Kut'ül Ammare ve TSK!

Siz Kutü'l-Ammare savaşını bilir misiniz?

29 Nisan 1916’yı gösterdiği zaman tıpkı Çanakkale gibi diline, ırkına, memleketine bakılmaksızın Müslüman Osmanlı Ordusunun Irak’ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferin adıdır; Kut`ül-Ammare 

Yani unuttuğumuz tarih!

O dönem orduya kumandanlık eden Halil Paşa, Kutü'l-Ammare zaferinden sonra yayınladığı mesajda şöyle diyordu: Arslanlar! Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz.

Savaş sırasında  İngiliz Generali Tawshend ordu kumandanı  Hali Paşa’ya rüşvet teklif ederek kuşatmanın kaldırılmasını istedimiştir.

Hali Paşa da bu tarihî teklife şu anlamlı cevabı vermiştir: "Baltacı devirleri geride kaldı!"

29 Nisan 1916`da kazanılan bu zafer ...Türkiye'nin NATO'ya üye olduğu 1952 yılına kadar Türk Silahlı kuvvetlerinde 'KUT Bayramı' olarak kutlanmaya devam etti.

Türkiye NATO`ya girince bu kutlamalarda kaldırıldı ve bakın sonra neler oldu:

- NATO`ya üye olup bu zaferi unutulmaya iten Türkiye`nin askerinin başına bu zaferden 95 yıl sonra aynı bölgeler de  çuval geçirildi.

-Türk Ordusunun Genel Kurmay Başkanlığını yapmış İlker Başbuğ ve bir çok komutan adına `Ergenekon` denen bir davadan  `Terör örgütü lideri! ` olarak hapse atıldı.

- `Bir Hilal Uğruna` karınca gibi kırılan askerlerimizin yurt yaptığı yerlerde , hem de askeri karargahlarından  bayrak indirildi, yakıldı…

- Türk askeri cephede değil, sokak ortasından karısının, çoluk çocuğunun yanında infaz edildi, ediliyor.

- İngilizler`den , Fıransızlar`dan  yedi düvelden  kanla geri aldığımız ve adlarına  `şanlı-gazi-kahraman` lakaplarını taktığımız şehirlerimizde Türk Askeri sokakta gezemez oldu. Öğretmeni lojmanından çıkamaz oldu, memuru oraya gitmek istemiyor…

Daha çok örnek sayabilirim ama utancımdan susuyorum.

Bizim Cumhuriyet tarihimizin KUT Bayramını hatırlatacak tek onurlu mücüdelesi vardır, oda 1974 Kıbrıs Çıkartması`dır…gerisi boş ve yavandır.

Terörle Mücadele de ise bireysel KUT`cular vardı, sistemsel bir yapı yoktu.

Bu yüzden olan gariban vatandaşlara oldu…şehit cenazesi kaldırıp, ağıt yakmaktan başka birşey yapamadık.

Bugün ülkemiz ve Mete Han`dan beri gururla sahip çıktığımız ordumuz NATO`nun veya ABD`nin  bölgesel çıkarlarının dışına çıkamamaktadır.

Bu yüzdendir ki, `Ordu-Millet` diye anılan bizim devlet yapımızda ordumuz `netekim` sadece  `DARBELERLE` anılmaktadır.

Evet  KUT`ÜL AMARA ZAFERİ  bize sistemli ve  kasti bir şekilde unutturulmuştur.

Peki ben tüm bunları  durup duruken niye mi hatırlattım?

Onuda anlayan anladı…

Selçuk Düzgün