz tiplere ilham kaynağı olmuştur işte bu İran.
 
 
Bu tabloyu yaratanların geçmişine ve şimdiki duruşuna dönüp baktığımızda karşımıza şu sonuç çıkmaktadır; İran  AMERİKA ve BATI’ nın ambargo kıskacında olmasına rağmen görünüşte  kendi dik duruşundan taviz vermemiş gibi görünmektedir.
 
 
Ve bununda reklamını da iyi yapmaktadır!
 
 
Bu reklama ayak uyduran ve İRAN`a  sempati duyan Türkiye`deki adı ` muhafazakar` kesim olan bir zümre oldukça fazladır. Oysa İslam Ahlak ve kurallarını bilen birinin İran`ın buna ne kadar uyduğu ile alakalı ciddi şüpheleri vardır.
 
 
İran`a sempati duyan milliyetçiler de vardır.
 
 
Kamu oyunda ise İran`ı sevmeyen kesim olarak `LAİKLER` göze çarpmaktadır.
 
 
Yani anlayacağınız ideolojiler buhranında sap ve saman bir birine karışmıştır,
 
 
Bu açıdan İran rejiminin gerçek düşman ilan ettiği net kesim ise yukarıdaki kesimlerdir.

Peki neden?
 
 
Çünkü yukarıdaki kesimler Türk Milletinin haklarının savunuculuğunu yapmaktadırlar ve Farslar`ın tarihi Türk düşmanlığına tehlike arz etmektedirler.

Bu düşmanlığın tarihi seceresine, yapılanmasına, ajanlık faaliyetlerine detaylı girmeyeceğim ama kısaca bu düşmanlığı daha iyi anlamanız için hemde bu çağda cerayan eden bir kaç mühim hadiseyi sizlere özetlemek isterim.

- 12 Mayıs 2006 Cuma günü İran Devleti’nin resmi yayın organı olan İran Gazetesi’nin çocuk özel sayısında “Hamam Böceklerinin Bizi Böcekleştirmemesi İçin Ne Yapmalıyız!” başlıklı bir makale ve karikatür yayınlanmıştı.  Karikatürün birinde çocuğun biri hamam böceği ile konuşmakta, yalnız çocuğun dilini anlamayan hamam böceği Türkçe “NEMENE?”  yani ``NE``  diye sormaktadır.

Burada açıkça Türkleri hamam böceğine benzetmekte ve temizlenme yöntemleri üzerinde aşağılık bir benzetme yapılmaktadır.

- İran’da Türk düşmanlığı tarih ve gerçekliğin ötesine geçerek efsane ve mitlere bile yansımıştır. Firdevsi, Şehname’sindeki Turanlıların Türkler olduğunu bizzat söylemektedir. Firdevsi Fars çiftçisinin Türk ve Arap’la karışmasının Fars köylüsünün bozulması anlamına geldiğini söyler (Şiirden çeviri)
 
 
“[Fars] çiftçi, Türk ve Arap’tan [öyle] bir soy ortaya çıkar [ki] ne çiftçidir, ne Türk’tür, ne Arap’tır.  Bu söz ancak oyundur [Maskaralıktır] demektedir.

- Yine Fars edebiyatında “Bu yol Türkistan’a gider” ifadesi “doğru yoldan sapmak” ve “Türktazi” [Türk’ün at koşturması] “zorbalık ve haksızlık” anlamına gelir. 

- Yine 1995 yılında Tahran Devlet radyo televizyonu tarafından “bir Türk’le evlenmek ister misiniz?”, “iş yerinizde bir Türk’le oda arkadaşı olmak ister misiniz?”, “sakinlerinin çoğu Türk olan bir mahallede oturmak ister misiniz?”, “bir Türk’le aile arkadaşı olup onu evinize davet etmek ister misiniz?” gibi Türklere hakaret edici sorular içeren bir anketin dağıtılmıştır.

- Tüm Fars ortamlarında anlatılan Türkleri aşağılayıcı fıkralar ve hatta artık deyim haline gelmiş “Türk-i her” [eşek Türk] ibaresi herkese malumdur. 

Bu kötü örneklerin sınırı yoktur!
 
 
Yani anlayacağınız İran edebiyatında bile Türkleri aşağılama sistematik bir şekle girip, tarih ve ders kitaplarında Türk’ün vahşi, çapulcu ve taşralı demek olduğu yazılmaktadır.
 
 
Buna rağmen siz hiç bir Türk`ün ağzında en azılı düşmana bile `eşek` lafı bulamasınız, edebiyat kitaplarında raslayamasınız.
 
 
Çünkü Türk`ün asırlık medeniyeti buna müsade etmez o medeniyetide Türk`ün karekteridir.

Ama tüm bunlara rağmen Türkiye`de` İslam` referans gösterilerek büyük bir İran hayranlığı vardır. 
 
 
Bu da Farslar`ın diplomasıyi, dini kullanan oryantal siyaseti nasıl ustalıkla gösterdiğinin bir delilidir.
 
 
Türk olmayan birisinin İran’da Türk karşıtlığının ne demek olduğunu anlaması zordur.
      
 
O zaman Türk olan herkesin “Haray haray [feryat] men Türk’em”,”Türk’ün dili ölen değil, Fars diline dönen değil” sloganlarını iyi öğrenip felsefi hayatına nakış nakış dokuması gerekmektedir.

Bu iş sadece MHP-BBP - Ülkü Ocaklarının- Alperen Ocaklarının meselesi değildir. 
 
 
Kendisine hareti reva görmeyen her Türk`ün ve dahi her  insanın meselesidir.
 
 
Türkiye artık `emperyalizim` darken bunun içine İRAN Şövenist düşüncesinide katarak sosyal, iktisadi, kültürül hayatına şekil vermelidir.
 
 
Selçuk Düzgün

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi