Mezhep fitnesi ateşi yakmak isteyen Cübbeli yine sahnede!
Cübbeli her zaman olduğu gibi yine mezhep taassubu üzerinden Şiayı hedef alarak Şiisiyle Ehli Sünnetiyle Müslümanların birlik dokusunu zedeleyecek Kuran'a, sahih sünnete muğayir sözler sarf etmiş ve kardeş iki ülke olan güzelim ülkemiz ile İran'ı karşı karşıya getirme amaçlı söylemler safsatasına kapılmıştır.
Selefilerin tarihinde kandan, zulümden, barbarlıktan, tekfircilikten, emperyalizme ve siyonizme emir eri ve maşa olmaktan başka bir şey göremezsiniz. Cübbeli her fırsatta Şia ile selefileri aynı kefeye bırakmasın ve karanlık ile aydınlık gibi birbirine taban tabana zıt olanları karıştırmasın!
Mezhepçilik bağnazlığı yapan Cübbeli Ehlisünnet âlimlerinin de naklettikleri "Kıyamet günü Ali ve Şiaları kurtuluşa erenlerdir" (Tefsiri Dürr'ul Mensur, cilt 8 sayfa, 538) hadisi şeriflerdeki Şia topluluğunun cennet ehli olduğu vurgulanmasına rağmen son günlerde cennet ehli bir topluluğu neden hedef gösteriyor? Acaba bu neyin alameti farikasıdır?
Dinler tarihi ve İslam tarihi boyunca dini kavramlar etrafında toplanan insanlar hep iki dine göre yaşadılar ve bugün de bu iki dine göre yaşamaktadırlar. Bu dinlerden bir tanesi "İNDİRİLEN DİN" diğeri ise "uydurulan din"dir. Uydurulan dinin mensupları İNDİRİLEN DİNİN mensupları ve inançları hakkında İlahi kriterlerle uyuşmayan birçok şeyi bugüne kadar dile getirmişler ve hepsinde de cevaplarını almış, susmuşlardır.
İslam tarihi boyunca olaylara, kişilere ve İlahi değerlere Kuran ve sahih kaynaklar ile değil de mezhepçilik, taassup, bağnazlık ruhu ile bakanlar Müslümanlar içerisinde daima kutuplaşmalara, hakkın batıl ile örtbas edilmesine, milyonların hak diye batıla, hurafelere inanmalarına sebep olmuşlardır.
Mezhepçi zihniyetin, İslam'a karşı babası ile birlikte yirmi bir yıl savaşan, savaşmakla kalmayıp şirk ordusunun komutanlığını yapan ve Mekke fethinde "Müellefet-ül Kulub" sınıfına giren Ebu Sufyan ve sonradan kral olan oğlu Muaviye'yi mümin kabul ettikleri sürece Şia hakkında çirkin söylemler pek değişmeyecektir. Zira onların istedikleri ilim şehrinin kapısı olan İmam Ali'ye lanetler eden ve ettirenlere, İslam'ın can damarları olan Ehlibeyti kesen katillere, zalimlere Şia'nın saygı duyması ve hazret demesidir. Onlar Şia'nın zalimlere, katillere asla hazret söylemeyeceklerini, saygı duymayacaklarını ve Şia'nın Hüseyni mektepte yoğrulduğunu bilmiyorlar galiba.
Dün ve bugün Cübbeli'nin eleştirerek, yerden yere vurduğu vahabiler her ne hikmetse Yemen'de kukla rejime kansız devrim yapan kahraman Yemen halkına saldırarak, günahsız insanları, bebekleri öldüren Amerika emperyalizminin kukla vahabi kralları, bir anda Cübbeli'nin gözünde ehlisünnet oluverdiler. (O gün yaptığı konuşmaları unutmuş galiba) Bu kıvırmanın sebebi nedendir acaba!
Haçlı ve siyonist ittifakları yıllardan beri Müslümanları bir birlerine düşürmek, mezhep savaşları çıkarmak ve Müslümanların birliğini bozarak Müslümanların kaynaklarını sömürerek, Müslümanları kendilerine köleleştirmek için her türlü yola başvurmuşlar ve bu uğurda her türlü kara propagandayı yapmışlar, içeriden ve dışarıdan bu amaca ulaşmak için ajanlar ve kuklalar tahdis etmişlerdir.
Cübbeli yapmış olduğu ayrıştırıcı, mezhepçi, taassupçu ve bağnaz vaazları ve tvitleri ile (bilerek yada bilmeden) onların hedeflerine destek vererek, tarihi boyunca Ehlibeytin nurlu velayeti, İmam Ali'nin adaleti, İmam Hasan'ın feraseti, İmam Hüseyin'in şecaati, İmam Zeynel Abidin'in ibadeti, İmam Muhammed Bakır ve İmam Caferi Sadık'ın ilmi… ile yoğrulan, tarihi boyunca zalim olmayıp, zulmü asla kabul etmeyip, zalime teslim olmayan Ehlibeyt sevdalıları hakkında gerçeklerle zerre kadar bağdaşmayan iftira dolu sözleri sarf ediyor ve Şiayı hedef gösteriyor. Yani tarihinde hiçbir zaman zalimlerden yana olmayan, katillere hazret söylemeyenler hakkında gevezelik yapıyor.
Cübbeli çok iyi bildiğini iddia ettiği Tirmizi'nin nakline göre Hz. İmam Ali'ye lanet ve küfür ettirmeyi valilerine emir vermiş ve atmış olduğu kötü temellerden dolayı kendinden sonra uzun yıllar bu meş'um sünneti devam ettirmiş olan kral Muaviye ve Emevî saltanatının düzmece yalanlarını ilim adına kürsülerde, tv lerde temiz ve saf Müslümanlara din-i Muhammediye diye yutturuyor. Çok iyi bir din bezirganlığı yapıyor ama etrafındakiler, vaizlerini dinleyenler bir türlü bunun farkına bile varmıyorlar.
Cübbeli ve emsalleri İslam tarihi boyunca Ehl-i Beyt'in irşadını, ilmini, nurunu, yolunu perdelemek ve engellemek için Emevici din anlayışına inananlar tarafından çıkarılmış yanlış söylemleri, ezberleri Hz. Peygamber söylemiymiş, sünnetmiş gibi anlatıp durmaktadır yıllardan beri. Hz. İmam Ali'nin buyruğuna göre; Onlar cahil toplulukların alimleri, alim topluluklarının ise cahilleridir" misali sadece Müslümanlar hakkında yaptığı beddualarına amin diyen cemaatine konuşacak kadar alimdir ve yine asla kendisi gibi hurafeleri akait manzumesi edinmeyen alimler ile tv lerde canlı yayınlarda karşılıklı münazarayı kabul etmeyecek kadar alimdir!
Allah, Ehlisünneti ile Şiası ile Müslümanların birlik ve vahdetini bozmak isteyenlere fırsat vermesin ve Müslümanların maddi, manevi, ilmi, askeri alanlarda birlik beraberlik içerisinde yaşayarak her geçen gün ilerlemelerini taktir buyursun inşallah.
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.